Aziz Kocaoğlu
“İzmir işlenmeyi bekleyen bir mücevherdir”
Göreve başladığı 2004 yılından bu yana kent için önemli çalışmalar gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’i Akdeniz’in kültür başkentlerinden biri yapmayı hedeflediklerini belirtiyor. Geçtiğimiz dönemlerde İzmir’e kazandırdıkları Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi ve tarihi Havagazı Fabrikası ile hedefledikleri yolda emin adımlarla ilerlediklerini belirten Kocaoğlu, sanatseverlere yeni açacakları opera binasının da müjdesini veriyor. İzmir’in hak ettiğ yerde olmadığını üzülerek ifade eden Başkan Kocaoğlu, restorasyon ve kazı çalışmalarının yanı sıra fuarlar ve açılan yeni tesisler ile kentin turizm alanında beklenilen noktaya geleceğini de belirtiyor. “İzmir gelecektir” diyen Kocaoğlu, İzmir’in insan yapısı, gelişmiş kültürel değerleri ve turizm dahil her alanda taşıdığı potansiyel ile işlenmeyi bekleyen bir mücevher olduğunu söylüyor.
Marka şehir olma hedefindeki İzmir için Büyükşehir Belediyesi olarak nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
KOCAOĞLU: ‘Marka şehir’, bu kent için yıllardır bir hedef. Ama şurası da bir gerçek ki; altyapı sorunları çözülmemiş, kültür ve turizm için gerekli altyapı oluşturulmamış bir kentin hangi vizyonu önüne koyarsa koysun, buna ulaşması mümkün değildir. Bu yüzden de İzmir, ‘gelinen-görülen-gezilen’ değil, ‘gelip geçilen’ bir kent durumunda idi. Ama bu durum değişmeye başladı. Düşünebiliyor musunuz hedefinde turizm olan bir kentin, biri hariç hiçbir turistik ilçesinde evsel atıklar için arıtma tesisi yoktu. Tarım ve tarımsal sanayinin gelişmesi isteniyor ama bu kentin nehirleri evsel atık ile kirletiliyordu. ‘Kültür kenti’ deniyor ama doğru düzgün bir konser salonumuz bile yoktu. Havaalanı ile kent merkezi arasındaki ulaşım yetersizdi. Biz, doğru bir yaklaşım ve doğru projeler ile tüm bu ‘yok’lara el attık ve ‘var’a dönüştürmeye başladık. Hazırladığımız çağdaş ulaşım projeleri ile İzmir’in dört bir yanını metro ve hafif raylı sistem ağları ile örüyoruz. Kentin, üniversiteler-hastaneler-kültürsanat mekanları-eğlence merkezleri ve otogar-havaalanı gibi ulaşım aksları ve kent merkezinde eğlence ve konaklama mekanları konforlu bir ulaşım ağı ile birbirine bağlanmış olacak. Örneğin, havayolu ile İzmir’e gelen bir turist, raylı sistemi kullanarak rahatlıkla kent merkezindeki konaklama ve eğlencekültür- sanat ve spor mekânlarına ulaşabilecek.
Bize bağlı Selçuk, Foça, Seferihisar ve Gümüldür aksımız dâhil, İzmir’in hem deniz-güneş-kum üçlüsü hem de kültür turizmine uygun müthiş bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bunu değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum ve bu doğrultuda projeleri yaşama geçiriyorum. 12 adet ileri biyolojik arıtma tesisi ile denizlerimizi, nehirlerimizi ve tarım alanlarımızı koruma altına alıyoruz. Kentin kültürel varlıklarını dünya insanlığının hizmetine sunma gayreti içindeyiz. İl Özel İdaremizle birlikte jeotermal kaynaklarımızı termal turizmin ve gelecekte daha da önem kazanacak olan organik tarımın hizmetine sunabilmek için çalışmalar yapıyoruz. Yarımada’nın gelişmesi için Ulusal Proje Yarışması düzenledik.
EXPO sürecinde ortaya koyduğumuz “Sağlık Kenti İzmir” vizyonuna uygun olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile birlikte İnciraltı bölgemizi planladık. İtirazlar olsa da, Bayraklı Turan ile İzmir Liman gerisinde kalan 550 bin metrekarelik alanı, turizme yönelik konaklama yatırımlarının da yapılacağı İzmir’in yeni Kent Merkezi olarak planladık. Şahsen, kültür ve turizmin İzmir’in gelişiminde önemli bir rol üstleneceğini ve kentin gelişimini tetikleyeceği inancını taşıyorum.
Özgürlüğün tadı İzmir’de çıkar
İzmir’i görmemiş olanlara ne önerirsiniz? Niye gelsinler İzmir’e?
KOCAOĞLU: Her şeyden önce, özgürlüğü ve birey olmanın tadını yaşamak için gelinir İzmir’e. Sokakta yürüyen kadınerkek, yaşlı-genç, açık-kapalı kimse kimsenin umurunda değildir İzmir’de. Kafelerinde, çay bahçelerinde, Kordon’un her kesimden her inançtan insan kol kola gezer İzmir’de… Yan yana oturur.
Bunun ötesinde görülmesi, yaşanması gereken çok fazla şeyi de vardır İzmir’in. Kemeraltı’nda tarihi soluyabilir; sinagoglar, camiler ve havraların birlikteliğine tanık olabilir içinizden nasıl gelirse öyle dua edebilirsiniz. Dünyanın kent merkezindeki en büyük agorası olan İzmir Agorası’nı gezebilir; kuzeyde yaklaşık bir saatlik mesafedeki Bergama’da tanrı Zeus’un izlerinin peşine düşer veya dünyanın ilk şifa merkezini hayranlıkla izlersiniz. Güneyde yine bir saatlik mesafedeki Efes antik kentinde bir başka dünyada bulursunuz kendinizi. İster Agamemnon kaplıcalarında şifalı sulara bırakırsınız kendinizi, isterseniz kent merkezinin yanı başında sayabileceğimiz Seferihisar’ında, Çeşme’sinde, Gümüldür’ünde, Dikilisi’nde Ege’nin sakin sularında serinlersiniz. Seferihisar’da denizin tadını çıkarıp sörf yaparken Teos antik kentini, Gümüldür güzergâhında Klaros antik kentini yaşayabilirsiniz. Pamucak sahillerine yelken açtığınızda ise Efes antik kentinin içinde bulursunuz kendinizi. Meryem Ana Evi’ni ziyaret etmekten alıkoyamazsınız kendinizi. Yollar boyunca Ege’nin en leziz meyvelerini tadarsınız, geceleri ise Ege’nin en lezzetli balıkları ile keyif yaparsınız.
İzmir ayrıca şifalı termal su kaynakları ile de ünlüdür. Bergama’dan Dikili’ye, Balçova Agamemnon kaplıcalarından Urla’ya hatta Bayındır’a kadar birçok ilçemiz şifalı su kaynakları bakımından son derece zengindir. Bütün bunları bir arada sunabilen dünyada kaç tane kent var ki…
İzmir turizmde hangi alanda öne çıkmalı sizce?
KOCAOĞLU: Kenti bir bütün olarak düşündüğümüzde kültür ve deniz turizminin önemli bir yer tutacağı görülüyor. Fuarcılığımız kent ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. İEF dışında 35 adet ihtisas fuarı organizasyonumuz var. Mermer ve Doğaltaş Teknolojileri Fuarımız, alanında dünyanın en büyüğü olan Verona’dan sonra ikinci sırada geliyor. Kent ekonomisine katkısı 250 milyon doları buluyor. Bu fuar sürecinde İzmir’deki tüm oteller doluyor, Çeşme ve Kuşadası turizmine dahi katkı sağlıyor.
Bu dönem, Gaziemir’de 337 bin metrekarelik arazide oluşturacağımız yeni Fuar Alanı ile bu sektörde İzmir’e yeni bir ivme kazandırmayı hedefliyoruz. Ayrıca kuracağımız kongre merkezi ile İzmir’e kongre turizminde de ivme kazandırmayı hedefliyoruz. Sağlık, termal turizm-spa alanında İzmir’in önemli potansiyelleri var. İnciraltı, Seferihisar ve Yarımada bölgemizde bu sektörü geliştirebiliriz. Organik tarımın geliştirilmesi turizmin gelişmesinde önemli bir cazibe oluşturabilir; bilindiği gibi bu yönde uygulamakta olduğumuz destek projelerimiz bulunuyor.
Agora ve Kadifekale gün yüzüne çıkartıldı
“Kent merkezimizdeki ören yeri İzmir Agorası’nın gün yüzüne çıkarılması için yürütülen kazılara destek veriyoruz. Kazı alanının genişletilmesi için, agora çevresindeki mimari-tarihi ve kültürel özelliği bulunmayan yapıları kamulaştırıp yıkarak, oturdukları alanların arkeolojik kazıya açılmasını sağlıyoruz. Bugüne değin 30 milyon TL tutarında kamulaştırma bedeli ödedik. Hedefimiz, hazırladığımız plan çerçevesinde Agora ve çevresini Arkeoloji ve Sanat Parkı olarak düzenlemek. Kemeraltı- Agora-Antik Roma Tiyatrosu ve Kadifekale aksını bir bütün olarak tarih gezintisi yapılabilecek bir güzergâha dönüştürmek. Kadifekale ve Antik Tiyatro’nun gün yüzüne çıkarılması için hazırladığımız ve İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanan proje ile kentin gecekondu alanları arasında sıkışıp kalmış en önemli kültür miraslarından Kadifekale- Antik Roma Tiyatrosu ve çevresinin korunması, geliştirilmesi ve yaşatılması sağlanmış olacak. Kadifekale sur duvarlarının restorasyonu için proje hazırlama çalışmalarımız sürüyor.”
Akdeniz’in kültürel başkentlerinden olacak
İzmir’de UNIVERSIADE ile başlayan uluslararası yolculuğun kent turizmine önemli katkıları oldu. Bu anlamda geleceğe yönelik başka etkinlikler de planlıyor musunuz?
KOCAOĞLU: İzmir aslında bazı değerleri ile tüm dünyada tanınan bir kent. Örneğin Efes antik kenti, Meryem Ana Evi İzmir’in uluslararası alanda tanınmış değerleri. Ama önemli olan daha pek çok olan bu gibi ve başka değerlerimizi ‘İzmir’ ile bütünleştirmek ve İzmir’i daha yaygın bir şekilde tanıtmak. Dışarıdan gelen insanların kentte kalış sürelerini uzatmak ve buradan güzel anılarla ayrılmalarını sağlamak, eminim ki İzmir’in uluslararası alanda tanıtımına kalıcı katkılar sağlayacaktır. UNIVERSIADE, İzmir’in tanıtımına önemli katkılar sağladı. EXPO’yu kaybettik ama hem bu tür organizasyonlara adaylık konusunda önemli deneyimler kazandık hem de İzmir’in uluslararası tanıtımında büyük yararları oldu. Önümüzdeki süreçte, İzmir’i Akdeniz’in kültür başkentlerinden biri yapma konusunda önemli adımları atacağız. Akdeniz kentlerinin katılımı ile Akdeniz Kültür Sanat Etkinlikleri düzenlemeyi planlıyoruz. Akdeniz’in kültür başkentlerinden biri olma hedefi doğrultusunda Doğal Yaşam Parkı’nın bulunduğu bölgede Akdeniz Tema Parkı, Akdeniz Akvaryumu, Zooloji Müzesi ve Botanik Parkı projelendirip hayata geçireceğiz.
Yeşilova’da gerçekleştirilen kazı çalışmaları ile İzmir tarihi 8500 yıl geriye gitti. Bu kadar köklü bir geçmişe sahip kentimiz sizce turizm anlamında hak ettiği yerde mi?
KOCAOĞLU: Tarih boyunca bir liman kenti olmuş, tarihi İpek Yolu’nun batıya açılan penceresi konumunda ticareti gelişmiş bir İzmir olarak ele aldığımızda, turizm alanında hak ettiğimiz yerde olduğumuzu söylemek mümkün değil. Bunun çeşitli nedenleri var tabii ki ama geçmişe dönük sorgulamalara takılıp kalmak da bunca yıldır yaşadığımız gibi bizi bir adım ileri taşımıyor. Ben önümüze bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün belediyenin pencerelerinden baktığımda peş peşe yürüyen turist kafilelerini gördüğümde mutlu oluyor ve kentimizin geleceğine daha bir ümitle bakıyorum. İzmir turizmi yerinden kımıldadı ve bir hareket başladı. Özellikle Mermer Fuarımız döneminde ortaya çıkan konaklama ihtiyacını gören özel sektör peş peşe tesisler inşa etmeye başladı. Göreve başladığım 2004’ten bu yana İzmir’de irili ufaklı 43 tane konaklama tesisi açıldı. İnşaat aşamasında olan pek çok tesis de önümüzdeki süreçte turizm sektörünün hizmetine girecek. Yeni Kent Merkezi bölgesinde önemli yatırımlar yapılacak. Sektörün kazanmakta olduğu ivme, inanıyorum ki hizmet sektörü alanında yeni yatırımları tetikleyecek. Örneğin İzmir’de ister istemez turizm sektörünün talebi ve ihtiyaçları doğrultusunda eğlence sektörü gelişecek, ticaret ortaya çıkacak, yeni ihtiyaçlara göre şekillenecek. Kemeraltı’na bakın bunun değişimlerini görürsünüz, ayak seslerini duyarsınız. Bu gelişme, İzmir’de istihdamı da artıracak, buna bağlı olarak kentlimizin yaşam standardını da yükseltecektir.
İzmir “gelecek”tir
İzmir sizin için ne ifade ediyor? Nasıl bir benzetme yapabilirsiniz İzmir için?
KOCAOĞLU: “Gelecek” Evet, inanıyorum ki İzmir insan yapısı, gelişmiş kültürel değerleri ve turizm dahil her alanda taşıdığı potansiyel ile işlenmeyi bekleyen bir mücevherdir. Bu yönleriyle İzmir, ülkemizin geleceğidir. Ülkemizin birçok bölgesi, değişik sektörlerde yoğunlaşan yatırımlar nedeniyle doyum noktasına yaklaşmıştır. İzmir’in önü ise açıktır. Bu yönüyle de İzmir ‘gelecektir’.
İzmir’de en çok neyi seviyorsunuz?
KOCAOĞLU: Aydınlığını, hoşgörülü insan yapısını, havasını, suyunu, doğasını, ören yerlerini; kısaca İzmir’in her şeyini seviyorum. Her ilçesinde, beldesinde, mahallesinde, köyünde karşılaştığım ve sıcak yaklaşımı ile iç ferahlatan insanını seviyorum. Ülkemizin neresinden gelirse gelsin, hiçbir ayrım gözetmeksizin her bireyi sarıp sarmalayan ve kendi içine almayı beceren ‘yapısını-havasını’ seviyorum.
Kemeraltı İzmir’in gözbebeği
“İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onayını alıp çalışmalarını başlattığımız “Tarihi Kemeraltı Anafartalar Caddesi Cephe Düzenleme Projemiz” adım adım tamamlandı. Tarihi çarşıyı eski dokusuna kavuşturduk. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği’nin de destek verdiği proje sayesinde, mimari ve kültürel özelliklerine kavuşturulan Kemeraltı, İzmir’in ve turizmin yeniden gözbebeği olmaya başladı. Kemeraltı’ndaki turizm hareketi ve işletmelerdeki turizm lehindeki değişim dikkatli gözlerden kaçmamaktadır.”
Kazılara tam destek
“Bornova İlçesi Karacaoğlan Mahallesi sınırları içindeki höyükte İzmir Arkeoloji Müzesi ve EÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ortak projesi olarak yürütülen kazı çalışmaları, Belediyemizin desteği ile sürüyor. İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden olan Yeşilova Höyüğü’ndeki personelin taşınması ve kazı analizi gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak işçilik, malzeme, duvar imalatı çalışmaları için Agora, Smyrna ve Phokai (Foça) alanında yaklaşık 2 milyon TL harcadık.”