Smyrna Antik Limanından günümüz Kemeraltı Çarşısına
Yazar: Tümay Sönmez
Her zaman ki gibi günlük yaşantımızda geçtiğimiz mahallelerde, sokaklarda ve caddelerde eskiden neler vardı, kimler yaşardı ve yaşarken neler yarattılar bunları anlatmaya devam edeceğim. Yaşadığım şehir diye demiyorum ama İzmir öylesine kültür mirasına sahip bir şehir ki, eğer tüm kazılar kusursuz bir şekilde tamamlanırsa, İstanbul'u geçtim Roma ile yarışabilecek bir hale gelecektir. İnsanlar sırf Efeste ki sadece temeli kalan Artemis Tapınağı için binlerce km öteden gelebiliyorsa, İzmir'in Agorası, Pagos kalesi ve Tiyatrosu için bu şehire kalıcı olarak yerleşebilirler.
Evet bugün ki konumuz başlıkta da geçtiği üzere İzmir'e turistik amaçla gelen herkesin öncelikli olarak gidip gezdiği Kemeraltı Çarşısından bahsedeceğim. Bildiğiniz üzere Kemeraltı Çarşısı tarihi ile ünlenmiş bir alandır. Dünya'da bahsedilen '' DÜNYANIN İLK AVM'Sİ KAPALI ÇARŞI '' derler ya genelde, ha işte bu Kemeraltı Çarşısı normalde ondan 1.500 sene daha eskidir. Bu çarşı tabiki 1500 sene önce günümüz gibi bir çarşı değil Smyrna Antik Kenti surlarının deniz kıyısındaki en kritik bölgesinde bulunan, Ege'nin incisi Symrna'nın Limanıydı. Şimdi şaşıranlar olacaktır, çünkü bunu bilen insan sayısı oldukça az. Niye? Çünkü araştırmayı sevmiyoruz.
Yazı ve dökümanlar üzerine yaptığım çalışmalar sonuç verdi ve antik liman ile ilgili bir kaç döküman topladım. İlk önce Piri Reis'in Symrna Limanı ile ilgili haritasını göstererek başlayalım.
Piri Reis'in yaptığı bu haritalama işlemi, araştırmaları doğrular nitelikte.
Smyrna Antik Limanı yani günümüz Kemeraltı Çarşısı, M.Ö 330'lu yıllara, yani Büyük İskender'in günümüz adıyla Kadifekale yani Pagos tepesine inşa ettiği Kale'nin kurulup surlarının genişletilmesiyle canlanmaya başlıyor. O yıllarda ise Smyrna Şehrinin nasıl görüldüğüne dair kazılar ve araştırmalar sonucu yapılmış bir taslak var. Onu da size şu şekilde göstereyim;
İlk başta dediğim gibi, bu şehirde kazılar sağlıklı bir şekilde sürdüğü müddetçe, İstanbul'dan daha ünlü bir şehir olacağımız kesindir. Şehrin büyüklüğü ortada...
Smyrna Antik Limanı'nın kontrolü Bergamon Devletinden sonra doğrudan Roma İmparatorluğuna devr oluyor. Yunan kargaşalarından sonunda kurtulan kent o günden itibaren gün geçtikçe büyümeye ve modernleşmeye devam ediyor. Bu yazımda sadece Kemeraltından bahsedeceğim o yüzden limandan anlatımlara devam ediyorum. Liman Roma egemenliği altındayken daha çok korunaklı bir hale getirilmek için, limanın tam girişine Neon Kastron adında, bildiğiniz Rumeli Hisarına benzer tarzda bir kale inşa ediliyor. Bu kale Türk kaynaklarında '' Ceneviz Kalesi '' ve '' Kal'a-İzmir-i Cedid '' adıyla geçmektedir. Bu kale şimdi nerede? diye soracak olursanız, şuan Kemeraltı Çarşısında büyük ihtişamıyla bulunan Hisar Camii'nin hemen yanında bulunmaktaydı. Hisar Camii'de adını bu Hisardan almaktadır.
Hisarla ilgili pek gerçekçi olmasa da tahmini M.S 10.YY'Da bununla ilgili yapılmış bir çizim var onu paylaşarak devam etmek isterim;
Bu çizimlerden yola çıkarak, Kemeraltı’nın karakteristik özelliklerini de belirledim. Örneğin Kemeraltı Çarşısı’nın yay biçiminde ki tasarımı, Roma döneminden kalma bu iç liman rıhtımına göre şekillenen bir yerleşimin izleri olduğu anlaşılabiliyor.
Kendim yaptığım paint işi bir taslak daha var. Bu sizi tamamen aydınlatacak olandır.
Bu Fotoğraf günümüz Kemeraltı Çarşısı'nı göstermektedir;
Bu fotoğraf ise, Limanın yok olmadan önce ki gerçeğine yakın fotoğradır;
Şaşırmış olmanız muhtemel. Böylesine güzel tarihi bir limanın yok edicisi, Osmanlı Devletini 1402 Ankara Savaşı'ndan sonra Fetret Devrine sokan Timur Devleti lideri Timurlenktir. Ankara Savaşından sonra batıya doğru ilerletmesine devam edip, Bursa'yı dahi fethetmiştir. E tabiki dönemin en büyük Hristiyan topluluğunun bulunduğu İzmir'i de fethetmemesi beklenemez. Timurlenk, ilk önce Liman'dan girerek şehri almayı dener fakat limandaki Hisar buna engel olur. Daha sonra Timurlenk şehir surlarını aşarak İzmir'i feth eder ve Liman Hisarını yerle bir eder. Liman'ı ise Pagos tepesinden getirdiği büyük taşlarla, muhtemelen Antik Tiyatro ve Antik Hipodrom'un taşları olduğu tahmin edilir, o taşlarla limanı doldurur ve limanı yok eder. O günden sonra doldurulan denizin üzerine Ticari hanlar inşa edilir ve limandan eser tamamen kalmaz.
Fetret devrini aşan Osmanlı, İzmir'i yeniden egemenliği altına alır ve 17. Yüzyıldan itibaren Kemeraltı Çarşısı, Anadolu'nun önemli bir ticaret merkezi haline gelir.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Eğer sizlerde İzmir'in tarihçesi ile ilgili merak uyandırabildiysem ne mutlu bana.
Görüşmek üzere...