İskender’in rüyasından Kadifekale’ye
İzmir’in Kadifekale olarak bilinen ‘Pagos Tepesi’nde Smyrna’nın yeniden inşası ve döneminin Efes, İskenderiye gibi kentleri ile yarışacak düzeye gelmesinin altında bir rüyanın yattığı rivayet edilir. Büyük İskender, Nemesis kutsal alanında gördüğü rüya üzerine harekete geçer ve İzmir İÖ 4. yüzyılda Kadifekale yamaçlarına nakledilir.
Bugün Kadifekale olarak bilinen ''Pagos Tepesi''nde Smyrna'nın yeniden inşası ve zamanının Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi ticaret kentleriyle yarışacak düzeye gelmesi Büyük İskender'in Nemesis Kutsal alanında gördüğü rüya ile ilişkilendirilir. Efsaneye göre, rüyasında gördüğü iki Nemesis, İskender’den yeni İzmir kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını ister. Rüyanın kahin tarafından yorumlanması üzerine İskender, Pagos Tepesi ve eteklerine yeni şehrin kurulması için emir verir ve İzmir, İÖ 4. Yüzyılda Kadifekale yamaçlarına nakledilir.
Helen Mitolojisi'nde Smyrna (İzmir), baş tanrı Zeus ile Plouto'nun oğlu Tantalos'un kurup yönettiği kent olarak tanımlanır. Spil Dağı'ndaki (Sipylos) bu mitolojik kentin depremle yıkılması sonrası ise yerini Bayraklı-Tepekule'de Erken Tunç Çağı'ndan itibaren görülen höyük yerleşimi alır.
İzmir'in kuruluşu ile ilgili rivayetlerde, Amazonlar ilk kurucuları olarak nitelendirilirken, Frigya kralı Tantalos da bu kategoride yerini alır. Kuruluşu İÖ.3000 yıllarına dayandırılan İzmir; Aiolis ve İonia bölgelerinin sınırında bir Aiol kentidir. Konumu nedeniyle tercih noktası haline gelen İzmir, Aiol kenti olma özelliğini İonialıların burayı kendi sınırlarına dahil etmesine kadar sürdürür. Ticari faaliyetlerine İzmir Körfezi'nin de dahil edilmesi amacıyla hareket eden İonialıların etkisiyle İzmir için yeni bir süreç başlar.
İzmir’in yeniden kuruluşu
Kent ticari özelliği ile sadece İonların değil Lydialıların ve Perslerin de dikkatini çekmiştir. Lydia krallığına karşı aradığı desteği Ege'nin kıyı kentlerinde bulamayan Pers ordularının yıkıcı gücünden İzmir'de etkilenir. Persler'in yıkıcı etkisi sonrası (İÖ 545) Bayraklı'daki yerleşim alanında yeni bir kent düzeni inşa edilemez.
İzmir'in yeniden kuruluşu ile ilgili süreç, Büyük İskender'in İÖ.334'te Pers ordularını Anadolu'da yenilgiye uğratması ile başlayacaktır. Kentin rivayetlere dayandırılan yeni kuruluş öyküsü ise Büyük İskender'in İÖ.334'te Sardies'ten (Sart) İzmir'e doğru çizdiği yol haritasıyla İzmir tarihindeki yerini alır.
Büyük İskender’in rüyası
Bugün Kadifekale olarak bilinen ''Pagos Tepesi''nde Smyrna'nın yeniden inşası ve zamanının Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi ticaret kentleriyle yarışacak düzeye gelmesi Büyük İskender'in Nemesis Kutsal alanında gördüğü rüya ile ilişkilendirilir.
Efsaneye göre; Büyük İskender Nemesis kutsal alanında avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar. Rüyasında gördüğü iki Nemesis, İskender’den yeni İzmir kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını ister. Smyrna halkı, İskender'in Kadifekale'de gördüğü rüyanın ne anlama geldiğini dönemin önemli kehanet merkezlerinden Klaros Apollonu'nun (Ahmetbeyli) yorumu ile öğreneceklerdir. “Kutsal Melez Çayı kenarındaki Pagos Tepesi eteklerinde yerleşecek İzmirliler, eskisinden dört kez daha mutlu olacaklardır.”
Generallerine emir verir
Rüyanın kahin tarafından yorumlanması üzerine İskender, Pagos Tepesi ve eteklerine yeni şehrin kurulması için generalleri Antigonos ve Lysimakhos'a emir verir ve İzmir kenti, İÖ 4. yüzyılda Kadifekale yamaçlarına nakledilir. Kentin eski yerleşim yerinin fiziki koşulları nedeniyle tercih edilmemesi ve konumu dolayısıyla kazanacağı ticari potansiyelin önemi düşünüldüğünde yeni yerleşim yerinin seçimindeki gereklilik daha fazla önem kazanmaktadır.
General Antigonos'un başlattığı yeni kentin inşaatını General Lysimakhos tamamlar ve Akropol, Tiyatro, Stadion, Bouleuterion, Prytaneion, Tapınaklar, Su Kemerleri, Sur Duvarları, geniş revaklı caddeleri ve tepeden denize doğru uzanan yapı adaları ile Symrna, Kadifekale’de ikinci kez kurulduktan sonra güçlü bir liman kenti özelliği kazanır. Kale sonraki süreçte Çaka Bey, I. Murat, Timur, Cüneyt Bey, Rodos Şövalyeleri, Çelebi Mehmet ve II. Murat dönemlerinde yıkılıp yeniden inşa edilecektir.
Lysimakhos'un kurduğu kent, Kadifekale'yi ''İçkale / Akropol'' olarak kabul etmekte ve cephenin batı yamaçlarını kaplamaktadır. Kadifekale'nin kuzey ve batıya bakan köşelerinden başlayan iç liman ağzında bir zincirle kapanan surlar ise İzmir'i koruyan Dışkale'yi oluşturmaktadır.
Değirmen Dağı’na ulaşan surlar
Kadifekale'nin kuzeyindeki köşeden aşağı uzanan surlar tiyatroyu içeride bırakarak, günümüzdeki 967 Sokak boyunca Basmane'ye ulaşmakta, Sadık Bey Oteli civarında önce batıya, 100 metre ileride ise kuzeye dönmektedir. 1364 nolu sokağın Garaj tarafındaki köşesinden tekrar batıya yönelen surlar, buradan itibaren ise Hisar Camii civarına gelmektedir. Kadifekale'nin güneybatı köşesinden gelişip uzayan surlar ise, stadı içine alarak Beştepeleri takip edip Değirmen Dağı'na ulaşmaktadır.
Roma Dönemi'nde Küçük Asya’nın en önemli kentlerinden biri durumuna gelen Smyrna'da kalenin Ortaçağ’da Timur orduları tarafından tahrip edilmesinden başka surlarının bir bölümünün Çelebi Mehmet tarafından yıktırıldığı bilinmektedir. Yapılan tahribat dışında yaşanılan depremlerin yıkıcı etkisiylede Kadifekale’den günümüze yalnızca kalenin batısındaki 5 kule ile güneyindeki duvarların bir bölümü kalmış bunun dışında kalan doğu ve kuzey kısımları ise tamamen yıkılmıştır.
Tiyatro ve kale
Günümüzdeki kalıntılardan kalenin uzunluğunun 6 kilometre olduğu ve sur duvarlarını destekleyen kulelerin 20-25 metre yüksekliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Roma Dönemi'nde yapılıp Bizans Çağı’nda yenilendiği düşünülen ve kentin su şebekesinin merkezini oluşturan yapıların dışında, MS 2. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen kadın başı figürü, Türk-İslam dönemine ait ilk camilerden biri olduğu tahmin edilen yapı, Osmanlı dönemine ait seramik atölyesi buluntuları ayrıca kale içerisinde bulunan bir dehliz ve su sarnıcı, zemin seviyesinin altındaki tonozlu yapılar, Pagos’ta yer alan 1638’e kadar duvarlarının ayakta olduğu bilinen 16.000 kişilik tiyatro kalenin ve kentin zenginliklerindendir.
Kaynak: İzmir Kent Arşivi Müzesi-İzmir’den bir köşe