Kapılar ardında Ayavukla Kilisesi

Yıl 1886. Tek tek taşları diziliyor Agios Voukolos Kilisesi’nin. Rum Ortodoks Ermeni Cemaati’nin fedakâr birikimleriyle can bulan bir tarih yeniden yazılmaya başlıyor

 

Yazı: CİHAT PEHLİVANOĞLU Mimar

Karşımdaki yapı ikizlerin bakışları gibi beni sarıyor. Yıl 2000...Sayın Prof. Dr. Metin Sözen önderliğinde kilise içerisinde, etrafındaki metruk ek yapılarda ve kütüphane binasında bir keşif gezisindeyiz. Akşam saatleri. Kubbe büyük bir bölümünden delinmiş ve içeriye tüm dış hava etkilerini almakta, yağmur tanelerinden bazısı üzerimize düşüyor, etrafta alaca bir is, karanlık göze çarpmakta...

Kilisenin zamana direndiği her halinden belli, kalabalık bir çoğunluk etrafını sarmış, kimse ona sormuyor. ‘İçinde kabuklarının altında neyi, neleri saklıyorsun? diye...

Yıl 1886.

Tek tek taşları diziliyor Agios Voukolos Kilisesi’nin. Rum Ortodoks Ermeni Cemaati’nin fedakâr birikimleriyle can bulan bir tarih başlıyor. 19. yüzyılın ikinci yarısında Anafartalar Caddesinde ve kahvehanelerinde kilisenin yapılışı konuşuluyor etraflıca.

Duvarlar yükseliyor. Önce ana yapı, ardından diğerleri ve en son dış duvarlar. O zamanlar Rum kesiminin nüfusunun yoğun olduğu dönemin bir eseri, yapı. Kilise işlevini 1922 yılına kadar sürdüren yapı, cemaatinin İzmir’den ayrılması üzerine yıllarca terk edilmiş bir durumda kalmış. 1924 yılının şubat ayında Atatürk’ün isteği üzerine Asar-ı Atika Müzesi’ne dönüştürülerek kullanılması planlanan kilise, yangından etkilenmemiş ama zamanın etkilerini de göstermeye başlamış.

Müze işlevi ilerleyen zamanlarda değişmiş. Kültür Bakanlığı tarafından opera çalışma salonu olarak hizmet veren yapı, talihsiz bir yangın sonrasında da artık kullanılmamıştır.

Müze döneminde burada görev yapan heykeltıraş Cahit Koççoban, narteks altında giriş kısmında camlı bir ek bölümün ilk görev yeri olduğunu aktarmıştır. Koççoban’ın hatırladığı kadarıyla, Cumhuriyet’in ilanı ile müzecilik çalışmalarının önem kazanmasıyla birlikte, kimi kabartmalar, heykeller, frizler ve birçok tarihi eser kurtarılarak bahçesinde korunmuştur. 1951 yılında müze buradan fuar alanına taşınır. Mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait olan yapı, 17 Ocak 1975 tarih ve 152 sayılı genelgeyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. 2003 yılında yapı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiştir.

2004-2007 yılları arasında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Mimari Restorasyon Bölümü tarafından hazırlanan restorasyon projesi, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca onaylandıktan sonra yapım ihalesi gerçekleştirilip, 17 Aralık 2008’de yer teslimi yapılarak restorasyon çalışmaları başlamıştır.

Basmane - Ayavukla Kilisesi Restorasyon Projesi ve Uygulama Danışmanlığı İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Prof. Dr. Başak İpekoğlu yöneticiliğinde gerçekleştirilmiştir.

Kilisenin narteksi (Kiliselerde sahna girilmeden önce gelen, sahından sütunlarla ya da duvarlarla ayrılan bölüm) kolon dizisinin çevrelediği yarı açık giriş mekânıdır. Kadınlar bölümü galeri katında narteks üzerinde konumlandırılmıştır ve tüm iç mekâna hâkimdir. İç mekân da transept ortasında kubbe, yanlarda yarım çapraz tonoz, giriş hol kısmı ve apsis (Kiliselerde koronun arkasında bulunan ve camilerdeki mihrap kısmının karşılığı olan, yarım daire veya yarım çokgen şeklinde örtülü kısım) önünde aynalı çapraz tonoz ve apsis üstü yarım kubbe ile örtülmüştür.

Kilise tek nefli (tapınmaya ayrılmış olan geniş bölüm anlamına gelen sahın kelimesinin Fransızca karşılığı), tek apsisli ve transeptli (Kiliselerde orta sahnın koroya yakın bölümünde sahna dik olan ve orta sahınla birlikte bir haç şekli meydana getiren uzunca sahın) bir düzendedir. Duvarları moloz taş ve tuğla örgü tekniğiyle yapılmıştır ve cephede kat aralarında ve saçak altında tuğla silmeler yer almaktadır.

İki sıra halinde pencere dizisi ile çevrili ibadet mekânı dört köşede korent düzeni benzeşen sütunlarla süslenmiştir.

Tuğla boşaltma kemerleri, ince yontu kesme taş, pencere ve kapı söveleri cephede mimari öğelerini oluşturmaktadır. Kilise ve dört adet müştemilat binasının restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları 2010 yılı sonunda tamamlanmıştır. Kilise, sosyal aktivite merkezi ve çok amaçlı kültür salonu olarak restore edilmiş ve bahçenin batı kısmında yer alan müştemilat binası Basın Müzesi olarak kullanılmak üzere İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin kullanımına sunulmuştur. Diğer ek yapılar ise muhtarlık ve çocuk kütüphanesi olarak düşünülmüştür.

Yoğun bir emeğin eseri

Büyük tarihi yapıların restorasyonu, özverili çalışma ve büyük emek istemektedir. Uygulamayı üstlenen firma, uzman kadrosuyla restorasyonu, kilisenin o ilk taşını koyan ustanın hassaslığında sürdürmüş ve özellikle narteksin üst kısmında yapının beden duvarında dışa doğru 25 santimetre mesafeyi geçen dışa sarkmalar, özel tekniğiyle içe doğru gerdirilerek beden duvarı olması gereken düşey mesafesine yeniden getirilmiştir. Bakan gözler için verilen emeğin büyüklüğü kuşkusuzdur. Ancak, kilisenin restorasyonunda gözle görülmeyen nice emekler de saklıdır. Bugünün teknolojik dünyasında ve gelişmiş yapım tekniklerinin doruğunda tarihi yapıların restorasyonu geçmişimizi yeniden keşfetmek için bir fırsattır.

Farklılıkların gözetilmediği bir ortamda, emekle inşa edilmiş kilise, bugün mahallesine yeniden kazandırılmıştır. Sosyal aktivite merkezi olarak hizmet vermesi planlanan kilisenin, ona ilk taşını sunanların hatıralarında yaşatılması için belli dönemlerde ibadete açılması, dönemin ruhunun yeniden kazanılması için bir muhabbet konusu olabilecektir. Kapısında Arkeoloji Müzesi kabartmasını taşıyan, Basmane Kapılar mevkiindeki Ayavukla Kilisesi, ışığı taşıyan eller sayesinde günümüze ulaştığı gibi, gelecek zamanlara da ulaşacaktır.

Unutulmayan günlerin tarihini duvarları arasında gizleyen, kilisenin restorasyonu kapsamında iç mekanda restorasyon gören duvar tasvirleri, o günden bize yeniden bakıyor. Sanki 22 yıl öncesinden bakar gibi...

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©