“İzmir, dengeyi sağlayan kenttir”

Adı İzmir’le özdeşleşen isimlerden Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’in adını duyurmasının ‘marka kent’ olmakla mümkün olabileceğini söylüyor.

Uşak doğumlu Hüseyin Aslan, 24 yaşından bu yana çok sevdiği İzmir’de yaşıyor. Asıl mesleği gazetecilik olan ve 25 yıl bu mesleğe gönül veren Aslan, 15 yıl boyunca da Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın İzmir Şube Başkanlığı görevini başarıyla sürdürdü. Son 25 yıldır Türkiye’nin en büyük konut kooperatiflerinden Ege-Koop’la yolculuğunu sürdüren Aslan, başında bulunduğu organizasyonla sadece konut edindirmek değil, İzmir’in vizyonuna artı değer katma misyonunu da üstleniyor. 

Gazetecilik yaptığı yıllardan bu yana İzmir’in geleceğine dair projeler üzerine düşündüğünü söyleyen Aslan, “İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük ve önemli kenti. Gazetecilikteki yıllarımda hep şunu düşünürdüm: İzmir, Türkiye’nin değil Avrupa’nın en önemli şehirlerinden olmalı. Çünkü bu kentte her şey var: En güzel hava, güneş, deniz, tarih, kültür, doğa, termal… İzmir’in çevresi de zengin. Bu kentin geleceğini planlarken sadece metropolü değil, Ege’yi kucaklayan bir anlayışla düşünmek lazım.” diyor.

Aslan’a göre İzmir’in hak ettiği yerde olması, marka kent olgusunun iyi anlaşılmasıyla başlayacak. Öncelikle herkesin konuştuğu ama pek az fikir sahibi olduğu ‘marka kent’ kavramının anlaşılmasına değinen Aslan, konuya uzun vadeli bakılması gerektiğini şöyle anlatıyor: 

“Öncelikle ‘Marka nedir? ‘Marka kent olmak için nasıl bir yol izlemeliyiz?’, ‘Nasıl bir ortak akıl oluşturulmalıdır?’ gibi soruların cevabını bulmalıyız. Marka kent İzmir’in hak ettiği bir pozisyondur. Biliyoruz ki Avrupa’da, Amerika’da marka caddeler, alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri var. Sadece bu açıdan bile baktığınızda turizm, İzmir’in markası olabilir. Bütün yatırımlar turizme göre yapılmıştır. Sadece adının konması lazım. Bu da ancak kentte söz sahibi olanlar yapacağı kimlik çalışmalarıyla mümkündür.”

Nüfusuna her yıl yaklaşık 100 bin kişinin eklendiği İzmir’in sürekli büyüyen yapısının da dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Aslan, sadece geçmiş birkaç yıla bakılarak kentin değerlendirilmemesi gerektiğini, oluşturulacak projelerin 40-50 yılı içermesinin mantıklı olduğunu belirtiyor.

Menemen, Torbalı, Çiğli, Urla gibi kent merkezi dışındaki yerleşim alanlarında konut projelerine ağırlık veren bir konut kooperatifinin başında yer alan Aslan, “Bölgelerin daha planlı gelişmesine katkıda bulunmak için bunu yaptık. Merkezin zaten gelişecek bir tarafı yok artık. Ege-Koop kar amacı gütmesi mümkün olmayan bir oluşum, çünkü kooperatifiz. Tamamen halkın desteği ve öz katkısıyla, kooperatif yönetiminin yönlendirmesiyle ortaya çıkan bir başarı… Kent yenileme, kentlilik bilinci nedir, kentte yaşamanın şartları nelerdir, bunların hepsinin cevabı bizim projelerimizdedir.” diyerek düşüncelerini dile getiriyor. 

‘İzmir, Türkiye’nin önemli bir parçası’

“İzmir’e gelmekle İzmirli olunmaz” diyen Hüseyin Aslan, “İzmir’e geldiğinizde kentlilik bilinci sorumluluğunu da almalısınız. Burada da görev yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine düşüyor. Biz de İzmir’de yaşayan her insan gibi kentimizin çok daha iyi olmasını arzu ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Türkiye’den İzmir’i çıkarırsanız, Türkiye’nin çok eksiği olur. İzmir ülkeyi dengede tutan bir kenttir. Ama dediğim gibi İzmir’in markalarının öne çıkarılması, kimliğinin belirlenmesi gerekir. Deniziyle, termaliyle, turizmiyle, tarihiyle, yemekleriyle, insanıyla İzmir markadır zaten. Sadece zenginliklerimizi iyi belirleyip, anlatmamız, pazarlamamız gerekiyor. Eğer saydıklarımı gerçekleştirebilirsek bu kent çok yol kat edecektir.” diyor.

Aslan, marka kent konusunda somut bir adım atarak önümüzdeki süreçte uluslararası boyutta bir toplantı düzenleyeceklerini de söylerken, “Öncelikle marka kent olgusunu ortaya koymak istiyoruz. Türkiye’ye turizmi tanıtan, turist akınlarının yaşandığı İzmir’in, eski ihtişamlı günlerine dönmesi için bu olguyu iyi anlamamız gerektiğini düşünüyorum.” diye belirtiyor. 

“Marka kent için dayanışma şart”

Bir konut kooperatifi olmanın yanı sıra kentin geleceğinin yapılanması adına da çeşitli girişimlerde bulunan Ege-Koop, son yıllarda daha çok konuşulur hale gelen ‘marka kent’ konusunda da yol gösterici adımlar atıyor. “İzmir’i Marka Şehir Yapmanın Koşulları” başlıklı etkinlik için sivil toplum örgütlerine ve sanayi kuruluşlarına çağrıda bulunan Ege-Koop Danışma Kurulu, İzmir’i marka kent haline getirmek amacıyla, aralarında yerli ve yabancı uzmanların da yer aldığı “Marka Kent İzmir” başlıklı uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Danışma Kurulu, sık sık gerçekleştirdiği ziyaretlerle İzmir’in marka değerinin yükseltilmesi, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan daha da güçlü olması için yapılması gerekenlerin tartışılabileceği bir toplantının başlangıç olarak kabul edilip bu konuda çalışmaların sürdürülmesi konusunda kurumlardan destek istiyor. İzmir’in, doğal güzellikleri bakımından oldukça zengin olmasına rağmen söz konusu zenginlikler doğru değerlendirilmediği için diğer kentlerin gerisinde kaldığına dikkat çeken Hüseyin Aslan, “Kıskançlıkları bir kenara bırakarak kentimizi yüceltmek, İzmir’i dünya şehirleri seviyesine getirmek için bütün kurum ve kuruluşların elini taşın altına koyup el ele vermesi gerekiyor.” diyor. 

Sosyal sorunlara duyarlı bir isim

Türk kooperatifçiliğinde ve toplu konut sektöründe, Ege-Koop gibi saygın bir sivil toplum örgütünün Genel Başkanlığı görevinde 25 bine yakın ailenin konut edinmesini sağlayan Hüseyin Aslan, eğitime de farklı şekillerde katkılar sağlıyor. Kendi adını taşıyan özel anaokulunu hizmete açan ve Türk Milli Eğitimi’ne katkıları nedeniyle 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından ödüllendirilen Hüseyin Aslan, 113 ülkeden 15 bin üyesi bulunan Ticaret Liderleri Kulübü’nden “33. İş Liderliği ve Prestij Yeni Bin Yıl Ödülü”, Atatürkçü Düşünce Derneği’nden “Yılın Atatürkçüsü”, 2004 TSE Basın Ödülü ve Türk Dil Kurumu’ndan 44. Dil Bayramı “Türk Dili Ödülü” gibi önemli ödüllere de sahip. Aktif bir sosyal hayatın içerisinde yer alan Aslan, Çeşme Alaçatı’da faaliyete başlayacak, Türkiye’nin ilk Alman diliyle eğitim verecek üniversitesi Türk-Alman Üniversitesi’nin kuruluş çalışmalarını sürdüren Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) ile Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı’nın (TÜLOV) da Yönetim Kurulu Başkan Vekilliklerini sürdürüyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey Sivil Toplum Danışma Kurulu Üyesi olan Aslan’ın, “Yazdıklarım Söylediklerim”, “Türkiye’nin Görünümü”, “Söz Uçar Yazı Kalır”, “Sözün Özü” gibi kitapları da bulunuyor.

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©