İzmir’in ‘beyaz incisi’ Şadırvanaltı Camii
Evliya Çelebi’nin beyaz bir inciye benzettiği Şadırvanaltı Camii, adını yanında ve altında bulunan şadırvanlardan alır. Caminin doğu kısmında tek şerefeli bir minare, batısında da bir kütüphane bulunur
Kaynak: Diyanet İslam Ansiklopedisi
Fotoğraflar: Onur Şan
Şadırvanaltı Camii, kendi adıyla anılan semtte çarşı içinde yer alır. Katip Çelebi’nin Cihannüma’sında Ulucami ve Niflizade Camii, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Bıyıklıoğlu Camii diye geçer.
17 ve 19’uncu yüzyıllar arasındaki çeşitli vakıf kayıtlarında yapının adının Şadırvan Camii olarak kaydedildiği ve Kanuni Sultan Süleyman vakfına aidiyeti tespit edilmiştir. Evliya Çelebi’nin buraya ait olduğunu belirttiği, Mahmud adında bir kişiyi zikreden 1046 (1636-37) tarihli kitabe bugün mevcut değildir. Yapının kuzeydoğu köşesinde, ana mekana geçişi sağlayan kapının solunda yer alan pencere üzerindeki 1230 (1815) tarihli beş beyitlik tamir kitabesinden, caminin birkaç defa yangında harap olduğu ve ardından onarıldığı anlaşılmaktadır. 1883’te tamir gören cami, mimari ve süslemesiyle barok ve empire izlerini taşıyan bir yapıdır. Evliya Çelebi’nin beyaz bir inciye benzettiği caminin batısında bir şadırvan, bunun üzerinde bir kütüphane, yanında muvakkithane vardır. Kütüphanede mevcut yedi beyitlik kitabe 1250 (1834-35) tarihli olup kütüphane ve muvakkithanenin bu tarihte yapıldığını belirtir.
Fevkani olarak inşa edildi
Avlusu bulunmayan yapı, kalabalık bir ticaret bölgesinde yer aldığı için fevkani olarak inşa edilmiştir. Alt katta çeşitli dükkanlardan meydana gelen çarşı vardır. Evliya Çelebi bunların aktar dükkanı olduğunu belirtir. Kuzey cephesinde yer alan asıl cümle kapısı daha sonra kapatılmış ve buraya dükkanlar ilave edilmiştir. Dolayısıyla camiye batıda yer alan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Cami merkezi planlı harimle bunu kuzey ve batı yönünde çevreleyen “L” şeklindeki son cemaat yerinden oluşan bir şemaya sahiptir. Kesme taş payelere oturan ve basık yuvarlak kemerlerle bölümlenmiş olan son cemaat yeri aynalı tonozlarla örtülü olup, yuvarlak kemerli pencerelerle dışa açılmaktadır.
Harim mekanı kareye yakın bir plandadır ve mihrap önünde tromplarla geçişi sağlanan büyük bir kubbe ile örtülüdür. Dışta dilimlenerek hareketlenen kubbe kasnağında ana kütlenin köşelerine gelecek şekilde yerleştirilen ve ikişer sütuna oturan üç yuvarlak kemerli, açıklıklı kubbeli mimari formlar dekoratif öğeler olarak dikkat çekicidir. Bu kubbeli hacim üç yönde altta çapraz tonozlu, üstte köşeleri kubbeli, araları aynalı tonoz örtülü mahfillerle “U” şeklinde çevrelenerek genişletilmiştir. Alt sırada yalnızca güneybatıdaki birim kubbe ile örtülüdür. Mahfilleri taşıyan yuvarlak kemerlerin oturduğu sütunlar kısa olup volütlü ve akantus yapraklı melez başlıklara sahiptir. Doğu, batı ve kuzey duvarlarında kemerler gömme sütunlara oturtulmuştur. İki kat arasında yivli pilastırlar, kemer ve tonozlarda silmelerle dekorasyonlar meydana getirilmiştir. Üst kat mahfilin bitkisel formda demir korkuluğu vardır. Mahfili taşıyan çift sıra kemerlerin benzeri kıble duvarında devam ettirilerek harimde farklı bir etki elde edilmeye çalışılmıştır. Harim mekanı dört sıra halinde yuvarlak kenarlı pencerelerle aydınlatılmaktadır. Harimin duvarları silmelerle ve kornişlerle bölümlenmiş, kemerle üst sıradaki bazı pencerelerin üzerleri kabarık bitkisel kompozisyonlarla zenginleştirilmiştir. Bu bitkisel kompozisyonların çoğu altın yaldızla süslenmiştir. Kubbenin göbeğindeki yazıdan sonra dikey hatlarla bölümlenen kubbe içi ile eteğindeki pencere çevreleri bitkisel kompozisyonlu kalem işleriyle bezenmiştir. Mihrap duvarındaki pencere tavanları ve alınlıkları ile kemer içlerinde çiçek demetlerinden oluşan kompozisyonlar vardır.
Akantus yaprakları ve güllerden oluşan süslemeler
Büyük bir yuvarlak kemerin içinde yer alan mihrap, iki yanı yüksek kaidelere oturan ve volütlü başlıklara sahip olan mermer taklidi boyalı birer sütunçe ile sınırlanmış yarım yuvarlak nişe sahiptir. Nişin iki yanı çiçek demetleri ve yaprak motiflerinden oluşan bir kompozisyonla çevrelenmiş olup içinde büyük bir perde motifi yer almaktadır. Nişi sınırlayan sınırlayan sütunçelerin iki yanında birer iri vazodan çıkan ve büyük çiçek demetlerinden meydana gelen kompozisyonlar vardır. Üstte kabarık bitkisel süsler ve silmelerden sonra büyük kemeri dolgulayan iri kabarık kompozisyonun ortasında lacivert zemin üzerinde altın yaldızlı bir kitabe yer almaktadır.
Mermer minber “C” kıvrımları, akantus yaprakları ve güllerden oluşan bitkisel formlu kabarık süslemelere sahiptir. İki yüzey arasında küçük farklılıklar vardır. Geçiş açıklığının yuvarlak kemeri üzerinde alem ve perde motifi görülür. Aynada kabarık iri bir madalyon vardır. Yuvarlak kemerli kapı girişi üzerinde akantus yapraklarından meydana gelen taç kısmında siyah zemin üzerine altın yaldızlı üç satırlık kitabe mevcuttur. Sütuncuklara oturan yuvarlak kemerli köşk kısmında akantus yaprakları ve güllerden oluşan kabarık bitkisel süslemeler yer alır. Ön cephede kemer üzerinde, şemse motifi içinde kabartma olarak besmele yazılıdır. Yapıda görülen mermer vaaz kürsüsü sütun benzeri bir kaide üzerinde kademeli geçişli ve korkulukludur; merdiven korkuluğu ile birlikte kabarık süslemelere sahiptir. Caminin kıble duvarında doğu köşesine yakın kesme taştan minaresi 1941 yılında tamir görmüştür. Cami içinde bu köşede yer alan kapı ile bir balkonlu geçiş vasıtasıyla minareye ulaşılmaktadır. Beden duvarı boyunca yüksek tutulan kare kesitli kaide üzerinde oval geçişli pabuçluk ve silindirik gövdeli minarenin şerefesi de oval geçişli olup külahı kurşun kaplıdır.
Fresko tekniğinde manzara resimleri
Caminin iki adet şadırvanı vardır. Kuzeyde yer alan şadırvan küçüktür. Batı yönündeki büyük şadırvan küçüktür. Batı yönündeki büyük şadırvan, üzerindeki kütüphane ile birlikte 1250 (1834-35) yılında yeniden ele alınmış, cami ile arasına tonozlu bir yapı eklenmiştir. Buradaki tonoz ve kemer alınlıklarında fresko tekniğinde manzara resimleri vardır. Şadırvan sekiz sütun üzerine oturan yuvarlak kemerli açıklıklara sahiptir. Üstünü örten basık kubbe manzara resimleriyle süslenmiştir. Etek kısmında vaktiyle muşamba üzerine güzel bir hatla yazılmış kitabenin yer aldığı bilinmektedir. Daha sonra bunun yerine teneke üzerine sarı boya ile yazılmış bir kitabe konulmuştur. Üstte yer alan kütüphane küçük kemerli, geniş çıkmalı konsollar üzerine oturtulmuş bir yapıdır. Üstü kubbe ile örtülü olan kütüphane sekizgen planlıdır. Cephelerine birer atlamalı olarak pencereler açılmıştır. “L” şeklinde düzenlenen merdiven kütüphane ve camiye ulaşmayı sağlar.