Modern İzmir’in ortasında bir açık hava müzesi: Bayraklı

İzmir tarihinin önemli kavşaklarından birisidir Bayraklı Höyüğü’ndeki kazı çalışmaları... 63 yıl önce Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın başlattığı çalışmalar, höyük üzerindeki Smyrna’nın, MÖ 7. yüzyıldan sonra 3 yüzyıl boyunca siyasi ve ticari faaliyetlerin toplandığı bir merkez olduğunu kanıtlamıştır.

Fotoğraf: Ceyda Adar – Bayraklı Belediyesi Arşivi

 

Günümüzde İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı metropol ilçelerden birisi olan Bayraklı, batısında Karşıyaka, doğusunda Bornova, güneyinde de Konak ilçeleriyle çevrilidir. Smyrna’sı, Amazon’u, denizi ve insanı ile bir mozaik oluşturan ilçenin tarihi, İzmir’in tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Yeşilova Höyüğü’ndeki çalışmalarda kentin yaşının 9 bin 500 yıla dayandırılmasına karşın, Bayraklı’daki kazılar da MÖ 3 binde Tunç Çağı’nı yaşayan halkın burada bulunduğunu kanıtladı. 

Bir Aiol şehri olarak MÖ 11. yüzyılda kurulan ve Batı Anadolu’da Arkaik Dönem için ideal bir kent örneği oluşturan Bayraklı Höyüğü üzerindeki Smyrna, antik dönemde batısı ve güneyi denizle çevrili küçük bir yarımadacıktır. Yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan höyük, bir düzlük üzerinde kurulu küçük bir tepeciktir. Smyrna kenti, bu tepecik üzerinden ovaya doğru geniş bir alana yayılır. Strabon (MÖ 1. yüzyıl), Eski İzmir’in kendi zamanındaki Smyrna’dan ‘’20 stadion uzaklıkta ve körfezin en doğusunda’’, Aristeides de (MS 2. yüzyıl) ‘’ikinci kentin kendi zamanındaki Smyrna ve Sipylos Tepesi arasında’’ yer aldığından söz eder.

Bayraklı Höyüğü’ndeki ilk bilimsel çalışmalar, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal ve Prof. Dr. John M. Cook tarafından İngiliz ve Türk üyelerden oluşan bir heyet ile 1948-1951 arasında gerçekleştirilmiştir. 4 sezon süren bu ortak kazı, çok önemli bilimsel sonuçlar ortaya koymuştur. Bunun en başta geleni, Helen göçünün 1050 tarihlerinde gerçekleşmesi ve kentteki tapınağın, Anadolu’da bulunan en eski Helen tapınağı olmasının keşfidir.

1966 yılında Smyrna kazılarına tekrar başlayan Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, 1992’ye kadar yaptığı çalışmalarla Bayraklı Höyüğü’nde Geometrik, Arkaik ve Klasik dönemlere ait yerleşme katlarını gün ışığıyla buluşturdu. Akurgal’ın, M. Ö. 11. - 4. yüzyıl arasına tarihlediği kesintisiz on yerleşme katının verdiği sonuçlarla, Smyrna’nın M. Ö. 7. yüzyıldan başlamak üzere 3 yüzyıl boyunca ticari ve siyasi faaliyetin toplandığı bir merkez olduğu ortaya konuldu. Bu çalışmalarla Smyrna'nın M.Ö. 7. yüzyıl sonundan itibaren M.Ö. 4. yüzyıl da dahil olmak üzere kullanılan, Athena Tapınağı önünden başlayıp, batıda, limanda son bulan ana caddesi ve ana caddeye dik olarak ulaşan birbirlerine paralel sokakları günışığına çıkarıldı. Bu geometrik dokunun, Hippodamus’un kent planının ilk aşaması olduğuna dikkat çeken de, M.Ö. 4. yüzyıla ait yerleşme kalıntılarını höyüğün en üstünde küçük bir alanda bulan da yine Ord. Prof. Dr. Akurgal oldu.

Prof. Dr. Meral Akurgal dönemi

 1993’ten itibaren Prof. Dr. Meral Akurgal başkanlığında sürdürülen çalışmalar ise kent içi ve kent surları olmak üzere iki alanda yoğunlaştı. Çalışmalarda, Athena Kutsal Alanı ile ilgili yeni tüf taşı mimarlık elemanları gün ışığına çıkarılırken, bunlardan bazıları daha önce ele geçen tüf taşı sütun kaide, tambur ve volütlü başlık parçaları ile yeniden değerlendirildi. Bu veriler ve yeni öneriler ışığında bütünü ile tüf taşından bir tapınak yeniden kurularak, tapınağın 6x10 sütunlu bir peripteros olduğu sonucuna ulaşıldı.

Buna göre tüf taşı Aiol düzeni sütunlardan alınan kalıplarla 8.5 metre yükseklikte 7 adet orijinal ölçülerdeki mulaj, tapınaktaki olası yerlerine dikildi. Çifte Megaron'un batısından başlayarak Athena Caddesi'nde son bulan, M.Ö. 7. yüzyılın 2. yarısının başına tarihlenen İon dünyasının en eski taş döşeli yolu bütünüyle restore edildi. 

Kazılara son on yıldır höyüğün doğu ve güney eteklerinde devam edilmektedir. Höyüğün doğu eteklerinde daha önceki kazılarda ortaya çıkarılan 2.5 metre uzunlukta, 1.40 metre yükseklikte iki taş sırasından oluşan kent duvarı kalıntısı takip edilerek, Erken Arkaik sur bütünüyle açıldı. Açılan duvarın yüksekliği maksimum 4.40 metre, toplam uzunluğu 140 metredir . Höyüğün güneyinde polygonal taş örgülü Erken Arkaik Dönem kent duvarı (1. duvar), Arkaik çeşmenin kuzeybatı çaprazından itibaren batıya doğru 75 metre uzunlukta kesintisiz olarak günışığına çıkarıldı. Bu çalışmalarla M.Ö. 7. yüzyılın ilk yarısından 6. yüzyılın ortalarına kadar Smyrna Kenti’nin çok sağlam bir kent duvarı ile korunduğu saptandı.

Höyüğün kuzeydoğu köşesinde, kentin ana girişi saptanarak çalışmalar burada da yoğunlaştırıldı. Ana karadan içeri doğru iki adet kapının yer aldığı kent girişi, şimdilik ele geçen verilere göre, MÖ 7. yüzyılın ilk yarısından itibaren, MÖ 6. yüzyıl ortasına kadar kullanılmıştır. Söz konusu tarihten sonra ise bu giriş bütünüyle dolgu ile kapatılmıştır. Kapatıldığı dönemden günümüze değin in situ olarak gelen dolgunun kaldırılması, çalışmalarla sonlandırılmıştır. Kaldırılan dolgudan yuvarlak dere taşları, az miktarda pişmiş toprak künk kırıkları ve Athena Tapınağı’na ait tüf taşı mimarlık parçaları gelmiştir.

Kutsal kimlik 

Smyrna Kenti girişinde Erken Arkaik sura ilişkin tek kanatlı ve dıştaki 2. sura ait iki kanatlı birer kapı yer almaktadır. Ayrıca içeriye doğru, tapınağın yan girişine dayalı bir kapı daha çıkarılmış, böylece kentin üç adet kapısının varlığı ortaya konmuştur. Kentin ana girişi önünde Klasik Dönem’e ait taştan bir sunak, bunun kuzeyinde de Roma Dönemi’ne ait stucko’lu iki yapı kalıntısı ile aralarındaki paye ortaya çıkarılmıştır. Burada bulunan yüzlerce kandil ve iki adet “tabula ansata”, burasının Roma Dönemi’nde de kutsal bir kimliğe sahip olduğunu göstermiştir.

2009 yılı kazı sezonunda kent girişindeki dolgu toprak kaldırılırken, büyük bir bölümü iki sıra taş duvarla oluşturulmuş bir koridor içinde korunan, pişmiş toprak künklerden oluşturulmuş bir kanal sistemi bulunmuş, kanal, 39.92 metre uzunlukta ortaya çıkarılmıştır. Kanal 2010 yılı verilerine göre, şimdilik MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmiştir. Ayrıca kent girişinin kuzeyinde, hemen ona bitişik tüf taşı bir yapının varlığı da ortaya konmuştur.

Mimarlık alanında büyük atılım

Bayraklı’da 1948 den itibaren yapılan çalışmalar Smyrna’nın, özellikle M.Ö. 700-550 tarihleri arasında, mimarlık alanında büyük bir atılım gerçekleştirdiğini ortaya koymaktadır. Gyges’in tahta çıkışından (M.Ö. 680) sonraki ve özellikle Alyattes zamanındaki Lidya saldırıları (M.Ö. 600), Lidyalıların Smyrna için her zaman tehlike oluşturduklarını gösterse de Smyrna, en parlak dönemini bu süreçlerde yaşamıştır. Kenti çevreleyen suru, çok odalı, banyolu evleri, kutsal yapısı, kamu hizmeti veren çeşmesi ve geometrik dokulu kent planı ile Smyrna, Batı Anadolu'da Arkaik Dönem için ideal bir kent örneğidir.

Batı ve güneyden denize açık, kuzeyde dağlarla, doğuda ova ile çevrili Smyrna, Batı Anadolu'da şimdilik savunma sistemi en iyi ortaya çıkarılmış kenttir. Ancak kenti çevreleyen M.Ö. 9. yüzyıl erken kerpiç surun ve 7. yüzyıl başı Erken Arkaik Dönem taş surunun batıda, yani deniz tarafında ortaya çıkarılması, buralardaki modern yapılaşma yüzünden şimdilik olanaksızdır. Kentin içindeki doğu batı doğrultudaki Athena Caddesi, batıda bir liman ile son bulmaktadır. Söz konusu kalıntılar, bugün höyüğün hemen batı eteklerinde yer alan evlerin altında kalmaktadır. Bu alanın kodu deniz seviyesinden yaklaşık 3 metredir. Böylece Smyrna Kenti’nin Arkaik Limanı, şimdilik buralardaki evlerin altında korunmaktadır.

Smyrna, modern kentin tarihi kimliğini sergileyen bir açık hava müzesidir. Yurdumuzdaki eski eserler hem ulusal kültür varlığımız hem de bütün insanlığın ortak mirasıdır. Bu nedenle modern İzmir’in tam ortasında yer alan ve bir açık hava müzesi niteliği taşıyan Bayraklı Höyüğü üzerindeki kültür varlığımızın ziyarete açılması, büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda arkeoloji ve tarih bilincinin ziyaretçilere kazandırılması düşüncesiyle höyük eteklerinde sergileme alanları ve bir gezi parkuru projesi hazırlanmaktadır.

Bugünü

Bayraklı Höyüğü’ndeki çalışmalarla kentin geçmişi, her geçen gün biraz daha açığa çıkmaktadır. İzmir’in tarihine yön veren de Cumhuriyet tarihinde gerçekleştirilen ve halen sürdürülen arkeolojik çalışmalardır. Cumhuriyetin başlarında 475 nüfuslu bir mahalle haline gelen Bayraklı, bu dönemde bir sayfiye yeri niteliği taşımıştır. Daha sonraları birçok sanayi tesisisin faaliyet gösterdiği ilçede, günümüzde bu işletmelerin kapanmaları ya da nakilleri sonucu söz konusu bölgelerin imar planında düzenlemelere gidilmektedir. Bu planlar kapsamında bölgenin önümüzdeki yıllarda büyük ticaret ve alışveriş merkezlerinin, sosyal tesislerin, eğlence merkezlerinin yer alacağı İzmir’in yeni bir yüzü olacağı değerlendirilmektedir.

Kentsel Dönüşüm

Kent Yenileme çalışmaları kapsamında F. Edip Baksı Mahallesi’nde belirlenen pilot alan (11 ha) içerisinde arazi kullanım, mülkiyet durumu, kat adetleri, yapı kaliteleri gibi analiz çalışmaları yapılarak, alana ilişkin veriler toplandı. Diğer taraftan İller Bankası aracılığı ile belirlenen pilot alanı da içine alan 40 hektarlık alanın, jeolojik etütleri hazırlatıldı. Alanın sosyo-ekonomik ve demografik durumunu belirlemek ve proje hakkında halkın beklentilerini saptamak amacıyla alanda, Ege Üniversitesinden sosyologlarla anket çalışmasına gidilerek, alanda yaşayanların kentsel dönüşümle ilgili talep ve görüşleri elde edildi.

Yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları sonucunda alanın ana ulaşım bağlantılarının ve sosyo-teknik altyapının oluşturulabilmesi için F. Edip Baksı, Cengizhan ve Alparslan mahalleleri sınırları içerisinde 60 hektarlık bir alan tespit edildi. 01 Mart 2010 tarihinde Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı Sınırı, Bayraklı Belediye Meclisinde kabul edildi. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince onanmak üzere iletilen Kentsel Dönüşüm Sınırı, 10.05.2010 tarihli bu toplantıda onaylandı. Onaylanan sınır içerisinde kalan ada ve parsellerde, imar ve uygulama faaliyetleri durduruldu.

Bu arada Bayraklı Çarşısı’ndaki düzenleme çalışmalarına da başlanacak. Ayrıca Adnan Kahveci Kavşağı’nın Altınyol’a çekilerek, ilçeye girişlerin rahatlatılacağı ve Bayraklı’nın Altınyol’a bağlanacağı bir proje üzerinde de çalışmalar sürdürülüyor.

Akurgal Yaşam Parkı 

Bu arada Bayraklı, büyük bir yaşam parkına kavuşuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından temeli atılan ve 2014 yılında bitirilmesi planlanan yaşam alanının içinde çok amaçlı salon, spor sahaları, çocuk oyun ve kondisyon alanları, kafeterya, seyir terasları, piknik alanı ve otopark ile yürüyüş yolları yer alacak. Alana, arkeolojide ‘’Hocaların hocası’’ olarak anılan ve Bayraklı (eski Smyrna) antik kentini ortaya çıkaran Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın adı verilecek. 4 milyon liraya mal olacak tesis, Cengizhan Mahallesi’ndeki 90 dönümlük alanda oluşturulacak. 

Bayraklı ismi

Bayraklı adıyla ilgili söylentilerden ilki, Batı Anadolu kıyılarını kendilerine insan kaynağı olarak seçen Türk korsanlarla ilgilidir. O dönemde Akdeniz’e hâkim olan denizciler her yıl İzmir’e gelip, bayraklar açarak levent toplarlar. “Solumadan can vermek, terlemeden mal kazanmak isteyen bayrağımız altına gelsin” sözleriyle gönüllü çekmeye çalışılır. Bayraklar, günümüzdeki Bayraklı’nın bulunduğu yerde açılmakta ve gönüllüler orada yazılmakta olduğu için yörenin adı yıllar içinde Bayraklı olarak kalır.

XIX. yüzyılda yöreden geçen tüccar kervanlarını soyan ama kimsenin canını yakmadan yalnızca işlerine yarayacak malı alan soyguncuların, her soygundan sonra Tantalos’un mezarının bulunduğu tepeciğe bayrak asmaları ise ikinci söylentiyi oluşturur. Soygunları yapanlara “Bayraklı Eşkıya” olarak verilen isim, yörenin adının daha sonra Bayraklı olarak kalmasına yol açar.

Bayraklı adıyla ilgili söylentiler bu şekilde devam eder. Bornova - Bayraklı - Karşıyaka yoluna 1885 yılında kavuşan Bayraklı, tarih içinde şifalı havasıyla da ün salar.

Coğrafi konumu

İzmir metropolünü oluşturan ilçelerden Bayraklı; İzmir kent merkezinde, İzmir Körfezi’nin kuzeydoğu köşesinde İzmir-Çanakkale asfaltı üzerinde yer alır. Yamanlar Dağ Grubu'nun güney yamaçlarını da içine alan Bayraklı'nın yüzölçümü, yaklaşık 3700 hektardır.

KAYNAKLAR:

Prof. Dr. Meral Akurgal / Bayraklı Kazı Başkanı

Bayraklı Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü

Bayraklı Belediyesi

 

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©