Arkas’tan İzmir’e armağan: Arkas Sanat Merkezi
Kordon’un asırlık binaları arasında yer alan, hem İzmir’in hem de Fransa’nın simgelerinden Fransız Konsolosluğu binası artık Avrupa standardında bir sanat merkezine ev sahipliği yapıyor.
Fotoğraflar: Arkas Sanat Merkezi Arşivi
Tarihi geçmişi ve beyaz mermer mimarisi ile İzmir’in eşsiz yapılarından biri olan Fransa Fahri Konsolosluk binasının denize bakan bölümü, kültür ve sanat amaçlı kullanım için 20 yıllığına Arkas Holding’e tahsis edildi. Restorasyonu ve bakımı tamamlanan bina 19 Kasım 2011 tarihinde Arkas Sanat Merkezi adıyla sanatseverlere kapılarını açtı.
1875 yılında Fransız Hükümeti'nin hizmetine tahsis edilen, 1904 yılında depremde zarar gören, ancak 1905- 1906 yıllarında yeniden yapılan bina, kendisini İzmir yangınından da korumayı başardı. 1922 yılındaki İzmir yangını, dönemin ünlü Fransız tiyatro sanatçısı Sarah Bernhardt'ı sahnesinde ağırlayan İzmir Operası'nı (Le Grand Theatre de Smyrne) tarihin karanlığına gömerken, ünlü opera binasının yanı başındaki Fransız Başkonsolosluk binası, talihin yardımıyla ayakta kaldı. Bina günümüze kadar İzmir'de Fransız yurttaşlarına hizmetini sürdürdü.
İzmir’in vergi rekortmeni işadamı, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, hem İzmir’in hem de Fransa’nın simgelerinden biri olan bu binanın zamana yenik düşmesine gönlü razı olmadığı için restorasyonuna talip olduğunu söylüyor. Arkas’ın tek temennisi, kendisine İzmir’in 1900’lü yıllardaki şaşalı dönemini hatırlatan bu binada hayata geçen sanat merkezinin, kentin asırlara uzanan sanat zenginliğinin ortaya çıkmasında etkin bir rol oynaması.
Lucien Arkas’ın bugüne kadar evine gelen misafirleri ile paylaştığı koleksiyonu, bine yakın eserden oluşuyor. Arkas Koleksiyonu, Türk Resmi ve Avrupa Resmi olarak üzere iki ana başlıktan oluşuyor. Mimar Niko Filidis yönetimindeki Sanat Departmanı, sistemli olarak dünyanın önde gelen müzayede evlerinde araştırma yapıyor, eserlerin durumları hakkında bilgi ediniyor ve en önemlisi geçmişte satışı yapılmış benzer eserlerle fiyat karşılaştırmasını sorguluyor. Bütçeye ve koleksiyonun estetik bütünlüğüne uygun görülen eserler, koleksiyona katılıyor. Koleksiyon geliştirilirken amaç, konu bütünlüğünü bir arada tutmak. Ekip, tabloların satın alımından sonra ambalajı ve nakliyesi, eser ile çerçevesinin uyumu ile eserin sergileneceği mekâna yerleştirilmesine kadar tüm evreleri yürütüyor. Ve bu koleksiyonun bir bölümü artık Arkas Sanat Merkezi aracılığı ile tüm sanatseverlerle paylaşılıyor.
19 Kasım’da sanatseverlerle buluşan Arkas Sanat Merkezi’nin ilk sergisi, Arkas Koleksiyonu’nda Post-Empresyonizm, Ocak ayı sonuna kadar devam edecek. Sergi, değişik disiplinleri benimseyen ancak bağımsız görüşlerini gerçek bir dayanışma örneği ile paylaşmaktan çekinmeyen “Post-Empresyonist” dönem sanatçılarından Braque, Derain, Dufy, Lhote, Sérusier, Toulouse-Lautrec, Vuillard, Vlaminck gibi ressamların eserlerinden oluşuyor. Sergide Pierre-Auguste Renoır’ın 1908 yılında yaptığı Portrait de Madame Thurneyssen isimli tablosu da bulunuyor.
19.yüzyıl sanatı için 19. yüzyıl mimarisinin imkânları içinde hazırlanmış olan serginin salonlarında gezinirken, kendinizi kelimenin tam anlamıyla bu yüzyılda hissediyorsunuz. Uluslararası müze standartlarında hizmet vermeyi hedefleyen Arkas Sanat Merkezi’nde tüm eserlerin müze camı ile korunma altına alınmasından başlayıp, ışıklandırma sistemlerinde en yeni teknolojinin kullanılmasıyla belirginleşen “kurumsal yaklaşım”, sanat, mimari ve korumacı eğilimin yarattığı birlikteliğin altını çiziyor ve sanatseverlere müzenin salonlarında saatler geçirebilecek bir atmosfer sağlıyor.
Arkas Sanat Merkezi, ilk olarak eğitim ve sanat kurumlarını harekete geçirdi. Ziyaretçilerin ağırlıklı olarak öğrenciler olduğu gözlemlenebiliyor. Öğrencilerin ziyaretlerinde gelişime yönelik hem eğitsel hem de eğlenceli aktiviteler yapılıyor. O yaş grubunun eğlence ve eğitim arasında mutluluk veren dengeyi yakalamalarını sağlayabilmek oldukça önemli. Bunun yanı sıra sivil toplum kuruluşları, dernekler, konsolosluk erkânı, belediye başkanları, üniversiteler, ressamlar, iş adamları, kısaca sanata ilgisi olan herkes burayı ziyaret ediyor.
Serginin ana salonunda bulunan ziyaretçi defterinde yazılanlar da son derece etkileyici. Bir ortaokul öğrencisinin “14 yıllık ömrümde gezdiğim en etkileyici sergiydi” ve emekli bir ressamın “Bugüne kadar İzmir dışına çıkma şansı bulamamıştım, bu eserleri bizlerle paylaştığınız için minnettarım” şeklindeki notları bunlara birer örnek. Arkas Sanat Merkezi’nde bundan sonraki aşamada Cumhuriyet sonrası Türk sanatçıların eserlerinden derlenen bir sergi oluşturulması planlanıyor.