Derviş sabrının ürünü 'Beledi dokuması'
500 yıllık bir gelenek Tire’nin Beledi dokuması. Yoğun bir emeğin ve sabrın sonunda ortaya çıkan, hayranlık uyandıran bir Osmanlı el sanatı
Yazı & Fotoğraflar: Çiğdem Askeri Coşkun
Osmanlı padişahlarının kaftanları ile çeyiz sandıklarının zenginlik alameti el işleri, meşhur ipek ipliklerle Tire’deki Beledi tezgahlarında dokunmuş yüzyıllar boyu. Tarihi yapılarıyla el sanatlarıyla değişime boyun eğen kentlere inat ayakta durmayı başaran İzmir’in sevimli ilçesi Tire’de, bugün tek bir geleneksel tezgahta ayakta kalmaya çalışıyor ünlü Beledi dokuması.
Türkiye’nin, hatta dünyanın tek Beledi dokuma tezgahının başında bugün genç bir isim, Ethem Tıpırdık oturuyor. Dokuma tezgahlarının atası sayılabilecek bir tezgahta, Tire’nin nostaljik atmosferinde sürdürüyor işini 37 yaşındaki Tıpırdık. Yaptığı işin öneminin farkında olan Tıpırdık’la tezgahı başında Tire’nin dünyaya armağanı Beledi dokumasının dününü-bugününü konuştuk. Bugün kullanılan dokuma tezgahlarının orijinalinde çalışmanın verdiği hazla Tıpırdık şöyle anlatıyor zanaatının geçmişini:
“500 yıllık bir mazisi var Tire Beledi dokumasının. Osmanlı yeniçerilerinin kıyafetlerinde, sarayların şatafatlı perdelerinde, sedir örtülerinde beledi dokuması kullanılırmış. Gelinlik bir genç kızın Beledi dokumasından yorganı - döşeği olmazsa, nişan bozulma aşamasına geçilirmiş. Toplumsal bir göstergeymiş yani. Tabii günümüzde geçerliliğini yitirdi artık. Diğer yöreler sanayileşmiş ama Tire değişmemiş. Tire Ticaret Odası’nın 1951 yılı kayıtlarına göre, Tire’deki 26 tezgâh İstanbul’a mal yetiştiremiyormuş. Hatta aynı tezgâhta gece gündüz çalışmak suretiyle vardiya sistemi varmış. Ancak sanayileşmeden sonra bu tezgâhlar teker teker sanayiye yenik düşmüş. 2004 yılına kadar ustam Saim Bayrı tarafından tek başına yürütülmüş”.
2004 yılında gazetede çıkan bir haberi okuyunca, Tıpırdık, Saim Usta’nın kapısını çalmış ve ahilik sistemindeki el verme gibi Saim Usta da, Ethem Tıpırdık’a mesleği öğretmiş. Eşi ile beraber öğrenmiş Ethem Tıpırdık Beledi dokumasının inceliklerini. Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek’in de söz verdiği dokuma tezgahını satın almasıyla kursa başlamış karı-koca. Dört ay gibi bir sürede dokumanın ana hatlarını öğrendiğini anlatan Tıpırdık, bunun zorlu bir süreç olduğunu anlatıyor:
“Bu kadar kısa sürede öğrenilemez aslında. Ben çok iyi biliyorum, sabah namazı sonrası tezgahın başına geçtiğimi. Sakinlik istiyor dokuma yapmak. Eskiden Gülcü konaklarının bir odasındaydım. Saim Usta’nın tezgahlarından birisini belediye sattı. Kaymakamlığa gidip destek istedim, onlar da bana tezgah aldılar, evime kurdular. Çok faydalı oldu. 6 yıldır Beledi dokuması yapıyorum.”
“Beledi dokumasının farkı nedir?” diye sorduk genç usta Tıpırdık’a ve başladı sıralamaya:
“Diğer yörelerin dokumalarında desen yoktur. Normalde dokuma tezgahları 2,4 ya da 6 çerçevelidir. Beledi tezgahı, 24 çerçeveye kumanda edebilen bir el tezgahıdır. Beledi dokuma tezgahında maymuncuk tabir edilen düzeneklerle 24 çerçeveyi 13 ayak kontrol ediyor. 13 ayak aynı zamanda bu çerçevelerin değişmesini de sağlıyor.
Basılan ayakların konumuna göre çerçeveler yer değiştiriyor. Yer değiştiren çerçeveler arasından mekikler atılarak, desen oluşturuluyor. Dolayısıyla tezgahta bütün iş çerçeve, maymuncuk sistemi ve perdahta diye bilinen 13 ayakta bitiyor. Bu üçlü, desenlerin oluşmasını sağlayan bir sistem. Bu üçlü arasındaki uyumdan ve çalışma sisteminden desenler oluşuyor. Koordine etmek kolay değil. Ayrıca kumaş diğer yörelerinkinden farklı olarak çift yönlüdür, iki katlı dokunur.”
‘Talebi artırmalıyız ki kültürümüz yaşasın’
İlk başlarda çok kafa yormuş Ethem Tıpırdık, ‘beledi dokumasını eski şaşalı günlerine nasıl döndürürüm’ diye. Dokumanın kullanım alanlarını artırmak ve günümüze uyarlayabilmek için projeler üretmiş ve ilk etapta geleneksel dokumadan kravat yapmış. Dokumanın orijinalindeki renkliliği biraz sadeleştirmeyi tercih eden Tıpırdık, karşı çıkanların görüşlerine aldırmamış.
Tıpırdık önyargıları yıkarak, Türkiye’nin en önemli el sanatlarından birinin yok olmaması için yeniliklere açık olmak gerektiğinin nedenlerini şöyle anlatıyor:
“İnsanlar karşı çıksa da, yaptığım kravatlar çok güzel oldu. İlçenin yöneticilerine hediye ettik, meraklıları oldu. Biraz destek olsa çok daha geniş kitlelere Beledi dokuması kravatı ulaştırabiliriz. Bir benzeri olmayacak çünkü yüzde yüz el emeği. Tamamen ahşap ve ipten oluşan bir tezgahın ürünü. Şu anda kravat, masa örtüsü, çanta, cüzdan ayakkabı, terlik, yelek, kemer, şal, kaşkol amatörce yapmış olduğum ürünlerden bazıları. Aslında çok şey yapabiliriz, yeter ki, üretken olalım. İnsanlar değerlerimiz ölmesin istiyor ama kolay değil. Sağlam bir şekilde ayakta durulabilmesi için arz-talep dengesinin sağlanması lazım. Talep olursa karşılarız. Bugün bir tezgahla, talep oldukça 2-3 tezgahla çalışırız ve Beledi dokuması bir sektör haline gelir. Beledi dokuması bir kültürdür, sanattır, sadece Ethem Tıpırdık’ın omzunda yaşayamaz. Belli bir süre sonra ben de çökerim. Maddi manevi anlamda. Herkes elini taşın altına koyacak. Talep artarsa, komşunun evde oturan kızına öğretirsin, böylece genele yayılır ve sanayiye dönüşür. Benim neye ihtiyacım var? Günümüzde kullanılabilecek ürünleri tasarlayacak bir stiliste ihtiyacım var. Ünlü markalar sipariş verse, devlet erkanı, ülkemizi ziyaret eden yabancı devlet adamlarına Beledi dokumasından üretilmiş bir kravat hediye etse güzel olmaz mı? Bu ülke kültürüdür. Sadece Tire’ye mal olmuş bir değer değil Beledi dokuması, İzmir’in, Türkiye’nin değeri. Geleneksel el sanatlarımızın yaşaması ancak artan taleple olur.”
Genç usta Ethem Tıpırdık, maddi-manevi geliri pek fazla olmayan Beledi dokuması zanaatının yaşaması için birilerinin bu işi öğrenmesi gerektiğini söylüyor. En büyük umudu da, iki küçük çocuğundan en azından birinin bayrağı devralması. ‘Ölünceye kadar o tezgahı yaşatmaya çalışacağım’ diyen Tıpırdık, katıldığı her fuarda yerli yabancı turistlerin, tezgahın ihtişamına bile hayran kaldığını söylüyor.
Sanayi Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının yürüttüğü ortak çalışma sonucunda Türkiye’deki geleneksel el sanatlarının son 19 ustasından biri sayılıyor Ethem Tıpırdık. Önümüzdeki günlerde özel zanaatkarlara olanak verilmesiyle ilgili proje kapsamında girişimcilik kurslarına katılacaklar arasında o da yer alıyor. Bir de İzmir Kalkınma Ajansına (İZKA) İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği (İESOB) aracılığıyla proje desteği için başvurmuşlar diğer el sanatları ustalarıyla birlikte. Tıpırdık’ın, sivil toplum örgütlerinin ve devletin çabası, 500 yıllık kültürün yaşaması adına sevindirici.
Zor zanaat dedikleri bu olsa gerek!
Tire’nin geleneksel Beledi dokuması oldukça zahmetli bir hazırlık süreci gerektiriyor. Dokuma sürecinde çerçeveye ipler bağlanıyor, perdahlar hazırlanıyor, haşıllama işlemi yapılıyor ve çözgü ipleri hazırlanıyor. Yapılanların başında çözgü iplerinin hazırlanması geliyor. Beledi dokuma tezgahında 1330 çözgü tel bulunuyor. Çözgü ipleri siyah ve beyaz olmak üzere iki renk. Beyaz çözgü ipleri, dokumanın astarını oluşturuyor. Bu çözgü iplerinin önceden pişirilerek gerilmesi ve bal mumu ile mumlanması gerekiyor. İpliğin sarılması zor, pişirilmesi ustalık istiyor. Fazla pişirildiği zaman sarması zor oluyor, az piştiği zaman da kumaş parlak durmuyor. Dokumanın özünü oluşturan iplikler orlon, yünlü, simli, pamuklu olabiliyor. Bu iplikler boyanıp, sarıp kalem haline getiriliyor, böylece ipler birkaç kez ustanın elinden geçmiş oluyor. Üretimin her aşamasında ustanın el emeğinin çok önemli olması buradan da anlaşılıyor.