Efes’in zenginliği hayranlık uyandırıyor
Binlerce yıl öncesinin eserleri Efes Müzesi’nde tarihin gizemini fısıldıyor konuklarına ve eşsiz buluntularıyla dünyanın ilgisini İzmir’e çekiyor her seferinde.
Fotoğraflar: Süleyman Duman
Efes Antik Kenti’nin bulunduğu Selçuk ilçesindeki Efes Müzesi’nin yolculuğu ilk olarak 1929 yılında Selçuk’ta bir depo oluşturulmasıyla başlar. Kazılarda bulunan ve çevreden toplanan eserler depoya getirilir. 1964 yılında bugün kullanılan müzenin güneyindeki bölümün inşası tamamlanır ve eserlerin sergilenmesine başlanır. Birkaç salondan oluşan müze, kazılardan getirilen eserler için yeterli gelmediğinden 1976 yılında kuzey bölümü inşa edilerek müze genişletilir. Müze, arkeoloji ve etnografya (arasta) olmak üzere iki ana bölümden oluşur.
Efes Müzesi, büyük bölümü Efes kazıları, St. Jean Kilisesi, Belevi Mezar Anıtı ve yakın çevredeki diğer ören yerlerinden getirilen, Efes ve Anadolu arkeolojisi için çok önemli eserleri ile Avrupa’nın en zengin yerel müzelerindendir. Müzede sergilenen eserler M.Ö. 4. yıldan başlayıp Prehistorik, Miken, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine kadar uzanır. Sergileme klasik kronoloji takip etmemekte, eserler buluntu yerlerine göre düzenlenmiş salonlarda bulunmaktadır.
Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu
Girişte yer alan bu ilk salonda Efes Yamaç Evler kazılarında bulunan ve çoğunluğu Roma dönemine ait eserler sergilenmektedir. Solda evlerin plan ve kazı fotoğrafları, Sağlık Tanrısı Asklepios ve kızı Hygieia’nın heykelleri ile yanındaki birinci vitrinde tıp ve kozmetik ile ilgili eserler bulunmaktadır. İkinci vitrinde ev kültü ve kullanım eşyaları yer almaktadır. Bunlardan cam tepsi en ilginç olanıdır. Tam karşıda bir ev köşesinden getirilen freskli duvardaki niş içinde Avcı Artemis heykeli ve sol yanında Sokrates başı ve freski bulunmaktadır. Salonun sağında İmparator Marcus Aurelius büstü, Bereket Tanrısı Priapos, İmparator Tiberius ve Livia başları, önünde bronz yılan ve salonun çıkışında solda Mısırlı rahip heykelcikleri yer almaktadır. Müzenin en önemli eserlerinden olan ve Yamaç Evlerde bulunan İmparator Traian’ın doğulu barbarlar ile yaptığı savaş ve hazırlıklarının üç bölüm halinde gösterildiği fildişi friz grubu, salonun ortasında sergilenmektedir.
Çeşme Buluntuları Salonu
Efes’te bulunan Pollio, Traian, Laecanus Bassus çeşmelerinde yapılan kazılarda çıkarılan eserler, bu salonda sergilenmektedir. Girişin hemen solunda Tanrı Zeus’un başı ve Aphrodite’nin heykeli vardır. Salonun ortasında ise “Dinlenen Savaşçı” heykeli yer almaktadır. Sol tarafta Pollio Çeşmesi’ni süsleyen “Odysseus-Polyphemos” heykel grubu bulunmaktadır. Bu grubun karşısındaki heykeller Traian Çeşmesi’ne aittir. Bunlardan ilki bir ağaç kütüğüne yaslanmış durumdaki Dionysos’tur. Diğer heykeller uzanmış Satyr, göbeği üzerinde istiridye kabuğu taşıyan Aphrodite ve Androklos ile köpeğidir. Salonun sağ tarafında ise bir dizi büst yer almaktadır. Bunları da Laecanus Bassus Çeşmesi’nde bulunan heykeller takip etmektedir.
Yeni Buluntular Salonu
Yeni bulunan eserlerin bir bölümü, bir-iki yıl süreyle burada teşhir edilmektedir. Salonda halen Eros kabartmaları ve heykelleri sergilenmektedir. Bunlar içerisinde M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilen Yunuslu Eros ve ünlü Heykeltıraş Lysippos’un Eros heykeli başının Roma devrindeki kopyası ilgi çekici eserlerdir. Salonun ayrı düzenlenmiş bir bölümündeki vitrinlerde de Efes sikkeleri ile bölgeden ele geçirilmiş sikke örnekleri kronolojik olarak sergilenmektedir.
Büyük Avlu
Müzeye, yöre mimarisine uygun bir bahçe yapılmıştır. Burada, Belevi Mezar Anıtı’ndan parçalar, sütun başlıkları koleksiyonu, Arkaik Döneme ait “Pamucak Kurosu”, Asia eyaletinin Erken İmparatorluk dönemine ait gümrük kanunlarını içeren yazıt ve seçme kabartmalar dikkati çekmektedir. Avludaki alınlıkta sergilenen eserler, Odyseus-Polyphemos grubu eserlerinin tamamlanmış kopyalarıdır ve bunların ilk kullanım yeri olduğu sanılan devlet agorasındaki tapınağın alınlığındaki durumunu göstermektedir. Bu alınlığın altında ise sütun başlıkları koleksiyonu sergilenmektedir.
Bahçenin sağ tarafında lahitler, ostothekler (ölü kül kutuları) ve steller bulunmaktadır. M.S. 2. yüzyıla ait olan lahtin özellikle süslemeleri hayli ilginçtir. Lahtin etrafı Musaların figürleriyle bezenmiştir. Kapağındaki yazıta göre Doğu Roma Devri’nde tekrar kullanılmıştır. Ortadaki güneş saati yarım daire şeklinde bir zaman skalasından oluşmaktadır. Sol tarafındaki revaklı bölüm içerisinde St. Jean Anıtı’na ait Bizans Devri mermer korkuluk levhaları bulunmaktadır.
Mezar Buluntuları Salonu
Bahçeden de girişi olan salonda mezar buluntuları teşhir edilmektedir. Sağ duvardaki çizimlerde Anadolu’daki ölü gömme adetleri gösterilmektedir. Soldaki ilk vitrinde St. Jean Kilisesi Takip Kapısı önünde bulunan bir Miken mezarından (M.Ö. 14.-13.yüzyıl) çıkarılan eserler, sağdaki vitrinde de Efes ve civarındaki mezarlardan bulunan cam eşyalar teşhir edilmektedir. Salonun sonunda sağda bir stel, solda ise Ana Tanrıça kabartmaları sergilenmektedir.
Efes Artemisi Salonu
Müzenin bu salonunda dünya müzelerinin nadir eserlerinden olan Efes Artemisi kült heykelleri ve tapınağa bırakılan kıymetli adak hediyelerinin bir bölümü sergilenmektedir.
Birbirinden güzel iki Artemis heykeli, şöhretlerine uygun bir şekilde ziyaretçilere sunulmaktadır. Bunlar Roma dönemine ait olup, kazılar sırasında Efes Prytaneion’da bulunmuştur. Soldaki heykele “Büyük Artemis”, karşısındakine ise mermerin cinsinden dolayı “Güzel Artemis” adları verilmiştir. Artemis Tapınağı sunağını süsleyen dört atlı arabanın atlarından biri, Artemisli kabartmalar ve Artemision’un kurşun su borusu örnekleri de bu salondadır.
İmparator Kültleri ve Portreleri Salonu
Bu salonda genellikle imparator ve ailelerinin büstleri görülmektedir. ‘Artemis Salonu’ tarafındaki girişin hemen sağındaki heykel, konsül Stephanos’a aittir. Sol tarafta duvardaki Hadrian Tapınağı fotoğrafının iki yanında aynı tapınağın orijinal frizleri görülmektedir. Ortada bulunan sunak Domitian Tapınağı’nın “U” şeklindeki sunağının bir parçasıdır. Üç tarafı kabartmalıdır. Salonun çıkışında İmparator Domitian’ın dev heykelinin bulunan parçaları sergilenmektedir. Ayrıca İmparator Augustus ve karısı Livia’nın heykelleri ve Part Anıtı’nın bazı parçaları da bu salonu süslemektedir.
Hikmet Gürçay Sanat Galerisi
Bu salonda dikkat çeken geçici sergiler ile resim ve el sanatları ürünleri, öğrenci çalışmaları, günümüz resim ve heykel sanatçılarının ürünleri dönüşümlü olarak sergilenmektedir.
Küçük Avlu ve Ön Bahçe
Küçük avluda bir kafeterya yer almakta ve ilgi çekici eserler sergilenmektedir. Müzenin giriş kısmında Hermeros heykeli, ön cephesinde ise girlantlı iki lahit ile gladyatör stelleri yer almaktadır.
Etnografya (Arasta) Bölümü
Müze binasının batısında kalan Saadet Hatun Hamamı’nın, 1972 yılında onarım ve çevre düzenlemesi yapılmış, hamam ve yaşayan el sanatlarından oluşan Etnografya Müzesi olarak düzenlenmiştir. Revaklar, eski Türk çarşılarını çağrıştıran arastalar şeklinde düzenlenip, 1995 yılında ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur. Urgancılık, kantarlar, değirmen taşları,
Türkmen Çadırı gibi sergilemelerin yanında göz boncuğu atölyesi, bakırhane, kılıç vitrini, gülsuyu ve gül yağı üretiminin yapıldığı gülhane, cici berber olarak anılan berber dükkanı, saz evi gibi mekanlarla eski Türk költürü yansıtan bir bölüm oluşturulmuştur. Saadet Hatun Hamamı’nda ise Türk hamam kültürüne ait eserler sergilenmektedir. Müze konferans salonunun da yer aldığı bu bölüm ziyarete kapalıdır. Bazı etkinlik programlarında açılmaktadır.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden Efes Müzesi’nin yılda ortalama 200 bin ziyaretçisi vardır. Haftanın her günü açık olan müzeyi yaz aylarında 08.30-19.00, kış aylarında ise 08.00-17.00 saatleri arasında gezmek mümkün.
Nasıl gidilir?
İzmir’e 74 kilometre uzaklıkta olan Selçuk ilçesine, İzmir otogarından periyodik kalkan minibüslerle veya İzmir garından hareket eden tren seferleriyle ulaşım sağlanabiliyor.