Ekrem Demirtaş- Güzel İzmir Avrupai bir kenttir
Gerçek İzmir sevdalılarından Ekrem Demirtaş, yaşadığı kenti güzelleştirecek birçok projede yer alıyor
İzmir’i geliştiren, değiştiren birçok projede adına rastlanan bir isim Ekrem Demirtaş. İzmir Ticaret Odası gibi köklü bir kurumun 18 yıldır başkanlığını yürüten Demirtaş, “İzmir İzmir’dir, tarif gerekmez.” diyor. 1979 yılında girdiği İzmir Ticaret Odası’nda 1992 yılından beri, en uzun süre başkanlık yapan isim olarak Oda tarihine geçen Ekrem Demirtaş, yıllardır yaşadığı kentin, hak ettiği yere gelmesi adına çalışıyor. “İzmir turizmle var olmuştur, olacaktır da” diyen Demirtaş, Agora-Kadifekale-Kemeraltı üçlemesinin iyileştirilmesiyle kentin en önemli adımı atacağını belirtiyor.
İzmir turizminin genel bir tablosunu çizerek başlarsak…
DEMİRTAŞ: İzmir’in turizm yapmak için her şeyi var aslında. Kültürü, tarihi, sıcak iklimi…
Agora başlı başına bir değer mesela. İzmir Agorası belki de Efes Antik Kenti’nden dahi daha etkileyici bir atmosfere sahip. Bunu ben değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül söylüyor. Agora’yı kente kazandırmak için İzmir Ticaret Odası olarak sekiz yıl önce kazı desteği vermeye başladık. Şu anda da Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu, kazılara büyük bir kaynak ayırdı. Kamulaştırmalar yapıldı, etrafı açıldı. Agora yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başladı. Ancak bunu kentliye, turiste de göstermemiz gerekiyor. Agora’nın tarihini, kente kazandırdığı değeri basılı yayınlarla anlatmamız gerekiyor. Gecekonduları kente kazandırırsak, iç limanı cazibe merkezi haline getirirsek, Agora’dan Kadifekale’ye teleferik projesini hayata geçirirsek, kruvaziyer limanımızı yaparsak İzmir’i kimse tutamaz. Yapılan güzel işleri de gözden kaçırmamalıyız. Büyükşehir Belediyesi’ni şehrin ihtiyacı olan şehir içi tur otobüsleri projesini hayata geçirdiği için tebrik etmek gerekiyor. Çiğli, Balçova ve Bornova aksında mega alışveriş merkezlerimiz var. Alışveriş turizmi açısından bu bölgeler de çok önemli. Biz sadece yabancı turisti hedeflemiyoruz. Ege Bölgesi’nin nüfusu dokuz milyon. Bu nüfus iki saatlik yolculukla burada olabilir. Sinemaya gidip, alışveriş merkezinde vakit geçirebilir. Kentte geçireceği zaman da turizme katkı sağlayacaktır. Şu anda yaklaşık 20 Anadolu iline uçak seferi yapılıyor İzmir’den. Bu potansiyeli oradaki insanlara da aktarmak gerekiyor.
Kemeraltı Çarşısı da sizin önem verdiğiniz bir diğer bölge…
DEMİRTAŞ: Kemeraltı geçmişten günümüze gelen en önemli turistik değerlerimizden biri. Büyükşehir Belediyesi’nin çok büyük çabalarına rağmen bazı sorunlar yaşanıyor. Gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarına ve iyileştirmelere esnaf da destek vermeli. Bu hepimizin görevi. Hatta belediyeyi beklemeden kendimiz yapmalıyız. Kemeraltı’nın Atina’daki Plaka’dan eksiği nedir? Nasıl Plaka turist akınına uğruyorsa, Kemeraltı’nı da aynı şekilde cazibe merkezi haline getirebiliriz. Bir diğer zenginliğimiz Kadifekale’dir. İnsanlar yabancı bir kente gittiklerinde, en güzel manzara fotoğrafını çekebilecekleri yerler ararlar. Kadifekale’ye çıktığınız zaman, kentin en güzel fotoğraf veren yerine gelmiş olursunuz. Restorasyonla ilgili projelerde ilerleme sağlayamamamız üzücü olsa da kazı çalışmalarının başlaması sevindirici.
Turist memnun
Kentin yüzünü güldüren kruvaziyer turizminde hangi aşamadayız?
DEMİRTAŞ: Kruvaziyer, şu anda turizmdeki son trend. Akdeniz çanağında dev otel benzeri büyük gemiler limanları dolaşıyor. 2004 yılında İzmir limanına ancak yolunu şaşıran gemiler uğruyordu. Biz bu konunun önemini fark ettikten sonra bütün kruvaziyer operatörü firmalarla temaslara geçtik. Ve süreç içerisinde, bugün 450 bin yolcu sayısına doğru ilerliyoruz. Aslında çok daha fazla yolcu gelebilecek bir potansiyelimiz var. Kruvaziyer operatörü firmaların İzmir’e ilgisi var ve yolcu memnuniyeti yüzde 85 düzeyinde. Hatta homeport liman, -yani başlangıç ve bitiş durağı - olarak İzmir’i kullanmak istiyorlar. Ancak uygun liman olmadığı için şimdilik yapılamıyor. Kruvaziyer limanın yapılması konusunda Ulaştırma Bakanlığımız Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun kararını imzaya açtı. Şu anda dosya Başbakanımızın önünde. Kısa sürede ihaleye çıkılarak, 2012 yılında tamamlanacak bir homeport yapılması planlanıyor. Homeport liman bittiğinde İzmir, Akdeniz’in ilk beş kruvaziyer limanından birisi olacak. O zaman beklentimiz 3 milyon yolcunun kente gelmesi. Bu rakam da Türkiye’ye gelen turistin yüzde 10’u demek oluyor. Bu hedefe ulaştığımız zaman İzmir turizmi altın yıllarına geri dönecektir.
İZTO’nun kruvaziyer turizme desteği sayesinde turist sayısında önemli bir artış yaşandı.
Kruvaziyer turizm nasıl bir katkı sağlıyor kente?
DEMİRTAŞ: Kruvaziyer turist İzmir’e döviz bırakmıyor gibi bir anlayış var. Ancak biz ticaret adamlarının bir prensibi vardır: Turistin ayağının tozu bile kalsa, bizim için kardır diye düşünürüz. Alacakları bir şişe su bile, ya da sadece kentte gezmeleri bile bir kazançtır. Böylece kentin bilinirliği ve tanınırlığı artmış olacaktır. Yaptırdığımız anketlere göre konaklamayan bir kruvaziyer yolcusu ortalama 98 Euro harcıyor. Ama liman, homeport yapıldığı takdirde gemiler buradan kalkış yapıp, burada turu bitirdiğinde tura katılacak yolcular bir süre önce İzmir’e gelecek ve kentin otellerinde konaklayacak. Restoranlarında yemek yiyecek, çarşısında alışveriş yapacak. Ya da dönüşünde İzmir’de vakit geçirmek isteyecektir. Kruvaziyer turizmin istenilen katkıyı sağlaması için kentte başka cazibe merkezleri de yaratmak zorundayız. Tüm kurumların işbirliğinde, turistin üç gününü dolu dolu geçireceği bir program hazırlamak o kadar zor bir iş değil.
İZTO olarak siz turizmde hangi rotayı izliyorsunuz?
DEMİRTAŞ: Ben artık güneş-kum-deniz turizmi anlayışının geride kaldığını düşünüyorum. Din, sağlık, kültür turizminin ötesinde bugün artık trend “12 ay turizm” olarak nitelenen şehir turizmi. İzmir Ticaret Odası olarak vizyonumuzu 12 ay turizm olarak belirledik. Çünkü bizim güzel bir şehrimiz, güzel yüzlü insanlarımız var ve biz yıl boyunca turistleri ağırlamayı hak ediyoruz.
Yurtdışı tanıtımlarınızda kenti nasıl anlatıyorsunuz?
DEMİRTAŞ: İzmir’i herkes seviyor. Geçtiğimiz günlerde Makedonya ve Singapur Dışişleri Bakanlarını ağırladık. Giderken her ikisi de “Çok güzel bir şehriniz var” dedi. Tabii bu cümleyi herkesin söylemesinden ziyade, turizmde dünyaca ünlü bir kentin yöneticisinin söylemesi daha bir anlamlı… Yabancı turistler havaalanından gelip Sahil Bulvarı’ndan bu odaya geldiklerinde “Bir Avrupa kenti” diye nitelendiriyorlar İzmir’i. Her türlü olumsuzluğa rağmen İzmir, yine de İzmir’dir. İzmir turizmle var olmuştur, olacaktır da. İzmir’deki insanın milli gelirden daha fazla pay almasını refah içinde yaşamasını istiyorsak turizmi geliştirmek zorundayız.
İZTO’nun kültür ve turizme katkıları nasıl sürecek?
DEMİRTAŞ: Biz bir destek kuruluşuyuz. İzmir’i geliştirici projelere bakıyoruz. Kültür aktiviteleri de kentin turizmine katkı sağlar. Kentin tarihini ortaya çıkaran eserler yayınlıyoruz. Kültür yayınları dizimiz var. Cama Yazılan Tarih, Evvel Zaman İçinde, İzmir Kartpostalları, Ticaret Tarihi başlıklı yayınlarımız var. 8 bin 500 yıllık tarihimizi ortaya çıkaracak bütün kazılara desteklerimiz sürecek.
Peki sade bir vatandaş olarak Ekrem Demirtaş İzmir’i nasıl betimler?
DEMİRTAŞ: İzmir tarife sığmaz. Yurtiçi ve yurtdışında seyahatlere gidiyoruz. İşim biter bitmez hemen biletimi alıp dönmek istiyorum. Paris gibi kentler bile beni tutamıyor. İzmir her daim özlediğim bir şehir.