Söke Ovasında Bir Deniz Savaşı
Lade Deniz Muharebesi
300 Spartalı'ya ve Marathon'a giden yol taşları Söke'de döşendi...
Düz ovada deniz savaşının işi ne?
Dediğinizi duyar gibiyim. Lakin dedelerinizin ve amcalarınızın ''vaktinde buralar hep denizmiş bataklıkmış'' dediklerini hatırlarsınız.
Söylediklerinin bir kısmı, özellikle ege kıyıları için genelde doğrudur.
Mesela günümüzün Foça'sı bundan 2000 sene önce bir yarımadaydı. Her yaz Foçaya giderken yanından geçtiğimiz o uçsuz bucaksız Menemen ovası tamamen denizdi. Ege denizine dökülen akarsular alüvyon taşımalarıyla meşhurdur. Bu taşıdıkları alüvyonlar, döküldükleri deniz kıyısını doldurarak, kara sınırlarını sürekli genişletirler. Bunların içlerinden tarihin akışını değiştirebilecek etkiler bırakan nehirlerden üçünü Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes olarak sıralayabiliriz.
Gediz nehri az kalsın alüvyonları ile İzmir Körfezini bir göle çevirmek üzere iken 2. Abdülhamit'in emri ile 1880 yılında Rauf Paşa tarafından nehir yatağı değiştirilir. Vaktinde günümüz Sasalısında denize akan gediz, şuanda Foçanın biraz daha güneyinde denizle buluşmaktadır. Bundan dolayı Sasalı bataklık hale gelir.
Aynı şekilde Küçük Menderes nehri '' Ephesus Limanı '' blog yazımda bahsettiğim gibi Ephesus şehrini tarihten siler.
Bu alüvyon taşımalarına en mühim tarihsel kanıtı ortaya koyan ise '' Maeander '' yani Büyük Menderes olmuştur.
Şimdi günümüzden 2510 yıl öncesine, M.Ö 494'e gidiyoruz.
Batı Anadolu karışık.
Kıyı Ege'de bulunan İyon şehir devletleri, Pers işgaline karşı ayaklanalı henüz 6 sene olmuş ( İyon ayaklanması anlatımını da blog sayfamda okuyabilirsiniz). 6 senede başardıkları en büyük olay ise Atinalıların desteği ile yaptıkları Sardes (Manisa) baskını. Pers güçleri ne var ne yoksa ellerindeki tüm kara kuvvetleri ile Kuzey Egeden Güney Ege'ye kadar isyanları bastırmakla meşgul.
İyon ayaklanmasının merkez üssü Milet olduğundan Pers İmparatoru 1. Darius doğrudan saldırının Milet'e olması gerektiğini öngörür ve Pers ordusu Milet'e doğru yol almaya başlar. Pers kuvvetleri Milet'in surlarını aşabileceğinden ve Pers ordusunun sayıca çok üstün olmasından, Miletliler Şehirlerinden ayrılarak ''Savaşacaksak Denizde savaşırız!'' fikrini benimser.
İyon ayaklanmasına katılan şehir devletleri, Milet'in savunulması için, halbuki bir iyon devleti olmayıp Aioli birliğine dahil olan ( Ailoi birliği günümüz Karşıyaka ilçesinin kuzeyinde bulunan şehir devletleri) Midilli ile ittifak yaparak bir donanma oluşturmaya başlar. Allah razı olsun Herodot savaşa katılan şehir devletlerinin ve gemilerin sayılarına küsuratına kadar bize vermiştir.
Dönemin en sağlam deniz gücüne sahip Sakız Adası en başı çeker;
Savaşa Katılan Devletler ve Gemi Sayıları
Sakız Adası : 100
Milet (Didim) : 80
Midilli : 70
Sisam : 60
Teos (Seferihisar): 17
Priene (Söke) : 12
Erythrae (Çeşme) : 8
Myus (Bafa Gölü Civarı): 3
Phokaia (Foça) : 3
Böyle yanlarına günümüz isimlerini de yazıyorum ki iyice ilginizi çeksin
Efes ve Kolophon, İyon birliğine dahil olmalarına rağmen, savaşa katıldıklarına dair resmi bir kanıt bulunmuyor. Ya Pers korkusundan satışın kralını yaptılar ya da olaylar kayda geçirilirken gözden kaçtı bilemiyoruz.
İyon donanmasına karşı Pers donanması da irili ufaklı 600 civarı gemiden oluşuyor. Pers İmparatorluğunun o dönemde eli her yere uzandığından Fenike, Mısır ve Kıbrıstan getirtilmiş gemiler sahneye çıkıyor. Herodot Pers Donanmasının komutanından bahsetmez ama Pers kaynaklarında General Datis olarak geçer.
İyon donanması, savunmanın yapılacağı Milet şehri açıklarında bulunan Lade Adası çevresine konuşlanır.
Yukarıda gördüğünüz yeşil ama silik olan alan, günümüzde tamamen toprakla kaplı Söke ovasıdır. Bugün Söke ovasında gittiğinizde, düzlük ova üzerinde gördüğünüz tepecikler eskiden irili ufaklı birer adadır ve Denize yakın en yüksek tepeyi yani Lade adasını kendiniz de görebilirsiniz.
İyon birliği donanması 353 Trirem ile Lade deniz adasının çevresinde, milet şehrinin kıyısında ve söke körfezinde konuşlamış durumdaydı.
Pers donanması 600 gemi ile şöyle yavaş yavaş Lade adasına doğru yaklaşır. Donanma komutanları iyice bir istihbarat yapar ve '' Yok abi biz bunları yenemeyiz. Yenilirsek canımızı geçtim Darius'un gazabından kaçamayız, biraz düşünelim '' derler. Yine her zaman ki gibi Persler göz korkutma işine yönelir. Ayaklanma öncesi İyon kentlerinin başında bulunan, ayaklanma sonrası şehirlerden kovulan Pers Tiranlarına şu emir verilir. '' Eski Tiranlık yaptığın şehire git ve de ki, eğer ayaklanmaya asker ve destek göndermekten vazgeçerseniz, Darius'a itaat eder iseniz, bugüne kadar tüm yaptıklarınız affedilecek ve cezalandırılmayacaksınız. Ne tapınağınız yanacak ne evleriniz. Lakin inadına hala isyana devam ederseniz, ananızı babanızı köle eder, erkek çocuğunuzu hadım eder bacınızı da alır Darius'a dansöz ederiz '' de. '' diye talimat verilir. (Biraz mizah katmak fena olmaz)
Tabi ki gemileri yakmış olan İyonlar bu teklifi olduğu gibi geri çevirirler. Çünkü vaziyetin ciddiyetini henüz kavrayamamışlardır. Persler ayaklanmaları bir bir bastırmakta, çoğu kent devletinin de henüz bundan haberi olmamaktadır. Hatta kibirleri o kadar yüksektir ki, bazı şehirler bu teklifin sadece kendilerine özel yapıldığını düşünür. Halbuki teklif isyana karışan tüm devletlere yapılmıştır.
Bu sırada İyon Donanmasının Generali Foçalı Dionysius, donanmaya eğitim ve taktik öğretmeyi diğer devletlere önerir. Dionysius vaziyetin '' bıçak sırtında '' olduğunu söyleyip, '' bu savaşın sonunda ya köle olucaz ya da özgür kalacağız '' der. Bazı sıkıntıları aşarsak sayısal azlığımıza rağmen bu savaşı kazanırız der. Sıkıntıdan kastı taktiksel yetersizliktir. Eğitim teklifi diğer devletler tarafından kabul edilir ve vira bismillah diyerek Acemi birliğindeki askerler nasıl yoğrulursa Dionysius bütün gemicileri yoğurmaya başlar. Her gün gemileri teker teker denize açar, mahmuzlama ve kürek çekme taktikleri diğer yandan da gemileri bordaladıktan sonra piyade savaşı eğitimi verir. Eğitimler tamı tamına 7 gün sürer. Grek donanmasının büyük çoğunluğu sonunda isyan patlatır. Dionysius'a ''Yeter hoca öldürdün bizi bırakta biraz dinlenelim'' ayağı çeker. ''Zaten Phokaia'dan gele gele üç gemiyle geldin 350 gemiyi perişan ettin nedir senin derdin?'' derler ve bir daha eğitimlere katılmazlar.
Donanmaya 60 gemi ile katılan Sisamlılar, gemilerdeki disiplinsizliği görünce çekimser davranmaya başlar. Perslerin teklifi yavaş yavaş akıllarına uyar gibi olur. '' Şimdi bunları buraya gömsek bunun gibi yine bi donanma daha gelir ohoo '' derler. Tabi ki bu vaziyeti anlatan kişi Herodot. Günümüz tarihçileri Sisam'ı koruma maksadıyla öyle bir şey olmadı diye inkar ederler ya da Sisam'ın ihanete kılıf uydururlar.
Pers gemileri en sonunda pozisyon alır ve Lade adasında doğru yelken açarlar. Pers donanmasını gören Sisamlılar 49 gemisiyle birlikte anında ortadan toz olur. Geri kalan 11 gemi de muhtemelen ya vicdanına yedirediğinden ya da savaş hattında kaldığından, savaşa katılır. An itibari ile toplam grek gemisi sayısı 304'e düşer. İhanetler peşi sıra birbirini kovalar. Sisamlıların geri çekildiğini gören Midilli donanması da 70 gemisiyle birlikte daha bir ok fırlatmadan olduğu gibi geri çekilip kuzeye yelken açar. Birden gemi sayısı 234'e iner. Muharebe alanından kaçan kaçana olduğunu gören diğer gemiler de komutanlarından bağımsız bireysel şekilde savaş alanından kaçışmaya başlarlar ve grek hattının bir kanadı olduğu gibi çöker.
Savaş alanında kalan asıl kuvvet Sakız'ın 100 gemilik filosu ve diğer geri çekilmeyen bir kaç gemi Persler ile savaşa tutuşur. Sayısal azlığın yetersizliği ve moralsizlik teker teker grek gemilerini batırır kaçabilen gemiler kaçar, kaçamayan da ya esir olur ya denizde can verir. Kaçan gemilerin bir kaçı Söke Ovasının kuzeyinde bulunan Mykale dağının eteklerinde karaya çıkıp, dağın tepelerine kaçarlar ( Mykale dediğimiz yer günümüzde Dilek yarım adası diye geçiyor. ). Mykale den Efes yaklaşık 25 km'lik mesafe olduğundan, karaya çıkan grek askerleri Efes'e sığınmak için son sürat koştururlar.
Diğer bir tabirle savaşın kadersizliği peşi sıra devam etmektedir. Efeste o sıra Efesli kadınların kutladığı Thesmophoia Festivali gerçekleşmektedir. Festival sırasında Efes'in topraklarına gece vakti güneyden silahlı adamların girdiği haberi alınır ve bu silahlı adamların Efesli kadınları kaçırmak için gelen haydutlar olduğu zannedilir. Bundan dolayı Efesliler kendilerine göre haydutları karşılamak için Efes'e doğru kaçan Grek askerlerinin yollarına kendi kuvvetlerini gönderir. Gece karanlığında sadece sığınma amacıyla Efese çekilen donanma askerleri tam anlamıyla kim vurduya giderek sorgusuz sualsiz katledilirler.
Savaş sonunda Sakız'ın kaybı ortalama 24 bin askerdir.
Muharebe bitince Pers donanması karaya çıkar ve Milet'i kuşatır. Neyi var neyi yoksa Milet'in güçlü surlarını yıkmak için uğraşır ve şehire girmeyi başarırlar. Tehditlerinde söyledikleri gibi, şehirde taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmazlar. Günümüzde yapılan kazılarda da şehirde çok ciddi bir yangın yaşandığı da ortadadır. Erkekler ve kadınların çoğu katledilir, erkek çocukları hadım edilir ve kalanlar köle yapılarak Pers İmparatorluğunun dört bir yanına zorla iskan ettirilir. Hatta Herodot'a göre Dicle'nin döküldüğü Basra körfezine kadar sürülmüşlerdir.
Böylece Anadoluda gerçekleşen ilk ayaklanma olan İyon ayaklanması topyekün bastırılır ve devamında İyon ayaklanmasına destek olmuş Atina'ya bilenen Darius'un Yunan seferi başlar.
Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
Görüşmek üzere!
BONUS
İyon ayaklanmasında gerçekleşen başından sonuna tüm askeri harekatları tarih sıralamasına göre görebileceğiniz haritayı ekledim.
Ana Görsel: Radu Oltean