• Anasayfa
  • Haberler
  • KÖYDEN KENTE GÖÇÜ DURDURACAK, TARIMDA ÇIKIŞ YOLU; TİRE SÜT KOOPERATİFİ

KÖYDEN KENTE GÖÇÜ DURDURACAK, TARIMDA ÇIKIŞ YOLU; TİRE SÜT KOOPERATİFİ

Tire Süt’ün varlığıyla bölgede süt üretimi 2006 yılından bugüne yüzde 446 artarken, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 10 yıldan buyana süt projeleri devam ediyor. Süt Kuzusu projesi kapsamında ayda 135 bin eve süt dağıtılarak bir rekora da imza atılıyor.

Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (TİRE SÜT) büyük bölümü küçük aile işletmesinden oluşan ortaklarının üretim maliyetlerinin düşürülmesi, ürün kalitesinin yükseltilmesi ve pazarlama faaliyetlerine katkı sağlamak amacıyla 1967 yılında kuruldu.

       

Kooperatifin bugün 2 bin 100 ortağı bulunuyor. Gelinen aşamada Tire Süt, Birleşmiş Milletlerin de 2012 de deklare ettiği üzere tarımda bir kalkınma modeli olarak görülüyor.

2001 yılında göreve gelen Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, küçük aile işletmelerinin yok edilerek yeni büyükler yaratılması yerine birleştirilerek gelişmelerini sağlamayı adeta misyon edinmiş bir yönetici.

Eskiyörük’ün yönetiminde kooperatif, öz varlığını 359.000 TL’den 61.000.000 TL’ye yükselterek kat be kat büyüdü. Yöredeki küçük aile işletmeleri kooperatifle birlikte büyüdüler, geliştirler. Bugün Tire Süt, bir kooperatif olmanın ötesine taşınarak, endüstrileşen ve Tarım Bakanlığı’ndan Güvenilir Gıda Üretimi Ödülü alan saygın bir markaya dönüştü.

SÖMÜRÜYE KARŞI DURMAK

Başkan Eskiyörük Türkiye’de kooperatifçiliğin özünün yeterince algılanamadığı kanısında.

Öncelikli varlık nedenlerinin, üreticiyi sömürüye karşı koruyarak onların kazancını arttırmak olduğuna dikkat çeken Eskiyörük, kooperatifçiliğin Türkiye’de bir türlü hak ettiği boyuta ulaşamadığına inanıyor.

Doğru bir kooperatifçilik yapısında sermayenin yerelde kalması sağlanarak, küçük üreticinin korunması gerektiğini ifade eden Eskiyörük konuyla ilgili şunları söyledi:

“Dünyada kooperatifçiliğin üretim ekonomisini dengede tutma özelliği yeniden keşfedildi.

2012 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Kooperatifçilik Yılı olarak ilan edildi. AB ülkelerinde tarımsal işleme ve pazarlama kooperatiflerinin oranı yüzde 85’e yaklaştı. Tarımsal kooperatiflerin bu hâkimiyeti İskandinav ülkelerinde, örneğin süt piyasalarında yüzde 90’lara kadar ulaşır. Türkiye’de ise hala yüzde 13’deyiz. Kooperatiflerin gıda temini açısından en stratejik sektör olan tarım sektöründe böyle bir hâkimiyete ulaşması, gıda krizlerini önler ve sürdürülebilir üretimi sağlar”

 

TİRE SÜT ÖRNEK OLMALI

Türkiye’de 12 bin 269 tarımsal kooperatif bulunuyor ve bu rakam İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya’daki tarımsal kooperatiflerin toplam sayısına neredeyse eşit. Bu durum, esasında Türkiye’de kooperatifçiliğin kalkınma boyutunda gerçek potansiyelini ortaya koyamadığına işaret ediyor.

Eskiyörük bu noktada yasal düzenlemelerin yanı sıra doğru bir kooperatifçiliğin nasıl olması gerektiğinin örneğini Tire Süt’le veriyor:

“Ortaklarımızın ürettiği sütü her gün, 60 köyde kurduğumuz süt alım merkezlerinde sütü yerinde kontrol ederek soğuk zincirde topluyoruz. Üretim maliyetlerini düşürmek için tarımsal faaliyetlerin en önemli girdilerinden akaryakıtı ortaklarımıza piyasa fiyatının litrede 40 kuruş altında temin ediyoruz. Ayrıca yem bitkisi üretiminde gerekli olan tohum, gübre gibi tüm ihtiyaçları üreticilere toplu alım yöntemiyle ekonomik şartlarda sağlıyoruz. Kooperatif bünyesinde oluşturulan makine parkıyla ortaklarımızın yem bitkilerinin ekim, biçim, paketleme, silaj biçme işlemlerini ayrıca tarlanın tesviyesine kadar yapılıyor.

Silaj paketleme tesisiyle yine ortaklarının kaba yem ihtiyacını da karşılıyor, fazlalık silajı il dışına pazarlayarak ilçe ekonomisine katkı sağlıyoruz.”

PARASIZ ÇÖZÜM

Tire Süt’ün ortaklarına verdiği hizmet bu kadarla da sınırlı kalmıyor.

Kooperatif adeta parayı ortadan kaldırarak ortaklarının ev ihtiyaçlarına kadar birçok ürünü kendi marketlerinden indirimli temin etmelerine de olanak sağlıyor.

Süt Kooperatifi, ortaklarının ürününü alarak her ayın bitiminde market ya da diğer hizmetlerden yararlanmaları karşılığında mahsuplaşıyor. Kalan rakam üreticiye ödüyor.

Yani Tire Süt ortakları, temel gıda maddelerinden tarlasında kullandığı mazota, gübreye, makine ekipmana doğrudan para ödemiyor.

Ayrıca üniversitelerle işbirliğiyle eğitim çalışmaları yıl boyunca aralıksız sürdürülüyor.

Ortaklardan süt alımı ise kaliteye göre primlendiriliyor. Bakteri, yağ, somatik hücre, yağsız kuru madde ve benzeri kriterlere göre fiyatlandırma yapılıyor.

SÜT KUZUSU REKORU

Tire Süt, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ülkenin en büyük sosyal sorumluluk çalışmalarından birine de imza atıyor. Süt Kuzusu Projesi kapsamında 1-5 yaş arası 135 bin çocuğun bizzat evine, sütler teslim ediliyor.

ÇİFTÇİLİK ÖZENDİRİLMELİ

Türkiye’nin tarımla, tarımın da Tire Süt gibi doğru kooperatileşme modelleriyle kalkınacağının altını çizen Eskiyörük’e göre, çiftçiliğe güvenceli meslek statüsü kazandırılmalı.  

Eskiyörük, plansız ve örgütsüz üretimle var olan sorunların aşılamayacağına işaret ederken, özellikle bir noktaya dikkat çekiyor:

“Öncelikle köylümüzü sorun olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Onlar sorun değil, sadece onların sorunları var. Üreticilerimizin planlama ve pazarlama, sanayicimizin tedarik sıkıntısı var. Ve bunları ancak Tire Süt gibi başarısı ortada olan formüllerle çözebiliriz. Çözüm yolu; tekelleşme değil, kooperatifleşmedir. Tarımın sorunlarını çözmeden, Türkiye’nin sorunlarını çözemeyiz”

 

YEREL YÖNETİM / KOOPERATİF İŞBİRLİĞİ GEREKLİ

Yerel yönetimlerin, kooperatiflerle işbirliğinin en güzel sonuçlarından birini İzmir yaşıyor.

10 yılda tarımsal büyüme oranı Türkiye’de 2.2’ken, İzmir’de 5.1 olarak gerçekleşti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği destekler sayesinde   Kooperatifleşme oranı Türkiye’de yüzde 13’lerde iken İzmir’de yüzde 35 seviyelerine ulaştı.

Kooperatifler büyürken, üretici yerinde mutlu hale geldi, köylerdeki gençler kendilerini güvencede hissederek baba mesleğine yöneldiler. Tüketici ise güvenilir gıdaya daha ekonomik koşullarda erişim imkanına kavuştu. Tire Süt Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, ülkemizde tüm yerel yönetimler bu modeli uygulasa, köyden kente göç biter. Çiftçi köyünde mutlu yaşamaya ve üretmeye devam eder. Çünkü kırsalın sorunlarını çözmeden kentlerin sorunlarını çözemeyiz” diyor.

 

KOOPERATİF ÜRÜNLERİ GÜVENLİ

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri, gıda güvenliğinin tam anlamıyla sağlanamaması. Bu alanda hile ve aldatmaca artarken, tüketicinin en büyük güvencesi yine kooperatifler. “Türkiye’de her beyazdan peynir yapma fırsatçılığı var” diyen Başkan Eskiyörük “maalesef akla gelmeyecek hilelerin yapıldığını görüyoruz. Çoluk çoğumuza güvenli, katkısız gıda bulmak zorlaştı. Kooperatifler aynı zamanda tüketicileri de koruyor. Gıda kodeksine uygun üretim yapan kooperatiflerin ürünleri gönül rahatlığıyla tüketilebilir” diye konuşuyor.

 

GÖNÜL RAHATLIĞIYLA

TİRE ŞİŞ KÖFTE

Yörenin en meşhur ürünlerinden Tire Şiş Köfte, Tire Süt’ün en aranılan ürünlerinden. İşten eve gelindiğinde en kolay ve lezzetli yemeklerden biri olan bu ürünün yanı sıra Tire’nin diğer et ve süt ürünleri de hijyenik şartlarda el değmeden üretiliyor. Antibiyotikli süt ve etlerin el altından sürüldüğü bir piyasada, Tire Süt birkaç aşamalı tetkikten sonra, veteriner ve uzmanların gözetiminde süt ve et alımı yapıyor.

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©