Ilıca Plajı
Çeşme’nin 3 km doğusundaki Ilıca Plajı, 2 km uzunlukta geniş, ince beyaz kumuyla, dünyanın sayılı plajları arasında olup, nitelikli konaklama tesisleri ve deniz içinde kaynayan ve kükürt bakımından zengin termal suyu ile de Çeşme’nin en büyük ve tanınmış turizm merkezlerinden biridir
Denizin içinden kaynayan sıcak termal suları, Ilıca Plajı’nı ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir. Ilıca’daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun bir turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Ilıca’nın önemini arttıran en önemli özellik, termal olanaklarıdır. Birçok küçük, otel ve pansiyonlarda bile kaplıca suyu vardır.
Çeşme plajlarının ve özellikle Ilıca Plajı’nın en önemli özelliklerinden biri de, kıyıdan denize doğru yaklaşık yüz metrelik bir şeridin insan boyunu geçmeyecek derinlikte olmasıdır. Sığ sularda, özellikle termal kaynaklarla beslenen sularda ultraviyole ışınlarının insan sağlığına çok daha fazla yararlı olduğu bilimsel bulgularla kesinleşmiştir. Bunların yanı sıra, bu plajlar yüzmeye yeni başlayanlar ve çocuklar için son derece elverişlidir.
Ilıca’da sıcak deniz ve rüzgârın güzel bir karışımını bulabilirsiniz. Yazın sıcak günlerinde bile öğleden sonra çıkan İmbat rüzgârları, serinliğiyle havayı rahatlatır. Ne kadar kalabalık olsa da, bu plajda rahatça güneşlenmek, yürümek ve spor yapmak her zaman mümkündür. Tatilde dinlenmenin yanı sıra eğlenmek isteyenlere de çeşitli bar, disko ve beach cluplar sabahın ilk ışıklarına kadar hizmet vermektedir.
Yüzyıllırdır şifa dağıtıyor
Ilıca'nın şifalı suları Osmanlılar zamanında keşfedilmiş. Yörenin tarihi ile ilgili iki rivayet var. Bunlardan ilkine göre Mısır Valisi Tosun Paşa çaresi olmayan bir hastalığa yakalanır. Paşayı tedavi etmeyi başaramayan doktorlar sonunda methini duydukları Ilıca'ya gitmesini tavsiye ederler. Tosun Paşa Ilıca'ya gelir ve amansız denilen hastalıktan kurtulur. İyileşmesinin verdiği sevinçle de Ilıca'ya bir çeşme yaptırır.
Ilıca'nın tarihine ilişkin ikinci öyküye göre ise, Osmanlı donanması, uzun süren deniz seferlerinden sonra teknelerin altına yapışan midye ve yosunlardan kurtulabilmek için Ilıca açıklarındaki Yıldız Burnu'na gelir ve gemileri burada demirlermiş. Tepelerden inen sular yeraltında ısınıp, kazandığı minerallerle birlikte tekrar denizin içinden kaynar ve bu kükürtlü sular teknelerin dibindeki yosunları da, midye kabuklarını da çözermiş.
Nasıl gidilir?
İzmir – Çeşme Otobanı’ndan kolaylıkla gidebilirsiniz. Çeşme'ye gelmeden 7 km önce inerek de Ilıca'ya ulaşabilirsiniz. Merkezin yoldan uzaklığı 800 metre.
Ne yenir?
* Ilıca tam bir "kumru" yuvası… Nohut mayalı simit hamurundan yapılan Çeşme kumrusu yöreye özgü meşhur sandviçtir. Tercihe göre içine peynir, sucuk ve salam gibi malzemeler konulup kömür ateşinde pişirilen tadına doyum olmaz “Kumru”nun olmazsa olması ise içine konan domates dilimleridir. Ilıca'da "kumru" büfeleri yaz sezonunda müşterilerine 7 gün 24 saat hizmet vermektedir.
* Yöreye özgü sakız ağacından elde edilen sakızla yapılan “Sakızlı dondurma” ile şifalı “karadut dondurma”sı yoğun talep gören tatlardan bazılarıdır.
* Yıl boyu açık birçok balık lokantasında çipura, levrek, barbun, ahtapot, kalamar ve ıstakoz gibi çok çeşitli ve lezzetli deniz ürünlerini tadabilirsiniz.
* Sevdiklerinize yörenin ünlü sakız reçelinden de götürebilirsiniz.
Nerede kalınır?
Ilıca her zevke ve bütçeye uygun çok çeşitli konaklama seçeneklerini ziyaretçilerine sunmaktadır.