Bin yılın tanığı: Kunduracı Çınarı

 Yeni Zelanda Parlamentosu Kuzey Adası'ndaki Whanganui Nehri'ni "canlı varlık" olarak tanıyıp nehre hukuki statü verdiğinde ülkemizdeki zamana meydan okuyan bir çok doğal güzelliğin de aynı statüyü hak ettiğini düşünmeden kendimizi alamamıştık. Bu değerlerin başlıcaları arasında ise ülkemizin değişik yerlerindeki ulu ağaçlar vardı. Yıllara meydan okuyan bu ağaçlardan şanslı olanlar koruma altına alınırken, şanssız olanlar ise bilinçsizliğin kurbanı olmaya devam ediyor.

Ulu ağaç deyince İzmirlilerin aklına ilk Kunduracı Çınarı gelir. İnsanoğluna doğanın heybetini ve zamanın varlığını kanıtlarcasına yüzyıllardır ayakta durur Kunduracı Çınarı. Gövdesine asılmış ‘’Tabiat Anıtı’’ tabelasını vakur ama gururla taşır.

Kültür tarihimiz incelendiğinde ağaçlarla ilgili birçok inanışa sahip olduğumuz ve ağaçlara ayrı bir önem verdiğimize şahit oluruz. Çınar ağacının ise Türk toplumu ve Osmanlı Devleti için apayrı bir değeri vardır. 

Osman Bey rüyasında, koynuna bir ayın girdiğini ve o anda göbeğinden bir çınar ağacının çıkarak gölgesinin dünyayı kapladığını görür. Çınarın gölgesinin altında dağlar, dağların dibinden ise suların çıkmaktadır. Rüyasındaki insanlardan bazıları bu sulardan içerken, bazıları ise bahçesini sulamakta bazıları da çeşmelerini akıtmaktadır. Osmanlı Devleti’nin tarihi bu rüyada gizlidir. Türk milleti Osman Bey’İn rüyasında koynundan çıkan bu ulu çınarla asırlarca insanlara adalet ve hoşgörü suyu dağıtmıştır.

Çınar ihtişamlı ve uzun ömürlü bir ağaçtır. Geçmişi geleceğe bağlarken, insanlara sabrı ve huşuyu öğretir. Beraber yaşamanın ve birbirine yararlı olmanın zevkinin verir. Kökleriyle mazinin derinliklerine basarak oradan aldığı güçle dallarıyla geleceği kucaklamıştır. 

10 ASIRDIR AYAKTA

İşte buna en güzel örneklerden birisi İzmir’in Buca İlçesi Kaynaklar Köyü’ndeki Kunduracı Çınarı’dır. İnsanoğluna doğanın heybetini kanıtlarcasına 10 asırdır ayakta duran Kunduracı Çınarı sizi geçmişten alarak geleceğe götürür. İnsan ömrünün ne kadar kısa, zamanın ise ne denli engin olduğunu yüzünüze vurur. Dibinde her şeyi unutur ve dinginliğin hülyalarına kapılırsınız. Gövdesine asılmış ‘’Tabiat Anıtı’’ tabelasını gururla taşırken, tarihe tanıklığıyla selamlar ziyaretçilerini.

Rivayete göre adının boşalan gövdesinde yıllarca faaliyet gösteren kundura dükkânından geldiği söylenmektedir. Bir başka rivayete göre ise kunduracı örsüne benzetildiğinden adı Kunduracı Çınarı olmuştur.

Kunduracı Çınarı Köy tüzel kişiliğine aittir. 30 metreyi bulan boy ve 4 metreye ulaşan eni ile heybetli duruşu karşısında büyülenmemek elde değildir. 29 Nisan 1994 tarihinde anıt ağaç olarak tescil edilen Kunduracı Çınarı 1500 m2 alanda korumaya alınmıştır. İzmir’de neyi görmeliyim düşünüyorsanız Kunduracı Çınarı görmeniz gereken ilkler arasındadır. Sizi, ilimizdeki bu eşsiz değeri ziyarete çağırıyoruz. Kim bilir belki sizin de dikeceğiniz bir fidan bin yıl sonra heybetli bir tabiat anıtına dönüşür ve sessiz sedasız kendisine ilk can suyunu veren insanı yad eder.

 

 

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©