Kültürel belleğin bekçileri sahaflar

Sahaflar eski kitapların meraklılarıyla buluştuğu mekanlar olmanın ötesinde kültürel belleğimizin bekçileridir. Belki de bu yüzden sahaflık yüzyıllardır ayakta kalmayı başaran nadir mesleklerden biridir.

Eski kitaplar içinde yazılı olanların yanı sıra başka hikayeler de fısıldar okuyucularına. Sayfalardaki lekeler, gizli parmak izleri, altı çizili kelime ya da cümleler bu hikayelerin ipuçlarıdır. Kim bilir daha önce kimler tarafından okunmuş, okuyana ne hayaller kurdurmuşlardır? Ve nihayetinde elden ele dolaşıp bibliyofillerin uğrak mekanı olan sahaf raflarındaki yerini almışlardır. 

Meraklıları için mabed gibidir sahaflar. “Çok satanlar”ın değil, “nadir bulunanlar”ın peşinde olduklarından artık çıkmayan bir dergiye ya da bir eserin ilk basımına rastlamak hazine bulmuşçasına heyecanlandırır onları. Teknolojinin sunduğu imkanlar sayesinde artık romanlar, şiir kitapları, dergiler ve daha niceleri bir ‘tık’ uzağımızda olsa da; dokunarak, o eskimiş kağıt kokusunu içine çekerek okuma tutkusundan vazgeçemezler. 

Biz de bu sayımızda, hem günümüzde ayakta kalmakta zorlanan, kültürel belleğimizin bekçileri sahaflara ve hem de bir bibliyofile kulak verdik. Her iki taraf da ellerindeki kaynakların şehrin dinamikleri tarafından değerlendirilmesini bekliyor. 

“Teknolojiye rağmen sahafçılık devam edecek”

Kızlarağası Hanı’nın ikinci katında bulunan Tepekule Kitabevi'nde genelde Osmanlı, Balkanlar ve İzmir üzerine araştırma kitapları bulunuyor. Eski baskı, gravür, harita ve kartpostalların satışının da yapıldığı kitabevi aynı zamanda İzmir tarihiyle ilgili dergiler yayımlıyor ve kitap müzayedeleri gerçekleştiriyorlar. Kendisi de bir yazar olan ve İzmir üzerine iki kitap kaleme alan kitabevi sahibi Hakan Kazım Taşkıran, sahaflığın zor bir meslek olduğunu söyleyerek başlıyor söze. Eski kitaba meraklı insan sayısı her geçen gün azalsa da, iyi bir okuyucunun zamanla bu işin kültürünü özümseyip eski kitapları toplamaya başladığını belirten Taşkıran,“Teknoloji istediği kadar gelişsin, eski kitap toplama merakı ve sahafçılık uzun yıllar devam edecek” diyor.

Taşkıran, sahaflıkta sürekli bir kaynak hareketi olduğuna ve bu kaynak hareketinden şehrin de yararlanması gerektiğine dikkat çekiyor: “Bizim elimize şehirle alakalı çok ilginç kaynaklar geçiyor. Kurumlar belli bir bütçe ayırarak koleksiyon yapabilirler. Kütüphanelerde ya da müzelerde bunların kullanması çok faydalı olur. Fakat biz bunları paralı insanlara, koleksiyonerlere satmak zorunda kalıyoruz. Şehrimizde Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Odası ve Sanayi Odası gibi kurumların küçük kent kitaplıkları oluşturarak bu gibi değerleri toplamaları çok iyi olur. Bu şekilde hem onların iyi bir arşivleri olur hem de bize destek sağlamış olurlar. Biz de bu güçle yeni kaynaklar bulmaya gayret ederiz” diyor.

“Kitap okumayı sevmeyen sahaf olamaz”

İzmir’in önemli sahaflarından biri de Karşıyaka’daki Anka Sahaf. Hakan Palabıyık, Burak Kumpasoğlu ve Aydan Ege tarafından kurulan Anka Sahaf, tam 30 yıldır bu alanda hizmet veriyor. 

Hakan Palabıyık, sahaflıkta 30 yılı geride bırakmalarına rağmen, yeni bir kitabın kendilerini heyecanlandırdığını anlatıyor: “Birileri yeni bir kitap getirdiği zaman, acaba içinden hiç bilmediğim bir kitap çıkar mı diye meraklanıyorum. Böyle bir şeyle karşılaştığınız zaman bunun mutluluğu çok farklı oluyor. İlk baskı kitaplar, imzalı kitaplar, çok nadir olmak üzere Osmanlıca kitaplar geçiyor elimize. Fakat ilk kez karşılaştığım bir kitap beni çok heyecanlandırıyor.” 

Türkiye’de sahaflık yapmak isteyen bir kişinin Osmanlı Türkçesi’ni öğrenmesi gerektiğini belirten Palabıyık, “Bu işe başladıktan sonra Osmanlıca öğrenmeye çalıştım. Şimdi Osmanlıca bir kitap geldiği zaman kitabın yazarı içeriği hakkında bilgi sahibi olabiliyorum. Piyasada çok fazla Osmanlıca kitap dönmese bile nadir de olsa elinize geçtiği zaman içine bakıp ne olduğunu bilebilmelisiniz” diyor.

Palabıyık, sahafın alım ve satım yaparken kitabın hakkını vermesi gerektiğinin de altını çiziyor: “Eğer bir kitabı alırken kesenin bir tarafını sürekli kendinize yontarsanız dükkanınızda hiç bir zaman kaliteli kitap bulunmaz. Eski kitapçılığın bir özelliği vardır. Hiçbir zaman kitap azalmaz, sürekli çoğalır. 10 tane kitap alırsın, içerisinden bir tanesi alınır geri kalanı ise kalır. Elbet bir gün satılır, ama ne zaman satılacağı hiç belli olmaz. O yüzden sürekli birikir kitaplar. Bu işi gerçekten yapmak istiyorsanız öyle bir denge tutturmalısınız ki kitap bir yandan gelirken diğer yandan gitmeli ve gereken yere ulaşmalı. Diğer türlü kitaplar birikir ve bir depoya dönüşürsünüz. Bu dengeyi tutturmak için teknolojinin nimetlerinden de yararlanmak mümkün. Örneğin biz 8 yıldır internet üzerinden de satış yapıyoruz.”

Kitap biriktirmenin maliyeti yüksek 

Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özer ise bir kitap koleksiyoncusu. Yıllardır kitap biriktiren ve 40 binin üzerinde kitabı bulunan akademisyen kitap sevgisini, evde elektrik yokken sokak lambasının aydınlattığı odada gazete ve kitap okuyan babası sayesinde edinmiş.

Mehmet Özer duvardaki raflara sığmayan kitaplarını düzenli bir şekilde meyve ve sebze kasalarında saklıyor. Şiir kitapları beyaz, tiyatro kitapları gri, dini kitaplar yeşil, hikaye ve romanlar ise kırmızı veya turuncu kasalarda dizili duruyor. Özer geliştirdiği bu sistem sayesinde 40 bin kitabın arasından aradığını kolayca bulabildiğini söylüyor.

Özer’in koleksiyonunda; hikaye şiir roman ve tiyatronun yanı sıra sanat tarihi, resim, uygarlık ve bilim tarihi ile ilgili kitaplar da yer alıyor.

Kitapları genellikle sahaflardan temin ettiğini belirten Özer, eski kitap biriktirmenin yüksek maliyetli bir iş olduğunu söylüyor. Özer, “Kendime özel herhangi bir eşya almam fakat kitap alıyorum. Kitaptan ayrı düşemem çünkü bu benim için bir tutku. Bu tutkuya sahip insanlar sayesinde kitaplar değerini hiçbir zaman yitirmeyecek, teknolojik imkanlar buna eklemlenecek” diyor. Özer çocuklarına miras kalacak olan kitaplarını hayattayken bir üniversite ya da belediyeye bağışlamak istediğini de sözlerine ekliyor.

 

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©