Erythrai

İonia’nın önemli ticaret merkezi

Antik çağda on iki İon devletinin önde gelenlerinden olan Erythrai, Arkaik Dönemden itibaren Doğu mallarını İonia’ya dağıtan bir market görevi yapıyordu

 Yazı: Yrd. Doç. AYŞE GÜL AKALIN / Ankara Üniversitesi / Erythrai Kazısı Başkanı

 Erythrai antik yerleşimi İzmir Karaburun Yarımadası’nda, İzmir'den yaklaşık 60 km uzaklıktaki Çeşme’nin Ildırı Köyü’nde yer almaktadır.

Antik çağda on iki İon devletinin önde gelenlerinden olan Erythrai, Antik Ege dünyasının önemli yerleşimlerden biridir. Öyle ki 1965- 1979 yılları arasında yürütülen kazılarda bulunan Sub-Geometrik, yoğun Arkaik, Klasik, Hellenistik ve Roma çağlarına ait değişik kalıntı ve buluntuların sunduğu bilgiler, yerleşimin İÖ. 8 yy. dan itibaren özellikle M.Ö. 4. yy.’da İonia´daki sosyal politik değişimlerde etkin rol oynadığını ortaya koyar.

Erythrai antik yerleşimi İzmir Karaburun Yarımadası’nda, İzmir'den yaklaşık 60 km uzaklıktaki Çeşme’nin Ildırı Köyü’nde yer almaktadır.

Antik çağda on iki İon devletinin önde gelenlerinden olan Erythrai, Antik Ege dünyasının önemli yerleşimlerden biridir. Öyle ki 1965-1979 yılları arasında yürütülen kazılarda bulunan Sub-Geometrik, yoğun Arkaik, Klasik, Hellenistik ve Roma çağlarına ait değişik kalıntı ve buluntuların sunduğu bilgiler, yerleşimin İÖ. 8 yy. dan itibaren özellikle M.Ö. 4. yy.’da İonia´daki sosyal politik değişimlerde etkin rol oynadığını ortaya koyar. Aynı zamanda, bu buluntuların yerleşimin büyük kısmında kesintisiz olarak ele geçmesi, İonia kronolojisi problemlerine yeni çözümler getirmesi açısından da önem taşımaktadır. Bununla birlikte Erythrai’ın akropolündeki Pers egemenliği, hemen öncesi ve arkasına ait tabakalar da bu dönemler için daha önce yazılan bilgileri değiştirecek nitelikte özellikler göstermektedir.

Erythrai Roma döneminde, Batı mitoslarında yer alan ünlü Sibylla’nın (bilici kadın) doğduğu yer olarak itibar görmüştür.

Antik yazarların bıraktıkları belgelerde Erythrai’ın önemi büyük ölçüde doğrulanmaktadır. Antik kaynaklar ve kazıların verdiği bilgilere göre Erythrai’ın Fenikeliler ile yoğun iletişim içinde olup Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e yönelik ticari faaliyetlerde onlarla birlikte hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Bunun yanında bulunan zengin Mısır kökenli eserler de (skrabeler, fayans ve bronz objeler) ticari ilişkilerin Mısır'a kadar uzandığını düşündürmektedir. Sonuçta bu türde buluntularının yoğunluğu ile Erythrai, İonia bölgesinde Doğu bağlantıları yansıtan önemli bir merkez olarak karşımıza çıkmaktadır.

Arkaik Dönemden itibaren Doğu mallarını kullanan ve bunları İonia’ya dağıtan bir market görevindeki Erythrai’ın ticaret ve diplomaside Miletos ve Samos ile birlikte hareket ettiği ve karşı komşusu Khios ile büyük bir rekabet içerisinde bulunduğu bilinmektedir. Hatta bu ilişkiler kapsamında, Arkaik Dönemde Erythrailıların Thrak kökenli unsurları aracılığı ile Tyros Herakles’ini yerleşimlerine kazandırdıklarını ve onun için özel bir kutsal alan oluşturduklarını öğrenmekteyiz. Şüphesiz bu kült yerleşime Doğulu tüccarların sıkça uğraması nedeniyle gelmiş ve yerleştirilmiştir ki bu durum yerleşimin aynı zamanda bir Emporio (ticaret kolonisi) olduğunu göstermektedir.

M.Ö. 6.yy ortalarından sonra Anadolu’nun Pers egemenliği altında bulunduğu dönemde Erythrai’ın bir liman üssü olmanın verdiği olanaklardan yararlanarak Hellas ile yoğun iletişimde bulunduğu ve hemen ardından M.Ö 5.yy başlarında Attika-Delos Deniz Birliği’nin etkin üyeleri arasında yer aldığı görülmektedir. Yerleşimin bu birliğe İonia devletleri arasında en fazla vergiyi ödemesi bu dönemdeki güç ve öneminin bir göstergesidir.

İ.Ö. 4. yy. da Erythrai’ın Karia satrapı Mausolos ve Atarneus Tyranları ile işbirliği yaparak Batı Anadolu’da Pers yönetiminden ayrı bir güç oluşturma yönünde etkin rol oynadığı bilinmektedir. Bu ilişkiler kapsamında satrap Mausolos buraya büyük ölçüde yardımda bulunmuş, karşılık olarak Erythrai’ın yerel yöneticileri de Mausolos’un altın taçlı heykelini Athena tapınağı temenosuna, karısı ve kız kardeşi Artemisia’nın gümüş taçlı heykellerini de agoraya diktirtmişlerdir.

III. Aleksandros´un (Büyük İskender) Asya Seferi sırasında Erythrai’dan geçtiği bilinmektedir ve olasılıkla yerleşimin tiyatrosu ve 4 km'yi aşan surları onun zamanında ve maddi desteği ile inşa edildiği yazıtlardan anlaşılmaktadır. Yerleşimin tiyatrosu bu nedenle Anadolu`daki en erken Grek tiyatrolarındandır. Tiyatronun büyüklüğünden yerleşimde Hellenistik dönemde büyük bir olasılıkla bir synoikismos´a (birbirinden bağımsız, dağınık yerleşimlerin, tek yerleşim bölgesinde toplanması ya da yönetimlerini birleştirerek kendilerine tek bir merkez belirlemeleri) gidildiği düşünülmektedir. Ayrıca tiyatro, Hadrianus’un burayı ziyareti sırasında da bazı eklerle onarılmışdır. M.Ö. 330-315 yılları arasında yapıldığı düşünülen yerleşim suru da büyük olasılıkla tıpkı diğer Hellenistik yerleşimlerde olduğu gibi bir synoikismos´un varlığını desteklemektedir. Roma dönemine gelindiğinde ise Erythrai, Batı mitoslarında yer alan ünlü Sibylla’nın (bilici kadın) doğduğu yer olarak itibar görmüştür. Özellikle merkezden gelen (Roma’dan) yöneticilerce yönetilmişlerdir ki bu, şüphesiz o dönemde bir liman kenti olan yerleşimin ticari hacminden dolayı imparatorluğun Anadolu’da önem verdiği üstlerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır

Prof. Ekrem Akurgal dönemi kazılarında ele geçen buluntu ve kalıntıların ortaya koyduğu önemli sonuçlar vardır; öyle ki Athena Tapınağı ve Herakleion, İon mimari düzenleri ile Anadolu’daki en iyi Ephesos türü örneği sergileyen yapılar olarak dikkate alınmaktadır. Samos Heraion’una yapılacak adaklar için Erythrai’ın kore tarzında heykelleri ithal etmiş olması ilgi çekicidir. Ayrıca komşu yerleşim Klazomenai’nın pişmiş toprak lahitlerinin farklı bir versiyonu olan kabartmalı ve kalıptan çıkma süslemeli lahitler burada da üretilmiştir.

Tüm bunların yanında Roma çağında Erythrai´ın ticari etkinliği kapsamında, ihracat amaçlı ürettiği çok kaliteli şaraplarla ün bulunduğu bilinmektedir, ki bunlar için de Erythrai’da özel bir amfora türü de üretilmiştir. Helenistik ve Roma çağındaki zenginliğini yerleşimin kuzeyindeki ve Cennettepe diye adlandırılan kesimdeki, zeminleri mozaikli villalar büyük ölçüde yansıtmaktadır. Villalarda bulunan mozaikler ise stil kritikleriyle döneminin mozaik sanat tarzını açıklayan seçkin örneklerdir. Yine Roma dönemine ait olmak üzere, yerleşimin Heroon ve Tiyatro gibi büyük yapılarının İmparator Hadrianus tarafından yapılan maddi destekle onarıldığı kayıtlarda geçmektedir ki bu binalar da mimari tarzlarıyla Anadolu’da İmparatorluk Roması’nın uygulamaları hakkında direkt bilgi sunmaktadır.

Yüzeydeki Kalıntılar

Tiyatro: Prof. Akurgal döneminde ortaya çıkartılmış ancak kazısı tamamlanmadan restorasyon denemelerine başlanmış tiyatronun ilk yapım dönemi İÖ. 3. yy’lın ilk yarısına karşılık gelmektedir. Çift diazomalı (seyirci oturma platformları) olan yapının cavea’sı (yarım daire formlu seyirci oturma kısmı) ve analemma duvarları Hadrian döneminde eklenti ve tamir görmüş olmalıdır. Skene (sahne) binasının ise sadece temelleri mevcuttur, ki cavea’ya göre küçük boyutları olan sahnenin yapıldığı dönemde de büyük ölçüde ahşap konstürüksiyonla desteklendiği düşünülmektedir.Görsel anlamda herkes için ilgi çekici olan tiyatronun restorasyonu ve kültürel etkinliklere açılması konusunda yoğun talep vardır. Ancak Erythrai tiyatrosu kalan haliyle diğer restorasyon görmüş örneklerin şansına sahip değildir.

Athena Tapınağı: Tiyatronun bulunduğu yamacın tepesi yani akropolde yer alan tapınak, poligonal (çok köşeli) duvar örgüsünün gösterdiği özelliklere göre ilk İÖ. 8. yy’ın ikinci yarısında inşa edilmiş ama 7. ve 6 yy’larda farklı eklerle genişletilmiştir. Kullanılan polygonal duvar (çok köşeli kütlesel taşlarla oluşturulan örgü) tekniği ve iç mekanda yer alan rampası ile Arkaik Çağ mimarisinin önemli bir örneği olarak kabul edilmektedir. Tapınağın doğu kısmında yapılan kazılardan ele geçmiş zengin malzeme arasında pişmiş toprak tanrıça figürinleri yoğun bir grup oluşturur. Tapınak yakınında bulunmuş ve arkeoloji dünyasının ender örnekleri arasında yer alan bir başka önemli buluntu ise şu anda İzmir Fuar Arkeoloji Müzesi’nde bulunan İÖ. 6 yy’la tarihlenen Kore (uzun elbiseli genç kadın / rahibe) heykelidir.

Heroon: Tiyatroya giden yolun girişinde yer alan Heroon, Erythrai’da yaşamış dönemin ünlü komutanı vb. önemli kişi adına yapılmış olan anıtsal bir mezardır.

Cennettepe Roma Villaları: Ildırı’nın hemen girişinde deniz kenarında yer alan yüksek düz yükselti, Roma Döneminde yönetici ve elitlerin oturduğu zengin bir mahalle olarak karşımıza çıkmaktadır. Bulunan mozaikler Cennettepe’nin, esas Roma döneminde Erythrai’ın zengin ve görkemli kesimini teşkil ettiğini ortaya koyar.

Yerleşim Surları: Yerleşimin etrafını 5 km uzunluğuyla çevreleyen surların ilk yapım evreleri İÖ. 4. yy Geç Klasik döneme kadar uzanmaktadır, ancak esas bölümler İÖ 3-2 yy. Hellenistik dönemde yapılmıştır. Özellikle Ildırı-Barbaros karayoluna paralel kesimi 5 m. ye varan yükseklikleriyle günümüze kadar iyi korunmuş durumdadır.

Yeni kazı alanı Herakleion: A.Ü Erythrai kazı ekibi 2009 sezonu çalışmalarında, ilk nesil kazılarından beri, andezit bloklar ve arkaik mimari parçaların yüzeyde yoğun olarak bulunduğu kesimin sondaj çukurlarıyla tanınması yoluna gitmiştir. Burada açılan iki açmada sürpriz buluntularda karşılaşılmış ki bunlar Geç Klasik, Erken Hellenistik Döneme ait pişmiş topraktan kabartmalı sima parçalarıdır.

Ziyaret saatleri

Yerleşimde yaz ve kışları ziyarete açık yapılar, tiyatro ve tiyatro üzerindeki tepede Athena Tapınağı ile Matrone Kilisesi’dir. Konservasyon ve restorasyon çalışmaları süren Cennettepe ise Temmuz –Ekim ayları arasında 8.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©