Havayolu ulaşımında İzmir’in yıldızı parlıyor
Adnan Menderes Havalimanı yeni İç Hatlar Terminalinin hizmete girmesiyle İzmir’in artan yolcu trafiğinin kentin ekonomisi, sosyal hayatı ve turizmine ivme kazandırması bekleniyor
Söyleşi: Derya Şahin
Havayolu ulaşımında her geçen gün çıtasını yükselten İzmir, Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali’nin devreye girmesiyle 30 milyonun üzerinde yolcu kapasitesine sahip oldu. İç hatlarda 22, dış hatlarda ise 75 destinasyona direk bağlanan kent, İstanbul’dan sonra ikinci aktarma merkezi olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.
İşletmeye açılan İç Hatlar Terminali’nin İzmir turizmine yeni bir ivme kazandıracağını belirten TAV İzmir Genel Müdürü Erkan Balcı, Ege Bölgesi’nin havayolu ulaşımı açısından güzel bir gelecek vadettiğini söylüyor.
Balcı, İzmir’in özellikle sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel değerleri, iklimi, denizi, kumu ve güneşiyle turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu, ancak tanıtım eksikliği ve yatak kapasitesi yetersizliğinin kentin turizmde önünü kestiğine dikkat çekiyor. Balcı’ya göre bu iki sorun çözülürse İzmir’i kimse tutamaz.
Şu an itibarıyla İzmir’den Türkiye’nin ve dünyanın kaç noktasına havayolu ulaşmak mümkün? Son veriler ışığında İzmir’in hava yolu ulaşımında geldiği nokta nedir?
Balcı: Şu anda dış hatlar olarak Adnan Menderes Havalimanından 58 tane havayolu şirketiyle 28 ülkede toplam 75 destinasyona direk uçuşumuz var. İç hatlarda ise 7 tane hava yolu şirketiyle 22 destinasyona ulaşılıyor. Anadolu’nun birçok noktasına direk ulaşımımız var. göre Devlet Hava Meydanları İşletmeleri’nin yolcu verilerine göre, 2014 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla 2013’e kıyasla dış hatlarda yüzde 4, iç hatlarda yüzde 8 oranında bir yolcu artışı oldu. Toplam yolcu sayısına baktığımızda bu yüzde 7 artışa denk geliyor ki bu bizim için çok memnun edici bir artış oranı.
Mart 2014'te işletmeye açılan iç hatlar terminaliyle Adnan Menderes Havalimanı'nın yılık yolcu kapasitesi 30 milyonun üzerine çıktı. Peki İzmir bu potansiyele sahip mi?
Balcı: Rakamlara bakarsak bu mümkün. Biz iç hatlar terminalinin işletmesi 2032’nin sonuna bizde. Bu süreçte rakamlar zaten 30 milyonlara yaklaşacak. Şu andaki artış oranına baktığımızda da tam bizim hesaplarımız doğrultusunda giden bir profil çiziyor.
Zaten bu sadece İzmir değil Ege Bölgesi'ni kapsayan bir beklenti, öyle değil mi?
Balcı: Kesinlikle öyle. Şimdi baktığınız da Ege Bölgesi'nde diğer havalimanları var mı? Var. Bodrum mesela, dış hatlarda oldukça güçlü bir havalimanı. Yakın zamanda Bodrum'un dış hatlar terminalinin işletmesini de tam olarak biz kazandık. Aynı bölgede iki havalimanı bizim için büyük bir sinerji yaratacak. İzmir olarak Bodrum'a göre avantajımız iç hat uçuşlarımız. Hep bahsini ettiğimiz aktarma merkezi noktasında İzmir en güçlü şeye sahip şuanda. Ege Bölgesi'nin havayolu ulaşımı güzel bir gelecek vadediyor.
Sizin de bahsetiğiniz gibi İzmir'in İstanbul’dan sonra ikinci aktarma merkezi haline gelmesi hedefleniyor. Peki bu hedef doğrultusunda İzmir ne kadar yol kat etti?
Balcı: Bu hedef doğrultusunda oldukça önemli bir mesafe kat ettik. Bir zaten iç hatlar terminalini yaparken, bu aktarımın kolaylığı üzerine birçok şey düşünüyorduk. İki terminalin birleşmesi; hiç dışarı çıkmadan hem iç hat dış hat arasında geçilebilmesi. Kaldı ki transfer yolcular için hava tarafından uçan yol adını verdiğimiz yollar inşa ettik. Tamamen yolcunun aktarımının kolay olmasını göz önünde bulundurduk. Alt yapımız hazır sonuçta. Dış hatlarda Sun Express birçok bağlantıyı da sağlayarak zaten hali hazırda 1-2 senedir İzmir’i aktarım noktası olarak belirledi. İç ve dış hat uçuşlarını buradan veriyor. Şu an her şey tıkır tıkır yürüyor. Başlangıcı yaptık bunun devamı da mutlaka gelecektir.
Dış hatlar terminali Avrupa’nın çevreye en duyarlı havalimanı ödlünü aldı. Havalimanına bu ödülü kazandıran özellikler neler? İç hatlar terminali de aynı özelliklere sahip mi?
Balcı: Dış hatlar terminalinde çevreye duyarlı işletme ve tasarım konusunda çok büyük tecrübeler edindik. Dış hatlar terminali konusunda elde edindiğimiz tecrübeleri iç hatlara da uyguladık. Her şeyden önce tasarım konusunda uygulama şansımız oldu. Bu yönden baktığınız da zaten dış hatlar terminalimiz etkin enerji yönetimi ve atık yönetimi projeleriyle zaten ACI Europe tarafından başlatılan Havalimanı Karbon Akreditasyon Programı'na girmişti. 2009 yılında Doha’da "Yılın Çevreci Havalimanı" ödülünü kazandık. 2010 yılında "ACI Europe Eko" yenilik ödülünü aldık. Bizim için büyük mutluluk verici birşeydi. İç hatlar terminalinin yapımında da çevre duyarlılığına büyük önem verdik. Eski iç hatlar terminalinin yıkımından çıkan tüm molozların yüzde 99'unu geri dönüştürdük. Bu çok büyük bir rakam. Bu başarımızla "İnovatif Sürdürülebilirlik Uygulamaları" ödülünü aldık. Yeni terminalimizde neler var? Bir kere her şeyden önce fotovoltaik pillerle, ortalığı kirletmeden, güneş enerjisinden çok güzel elektrik elde ediyoruz. Yağmur suyunun tekrar kullanımıyla ilgili tesisimizi çok yakında açacağız. Doğalgazdan elektrik üretimi gibi birçok projemiz var. Leed Sertifikası'na da başvurduk. Türkiye'de bir havalimanı olarak ilk kez biz başvurduk. Çok yakında o sertifikayı da alacağımızı ümit ediyoruz. Bu da Türkiye’de bir ilk olacak.
Türkiye’nin ikinci havalimanı oteli İzmir’de açıldı. Bu yatırıma neden gerek duyuldu?
Balcı: 2006 yılından beri TAV olarak İzmir’deki yolcu artışını birebir yaşayan bir şirketiz. Ve biz bütün yatırımlarımızı hep uzun vadeli olarak düşünüyoruz. 2032 yılının sonuna kadar buradayız ve burada yolcu sayını arttırmak için elimizden ne geliyorsa yapmak durumundayız. Bu yönden baktığınız da İzmir'in en büyük sıkıntısı, tanıtım eksikliği ve yatak kapasitesi yetersizliği. Bunu her ortamda söylüyoruz. Peki bu sorunların giderilmesi için ne yapıyoruz? İzmir’i tanıtmak için TAV olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yatak kapasitesi yetersizliği noktasında da bir faydamız olması gerekiyordu. Bunun için de TAV Airport Hotel’i İstanbul’dan sonra İzmir’de de açmaya karar verdik. Zaten Gaziemir bölgesinde müthiş bir kalkınma var. Yeni fuar alanının hizmete girmesiyle birlikte bu bölgedeki yatak kapasitesi ihtiyacı daha da artacak. Bu yatırımın diğer otel yatırımlarına ön ayak olmasını diliyoruz.
İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa havalimanlarının pilot olarak seçildiği bir uygulama ile yolcuyu bunaltan x-ray cihazlarıyla güvenlik kontrollerinin kalkmasının gündemde olduğunu açıklamıştınız. Bu konuda her hangi bir gelişme var mı?
Balcı: Çalışmalar devam ediyor. Biz extra güvenlik önlemleri adına gerekli yatırımları ve düzeltmeleri yapıyoruz. Milli Sivil Havacılık Programı dahilinde çalışmalarımız sürüyor.
Peki nasıl bir uygulama olacak?
Balcı: Avrupa’ daki gibi. Hedeflenen bu. Terminalin girişinde herhangi bir arama olmayacak sadece check-in yapıldıktan sonra tamamen uçuş güvenliğiyle ilgili bir kontrol olacak. Şu an bizim iki noktada var; hem terminal girişinde hem de hava tarafında x-ray cihazları var. Bu uygulamayla terminal girişindeki x-ray’ ler kalkacak sadece hava tarafındaki x-ray’ ler kalacak. Ama bunun içinde tabii ki oradaki güvenlik önlemlerinin biraz daha arttırılması gerekiyor.
Adnan Menderes Havalimanı iç ve dış hatlar terminalinin işletme hakkı 2032 yılına kadar TAV A.Ş.’ye ait. Bu dönem içerisinde yapılması planlanan yeni yatırımlar ve gerçekleştirilmesi hedeflenen projeler var mı?
Balcı: Tabii ki, biz hep uzun vadeli düşünüyoruz. Kısa vadede baktığımız da sonuçta böyle bir iç hatlar terminali işte otel gibi birçok yatırım yaptık. 2032 yılına kadar mutlaka bir şeyler olacaktır aklımızda birçok konu var tabi ki. Ama bu tamamen yolcu sayısıyla İzmir’in turizmiyle ilgili bir şey. Zaman içinde hep beraber göreceğiz inşallah. Bu konuda pozitifiz sonuna kadar.
İzmir turizminin geleceğine ilişkin öngörünüz nedir? Kentin bu alandaki avantaj ve dezavantajları sizce neler?
Balcı: İzmir özellikle sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel değerleri, iklimi, denizi, kumu, güneşiyle turizm açısından önemli bir potansiyele sahip. Daha fazlasına gerek yok zaten. Ama bunu destekleyecek alt yapının olması şart. Bu noktada da yine tanıtım eksikliği ve yatak kapasitesi yetersizliği sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu iki faktör İzmir’in turizmde önünü kesiyor. Bu sorunlar çözüldüğü an İzmir’i zaten kimse tutamaz. Bunu her ortamda dile getiriyorum. İzmir yıllar önce Türkiye’de turizmi başlatan şehir. Bu özelliği tekrar kazanması için şu an tek eksiği bunlar.
Bir de İzmir kamuoyunda sıkça dile getirilen ‘kentte birlikte çalışma kültürünün olmaması’ durumu söz konusu, değil mi?
Balcı: Tanıtım olduktan sonra bu düzelecektir. Bunlar arz talep dengesidir. Biz arzı yarattıktan ve insanlar İzmir’ e gelmeye başladıktan sonra zaten herkes ister istemez birlikte çalışmak zorunda kalacak. Dolayısıyla bu, süreç içinde kendi kendini geliştirecek bir olgu.
TAV İzmir’in de kurucuları arasında yer aldığı Destination İzmir grubu olarak tanıtım anlamında önemli çalışmalar yürütüldü. Çalışmalardan istenilen verim elde edildi mi?
Balcı: Mutlaka. Sonuçta biz bütün fuarlarda İzmir’i tanıtmaya devam ediyoruz. Bu konuda tabii ki şehirdeki diğer dernekler, vakıflar ve kuruluşların çok büyük desteği var. Hepsine minnettarız. Gerek İzmir Kalkınma Ajansı, gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine düşeni yapıyor. İyi geri dönüşler alıyoruz. Yani her tanıtımda İzmir’in adını on kişinin aklına kazısak, bu bile bizim için bir avantajdır. Biz TAV olarak İzmir ‘in tanıtımını kim yaparsa kollarımızı sonuna kadar açıyoruz. Geleceğe çok daha umutla bakıyoruz.
Capital ve Johnnie Walker tarafından düzenlenen, Türkiye'nin 40 yaş altındaki en başarılı genel müdürleri yarışmasında aday gösterilmiştiniz. Bu başarınızı neye borçlusunuz?
Balcı: Bu benim için iki anlamda mutluluk verici bir olaydı; birincisi buna aday gösterilmek, ki TAV grubunda bizim benimle beraber iki genel müdür arkadaşım daha aday gösterildi.Toplam üç kişi TAV grubu adına 40 yaş altı genel müdürler olarak aday gösterildik. Bu TAV Holding yapısı altındaki vizyonu göstermek için çok büyük bir adımdı. Ceo’muz Sani Şener gençlere bu imkanı tanıyor ki bu başarıları elde ediyoruz. Bu sadece bizlerin kişisel başarısından ibaret değil, ortak vizyon ve takım çalışmasından oluşan bir başarı. İş hayatında en önemli şey sıkı çalışmak ve sorumluluk almaktır. Bunları yaptığınız sürece zaten çalışmalarınız sonuç verir.