Devlet Tiyatrosu’nun yenilenen yüzü

İzmir Devlet Tiyatrosu, yeni sezonda Cumhuriyet döneminin en güzel mimari yapılarından Konak Sahnesi’nin yenilenmiş yüzüyle izleyicileriyle buluşacak.

Röportaj: ÇİĞDEM ASKERİ

Fotoğraflar: SÜLEYMAN DUMAN

 

53 yıldır İzmirlileri tiyatroya doyuran İzmir Devlet Tiyatrosu, 1 Ekim’de perdelerini Konak’taki yenilenmiş tarihi binasında açacak. Konak ve Karşıyaka sahnelerinde birçok yerli ve yabancı oyunun sergileneceği sezonda, Moliere’in Mösyö de Pourceaugnac oyunu İzmir seyircisiyle ilk kez buluşacak.

İzmir Devlet Tiyatrosu’nun (İDT) kuruluş hikayesi, 1957 yılında Konak’taki Halk Eğitim Merkezi binasında başladı. Tiyatro perdelerini “Yağmurcu” adlı oyunla açan Devlet Tiyatrosu’nun İzmir’deki varlığı ise 1944 yılına rastlıyor. İDT bugün Konak Sahnesi, Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi, Karşıyaka Oda Tiyatrosu ve İDT’nin ilk kadın müdürünün adını taşıyan Melek Ökte Sahnesi’nde İzmirli tiyatroseverlerle buluşuyor.

80 kişilik sanatçı kadrosuyla bir sezonda yaklaşık 18 oyun sahneleyen İDT, İzmir seyircisine farklı oyunlar sergilemek için uğraşıyor. Hayatında ilk defa tiyatroya gelen izleyiciyi de entelektüel izleyiciyi de salona çekebilmek için oyun yelpazelerini geniş tuttuklarını söylüyor İDT Müdürü Hülya Savaş. Zaman zaman entelektüel seyirci kesiminden bu nedenle eleştiri alsalar da Savaş, “Seyirciye ulaşmak istiyorsanız oynarsınız. Hiç tiyatroya gitmemiş bir izleyiciye çok ağır bir oyun sergilerseniz tiyatrodan soğuyabilir.” diyor.

İDT kültür hizmeti veriyor

Devlet tiyatrolarının gişe kaygısı olmadığını söyleyen Savaş, amaçlarını şöyle özetliyor: “Bizim bütün derdimiz kültür hizmeti verebilmek, tiyatro sanatını hepsinden öte Türkçenin doğru kullanımını yaygınlaştırmak, Türk yazarlarını ve dünya edebiyatını seyirciyle buluşturabilmek. Özel tiyatroların ise haklı olarak gişe kaygıları var. Biz devletten belli bir ödenek alırken, onlar almıyor.”

Dört sahnede her oyunda doldurdukları yaklaşık 600 koltukla tiyatro severleri oyunlarla buluşturan İDT, sahnesi büyük, yeni bir salon isteğini her fırsatta yineliyor. Tiyatro salonlarının çok büyük olmasının seyirciye ulaşmada sıkıntı doğurduğunu anlatan Savaş, “İdeal tiyatro salonu 300 - 500 koltuk arasıdır. Çünkü tiyatroya o havayı teneffüs etmek için geliyor seyirci. Oyuncuyla aynı duyguyu, heyecanı yaşayabilmek, mimiklerini görmek gerekir. Biz salonun değil sahnenin büyük olmasını istiyoruz. Geniş bir sahnede, büyük prodüksiyonlu, görkemli dekorlu oyunları oynayabiliriz. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yeni bir salon için söz verdi. Kültürpark’taki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nin yıkılıp yerine devlet tiyatrosu adına bir salon yapılması düşünülüyor. Biz de heyecanla bekliyoruz.” diyor. İDT, Karşıyaka’da şu anda oyunları sergiledikleri binayı da daha modern, geniş sahneli bir salon haline getirmeyi hedefliyor.

Yeni sezona zengin program

Perdelerini 1 Ekim’de açacak olan İDT, hem yenilenen Konak Sahnesi’nin hem sezonun açılışını gerçekleştirecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 90. yılı olması nedeniyle İDT, bu sezon Güngör Dilmen’in “Hâkimiyet-i Milliye /Aşevi” adlı oyununu programına aldı. Ali Berktay’ın Sabahattin Ali’nin hayatını anlattığı “Benim Meskenim Dağlardır”, Moliere’in İzmir’de ilk defa oynanacak oyunu “Mösyö de Pourceaugnac”, “Terör”, Vodvil tarzı “Lursin Sokağı Cinayeti”, sadece kadın kahramanların yer aldığı “Orkestra ve Dullar” yeni sezonda İzmirlilerin izleyeceği tiyatrolar arasında.

Geçtiğimiz yıl devlet tiyatrolarının 60. yılı olması nedeniyle prömiyeri yapılan 60 yerli oyundan geçen seneki sezona yetişemeyen 14 oyun da yeni sezonda sahnelenecek. İzmir’in sahnelerinde bu yıl kukla rüzgarı da esecek. Uluslararası İzmir Kukla Günleri’nde İDT, “İnok ve Güneş” adlı kukla oyunu ile çocukların karşısına çıkacak. Blacklight tekniğiyle sahnelenecek olan “Eddie’nin Annesi Nerede” oyunu ise çocuklar için sahnelenecek bir diğer oyun. İDT, dar kadrolu oyunların sahnelendiği oda tiyatrosu için ise bu yıl “Günlük Müstehcen Sırlar” adlı oyunu seçti.

Mesleğine tutkuyla bağlı!

25 yıldır İzmir Devlet Tiyatrosu’nun sahnesinde yer alan bir isim Hülya Savaş. Sahne tozunu figüran olarak yutmaya başlamış. DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji Bölümü’nde okurken bile aklı tiyatrodaymış. Zaten bir süre sonra da bırakmış okulunu. Tiyatroyu çok sevse de Ankara’ya gidip okumayı göze alamayan Savaş’ı hocası Erol Yamaç ikna etmiş. “Hayatın boyunca figüran mı olacaksın, gel buraya, oku!” sözleriyle Savaş, Hacettepe’de tiyatro bölümünde okumuş. Dört yılın ardından bugüne kadar hiç ayrılmadığı İzmir Devlet Tiyatrosu’na dönmüş. Savaş artık figüran olmasa da, hala aynı ruhla sahnede... “Hastalık derecesinde mesleğime tutkunum. Bütün oyunlarda rol alayım istiyorum, bu konuda arsızım” sözleri de ruhunu doğruluyor.

Eşsiz mimarisiyle Konak Sahnesi

Cumhuriyet Döneminin en iyi korunmuş örneklerinden Konak Sahnesi, Mimar Necmettin Emre’nin elinden çıkma bir eser. Türk Ocağı olarak yapımına 1926 yılında başlanan ve 1927’de tamamlanan bina, bir süre sonra halk evi olarak hizmet verdi. 1957 yılında ise dönemin Belediye Başkanı Sabri Süphandağlı, binayı İzmir Devlet Tiyatrosu’nun hizmetine bağışladı. 1971’e kadar turne tiyatrolarının oyunlarında kullanılan tarihi binada, o tarihten bu yana hem İzmir Devlet Tiyatrosu’nun hazırladığı oyunlar hem de turne oyunları sahneleniyor. Süreç içerisinde birkaç küçük onarımın yapıldığı binanın baştan aşağı yenilenmesi bu yıl içerisinde oldu. 50 yılın ardından büyük bir ödenekle, tarihi bina aslına uygun olarak restore edildi, İzmir pirinç avizeli, eşsiz tavan süslemeli bir o kadar da modern sahnesine tekrar kavuştu.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©