Çeşme'nin Tarihi Zenginlikleri
İonia’nın önemli ticaret merkezi Erythrai
Çeşme’nin 20 kilometre kuzey doğusunda yer alan Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “kırmızı” anlamına gelen Erythros‘tan türediği kent toprağının kırmızı renginden dolayı Erythrai’nin “kızıl kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucusu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythro’tan almıştır.
Kentte ele geçen bulgular bu yörede İlk Tunç çağından bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir. İkinci Kolonileşme döneminde kent Atina kralı Kadros soyundan gelen Knopos yönetimindeydi. Başlangıçta krallık ile yönetilen kent sonraları yine kral soyundan olan ancak halkın seçtiği Vasileuslar tarafından yönetildi. İon kentlerinin aralarında kurdukları Panionion dinsel ve siyasal birliğe katıldılar. Kent Payhagorasla birlikte kısa süreli tiranlık dönemi yaşadı, bu dönemde üreterek dışarı sattığı değirmen taşları ile önem kazandı. Erythrai, Lidya ve daha sonrada Persler’in eline geçti. Pers boyunduruğuna karşı diğer İon kentleri gibi ayaklanmaya katılan kente, bütün İon kentleri ile birlikte M.Ö.334’te İskender, bağımsızlığını kazandırdı. İskender’in ölümünden sonra ortaya çıkan kargaşalar sonucu birçok el değiştiren Erythrai, Pergamon (Bergama) Krallığının eline geçti. M.Ö. 133’te ise Roma İmparatorluğu içinde özgür bir kent statüsü kazanır. Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kâhinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazandı. M.Ö.1’inci yüzyıl’da depremler, savaşlar ve Romalı komutanların yağmaları yüzünden büyük yıkıma uğrayan yöre, Bizans döneminde önemini yitirdi. 1366’da Türk Egemenliğine girdikten sonra da Erythre, Rhtyrai, Lythri gibi değişik adlar alan yöre; 16’ıncı yüzyıldan sonra İlderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başladı.
Şehirde 1963-1966 yılları arasında Prof. Hakkı Gültekin ve sonraları Prof. Ekrem Akurgal tarafından kazı çalışmaları yapıldı. İlk önce M.Ö. 3’üncü yüzyıl sonralarında yapıldığı sanılan Akropol’ün kuzey yamaçlarındaki antik tiyatro toprak altından çıkarıldı. Akropolün en yüksek düzlüğünde yapılan araştırmalarda da Athena Tapınağı’na ait kalıntılar bulundu. Şehrin etrafının 5 kilometre uzunluğunda surla çevrili olduğu anlaşıldı. Tiyatro kısmen açığa çıkarıldı. Araştırmalarda akropolde M.Ö. 6’ncı ve 7’nciyüzyıl’dan kalma çanak, çömlek, taş ve topraktan figürler bulundu.
Güvenlik amacıyla yapıldı müze oldu
Çeşme Kalesi, 505 yıllık tarihine meydan okuyan sağlamlığı, mimari yapısı ve medeniyetlerin izlerini taşıyan müzesi ile Çeşme’nin mutlaka görülmesi gereken değerlerinden biri.
Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından, Aydın Valisi Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılan kale denize sıfır olarak inşa edilmiş. Ancak zaman içerisinde deniz doldurulduğu için şu anda önünde bir yol bulunan kale, yüzyıllar öncesinde değil de sanki dün yapılmış gibi sağlam. Kalenin güney cephesinde bulunan giriş kapısı, Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşıyor. Bu kapının yanı sıra iç kaleye geçilen iki kapı daha var. 1770 Osmanlı-Rus Savaşında oldukça yıpranıp onarılan, Kırım Savaşı'ndan sonra ise askeri bir özelliği kalmayan kale bugün Çeşme Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Daha çok Erythrai, Çeşme ilçe merkezi Alaçatı ve Kalemburnu ve Çeşme Körfezi’nden çıkan 320 adet arkeolojik, 126 adet etnografik eser ile 31 adet sikke, toplam 477 adet eserin sergilendiği müzedeki en önemli eserler; 6 Temmuz 1770 tarihinde Çeşme Körfezinde yapılan Osmanlı - Rus Savaşı sırasında batan gemi ve kadırgalardan çıkan sualtı arkeoloji eseriyle, Rusya Federasyonu’ndan getirilen bu olaya ait belgelerdir.
Uluslararası Çeşme Müzik Yarışması ve Çeşme Festivali’ne ev sahipliği yapan kale, bu dönemde müzik ve tarihi buluşturuyor.
Çeşme’ye denizden gelindiğinde ilk görülen yapılardan biri olan Çeşme Kalesi’nin her köşesinde bambaşka güzellikte kareler gizli. En tepesine çıkıldığında ilçeyi panoramik bir şekilde seyretme imkanı sunan kale, Çeşme gezisinde mutlaka ilk duraklardan biri olmalı.
Pazartesi hariç haftanın 6 günü saat 08.30-12.00 ile 13.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müze, Adnan Menderes Havalimanı'na 80, İzmir'e 72, Ilıca'ya 7, Alaçatı'ya 10 kilometre mesafede.