"Muhafazakar parti bakan yardımcısı Richard Willey, muzır yasasının tartışılacağı toplantı için birkaç geceliğine eşiyle birlikte Westminister Oteli'ne kalmaya gider. Ancak Richard'ın bu iş gezisi sırasında planladığı başka şeyler vardır. Özel kalem müdürü George, otel çalışanları ve beklenmedik misafirlerin yardımıyla her kapının ardından başka bir karmaşa çıkar." Sahnedeki kişililerin bir dakika yerinde durmadığı bu haraketli oyun ile eğlenceli bir akşam Bornova Ayfer Feray Açık Hava Tiyatrosu'nda saat 21.00 'da sizlerle olacak.
Demirer, gösterisinde hem stand-up yapıyor hem ‘tek kişilik gazino’ oluyor!
Başarılı komedyen, Türk Sanat Müziği’nden operaya, halk müziğinden popa ve arabeske kadar geniş bir repertuvara sahip. Demirer’e sahnede Taşkın Sabah yönetiminde bir orkestra ve zaman zaman dansçılar eşlik ediyor.
Seyircinin hasretle beklediği mizah dolu hikayeler de şarkı aralarında sahnede yerini alıyor. Ata Demirer kendine has üslubuyla bir yandan şakalarıyla seyirciye kahkahalar attırıyor, bir yandan da şarkılarıyla, tiyatro sahnesine hoş bir seda getiriyor.Ata Demirer, ‘tek kişilik’ gösterisi ve gazinosuyla 23 Ağustos'ta Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nd a21.15'te !
Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar... İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya gelirler. Başvurdukları her yerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar. Irmak Bahçeci'nin yazıp Yıldıray Şahinler'in yönettiği, Cem Davran, Bahtiyar Engin, Yıldıray Şahinler, Selin Yeninci ve Erkan Can'ın oynadığı oyun, yılın komedisi olmaya aday...Oyun Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu saat 21.00'da
Stavroz, muhteşem performansı ile 25 Ağustos'ta Single fin Yellow'da...23:59 'da
Türk pop müziğinin en başarılı yorumcularından biri olan Ziynet Sali, 25 Ağustos'ta Çeşme'de..Konser 21:00 'da başlayacak.
Yıllarını aynı takımda geçirmiş bir kaleci ...
Bir kaç maç üst üste yediği hatalı goller nedeniyle yedek kalmış ve yıllar boyunca tekrar kaleye geçeceği günü beklemiştir.... Kader onu kalesine belki de hiç top gelmeyecek bir maçta tekrar kaleye geçirir..
Bu 90 dakika onun ; geçmişini , yaşadıklarını , seçimlerini ve hayatı , seyirciyle beraber sorguladığı bir 90 dakikaya dönüşecektir.... Kaleci Erkan Kolçakköstengil'den kalede kalmak , aile olmak , yalnız kalmak , çizgilerin dışına çıkmak üzerine; seyircinin taraftara dönüştüğü bir oyun. Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 21.00'da sizleri bekliyor.
Sunay Akın, "Sunay Akın ile Görçek" adlı gösterisiyle 21.00' te 27Ağustos'ta Bornova Açıkhava Tiyatrosu'nda!
Bu gösterisinde kağıt gemilerden emekli kaptanımız izleyicilerini seyir defterinin yeni sayfalarını okumaya davet ediyor. Görçek'i izleyenler, birarada yaşama duygusunu bilginin üretilen ve yönetilen en büyük güç olduğu gerçeğinde kavrayacaklar. Haydi gel, iki saate iki bin kitabın ışığının sığdığı bu gösteride karanlığa taşınan ışığı sen de avuçlarında hisset.
Elizabeth ormanda bir kulübede yaşayan, doğayı ve hayvanları çok seven bir kızdır. Ormanın yanındaki şatoda yaşayan kralın oğlu prensin de arkadaşıdır.
Prens de doğayı ve hayvanları çok sever. Fakat prensin babası kral, şatosunu daha da büyütmek için de ormandaki ağaçları kesmeyi ve Elizabeth'in kulübesini yıkmayı istemektedir. Prens, Elizabeth ve arkadaşları zürafa ile çocukların da yardımıyla ağaçların kesilmesini önlemeye çalışır. Fakat bu durum Kral'ı çok sinirlendirir.
Günlerden bir gün kral hasta olur, Elizabeth'in orman bitkilerinden hazırladığı adaçayını ıhlamuru içmesi gerekmektedir. Elizabeth kralın yaptıklarına rağmen ona yardım eder ve iyileşmesi için ona çaylar yapar ve doktora gitmesini söyler. Böylece kral ormanların yararlarını öğrenir ve doğaya zarar vermemesi gerektiğini anlar.
Çocuklarımıza, ormanların dünyamız için yararlarını anlatırken, doğayı ve hayvanları korumamız gerektiğini de vurguluyoruz. Ayrıca çocuklarımız, kötüye karşı kötü davranmak yerine iyilikle tüm önyargıların kalkacağını da görüyorlar.
Oyunumuzda, ne yazık ki günümüzde de sürekli yapmakta olduğumuz bir hata olan “kendi çıkarlarımız için doğayı yok hiçe sayma” ‘nın sonuçları anlatılmak istenmektedir. İçinde bulunduğumuz tüketim çılgınlığının miniklerimizi bile ele geçirdiği dünyamızda önemli olanın daha fazla mal varlığına sahip olmak değil daha fazla doğal alanlar olması gereği çocuklarımıza anlatılmaktadır.Oyun 27 Ağustos'ta 10.00 ve 11.00 'da Karabağlar Halk Eğitim Merkezinde,28 Ağustos'ta Ahmet Piriştina Kültür Merkezin'de 10.00 - 11.00 - 14.00 - 15.00'da
İki perdelik kara komedi oyunun konsepti PuCCa'ya, senaryosu ‘'Bir Kadın Bir Erkek'' dizisi senaristleri Murat Dişli, Alper Atalan ve Zeki Enes Akkan'a ait. Cansu ve Serdar, evlilik hayatı canlarına tak etmiş ve boşanmaya karar vermiş bir çifttir. Boşanmadan bir gece önce kendileri için düzenlenen bir kutlama partisine katılırlar. Ancak sabah aynı yatakta uyanırlar! Bir gece öncesine dair çok az şey hatırlayan Cansu ve Serdar'ı bekleyen asıl sürpriz, salondaki kanepede uzanmakta olan cesettir.
Katil kim?
Ne yapacağını bilemeyen çiftimiz bir yandan “Hangimiz katil?” sorusuna yanıt ararken, bir yandan da ilişkilerini, evliliklerini, geçmişlerini, kendilerini bulundukları noktaya taşıyan olayları yeniden değerlendirecek ve karşılarına çıkacak bambaşka sürprizlerle mücadele etmeye çalışacaktır.Oyun 27 Ağustos'ta Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda, 28 Ağustos'ta Bornova Ayfer Feray Açık Hava Tiyatrosu'nda saat 21.00 'da sahnede olucak. ,
Nazım Hikmet'in en büyük ilham kaynağı, ölümsüz aşkı "Piraye" Nazım Hikmet Kültür Merkezin'de 20.30'da seyircisi ile buluşmaya devam ediyor.
Türk dilinin en büyük şairi Nazım Hikmet, karısı Piraye’ye 1933’ten 1950’ye kadar, aralıklı olarak hapishanede geçirdiği 17 yıl boyunca yüzlerce mektup yazdı. Bu mektuplar aracılığıyla aşkını, kavgasını, hasretini en duru haliyle Piraye ile paylaştı. Piraye, bu mektupları Nazım’ın Çankırı Hapishanesi’nde kendi elleriyle yaptığı tahta bir bavulda, yıllar boyu sakladı. Nazım’ın zorlu tutsaklık yıllarında hayata tutunmasını sağlayan şey aşkın, kavganın ve hasretin yüreğinde bir bütün halindeki varlığıydı. Usta şair Nazım Hikmet’in yüreğinin bütün gücüyle yazdığı mektup ve şiirlerden oluşan, onun iç dünyasına yapılan bu yolculukta, aşkın, şiirin, müziğin evrensel ve ölümsüz yönüyle tanışmaya ve yüreğinizin kapılarını açmaya hazırlanın.
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim: Can Yücel ve Bir Garip Orhan Veli oyunları, iki oyun birden, tek seans ve iki perde olarak 29 Ağustos'ta Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda 21.00'da sahnelenecek.
Mavibahçe Alışveriş Merkezinin yaz sahnesinde perşembe günü sizleri saat 19.30'da Fiza Nadirova Feat Dolce Fulk Jazz bekliyor olacak.
Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağına yansıması.
Hizmet etmekten başka bir şey düşünemeyen köşk çalışanları da gözlerinin önünde gelişen olaylar karşısında kayıtsız kalamayacaktır. Toplumdaki değişimden her biri kendi payına düşeni alacaktır.
Vasıf Öngören’in bu olayları eğlenceli bir biçimde aktardığı oyun, tiyatro sahnesinde defalarca yorumlanmış ve beyazperdeye de uyarlanmıştır. 1978 yılında ilk kez İstanbul Şehir Tiyatrolarında bu oyunda aşçı Lütfü Usta’yı canlandıran Şener Şen, 40 yıl aradan sonra aynı rolde ve genç bir oyuncu kadrosuyla tekrar sahnede.