Efes’te yüzyıllar öncesine dönüş

Antik çağın en önemli ticaret merkezi olan Efes, bunu liman kenti olmasına borçluydu. Ancak Marnas Çayı ve Küçük Menderes’in taşıdığı alüvyonlar liman ile denizin bağlantısını kesti. Şimdilerde gündemde olan projeyle limanın yeniden canlandırılması hedefleniyor.

Yazı: Cengiz TOPAL Arkeolog / Efes Müze Müdürü

Fotoğraflar: RK Arşivi / Efes Müzesi Arşivi

İzmir’in Selçuk ilçesi sınırları içindeki antik Efes kentinin ilk kuruluşu M.Ö. 6 bin yıllarına kadar uzanır. Son yıllarda yapılan araştırma ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde Tunç çağları ve Hittitlere ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Döneminde kentin adı Apasas’tır.

M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200 bin kişilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans Dönemi’nde tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi’ne gelmiştir. 

Efes Limanı

Ayasuluk’ta kurulan 1. Efes’in, Artemis çevresinde kurulan 2. Efes’in (Arkaik Efes) ve Panayır Dağı ile Bülbül Dağı arasında kurulan 3. Efes’in (Hellenistik ve Roma Dönemi Efes’i) deniz kenarında yerleştiği bilinmektedir. Ancak bu yerleşmeler Marnas Çayı ile Kaystros Irmağı’nın (Küçük Menderes) yüzyıllarca getirdiği alüvyonlarla denizden uzaklaştı. Batıda, Küçük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla oluşan ovanın sonunda görülen deniz, MÖ 1000 yıllarında Ayasuluk Tepesi’nin eteklerine kadar geliyordu. Bölgede yapılan jeolojik ve arkeolojik çalışmaların sonuçlarına göre Ege Denizi 2 bin 500 yıl içinde 9 kilometre çekilerek bugünkü halini aldı.

Bu yerleşmelerin limanlarının olduğu bilinmektedir. Arkaik dönem limanının Panayır Dağı kuzey önlerinde olduğu tahmin edilmektedir. Hellenistik ve Roma dönemi limanı ise bugün Efes Büyük Tiyatrosu’ndan batıya uzanan Liman Caddesi’nin (Arkadiane) sonunda yer almaktaydı. Efes’in yoğun bir deniz ulaşım yolu üzerinde bulunması, gelişimindeki en önemli etkendir. Bu yüzden limanın Kaystros Irmağı’nın getirdiği alüvyonlarla dolmaması için tarih boyunca sık sık önlemler alınması gerekmiştir. Strabon, Pergamon Kralı II. Attalos’un MÖ 152-138 yıllarında limanın açık olan yönünü derinleştirip ağzına bir set yaptırarak, büyük gemilerin içerilere kadar girmesini sağlamak istediğini belirtir.

Bir yazıttan MÖ 59 ve 54 arasında, balıkçılık için ücretli bir gişe yapısı yapıldığı anlaşılmaktadır. 102 ve 114 arasında T.Flavius Montanus, liman teçhizatları için 75 bin denarius vermiştir. 105 yılı civarında Pryton C. Licinius Maximus Julianus’un, liman ve yeni gymasium için verdiği ücret 2 bin 500 denariustur. İmparator Hadrianus 139 yılında Efes’e ikinci gelişinde, liman yapılarının onarımı ve temizliği ile ilgilenmiş, Kaystaros’un yatağını değiştirmeyi denemiştir. Bu çalışma nedeniyle onurlandırılmıştır. 146 ve 147 arasında Prokonsül L. Antonius Albus iskelede ahşap direkleri düzenleterek, duvarın yükünü hafifletmiştir. 222 ve 238 arasında Pryton M. Aurelius Artemidorus, limanın temizliğinin sağlanması için 20 bin denarius vermiştir. Olasılıkla 254 veya 268’de Valerius Festus, limanı daha önce Krosisos’un yaptırdığından daha fazla genişlettiği için onurlandırılmıştır. Ancak tüm bu çabalara rağmen liman dolmaya devam eder ve deniz bağlantısı bir kanala dönüşür. 4. yüzyıldan sonra yaşanan depremler ve limanın tamamen dolması sonucu Efes’in parlak günleri sona erer. 10. yüzyılda deniz Efes’ten 6 kilometre uzaklaşır. Bizans ve Aydınoğulları devirlerinde ise liman bugün kıyı çizgisine yakın kanalın döküldüğü yerdeydi.

Kazılar

Efes Liman Caddesi 1890-1895 yıllarında kazılmıştır. Cadde Geç Helenistik Dönem’de yapılmış, İmparator Arkadius (395-408) zamanında onarılmıştır. 528 metre uzunluğunda, 11 metre genişliğindedir. Bir tür tören caddesi olarak da kullanılan caddenin iki yanında galeriler ve dükkânlar bulunmaktaydı. Efes kentinin limana bağlantısını sağlıyordu. Geceleri aydınlatılan cadde üzerine kentin Hıristiyanlık Dönemi’nde anıtlar yapılmıştır.

Efes kentinin limanı, 1987-89 yılları arasında da kazılmış ve yapay liman havzasının güneyinde Roma dönemi rıhtım duvarı ile liman tesisleri tespit edilmiştir. Altıgen formlu liman havzasının, 10 metre genişliğinde bir mermer cadde, kamu binaları ve dükkânlar ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Liman havzası çok zengin buluntulara sahiptir. Alanda gemi batıklarının bulunması da beklenen bir durumdur ve bu durumu alanın zemininin nemli olması da göstermektedir.

1970’li yıllarda Efes Limanı ve kanalının temizlenerek denizle Efes’in bağlantısının sağlanabileceği görüşü dile getirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerde antik liman ile denizin uzaklığının yaklaşık 6 kilometre olduğu, kanalda ve liman içerisinde de çok sayıda batık gemi bulunabileceği, bu nedenle kazıların çok zaman ve maliyet alacağı belirtilmiştir. Bir fikir projesi halinde süregelmiş, bir mühendislik projesine dönüşmemiştir.

Antik liman ve kanalın temizliği projesi, yakın zamanda hükümetin İzmir ili için yapılacak projeleri içerisinde yeniden gündeme getirildi. “Antik Limanın ve Kanalın Temizlenmesi” adını taşıyan projeyle Efes limanının tarihte kullanıldığı şekliyle yeniden canlandırılması hedefleniyor.

Bir mühendislik projesi olmamakla birlikte hazırlanan taslak grafiklerle mevcut kanalın kuzeyinden yeni açılacak bir kanal veya boru sistemi ile antik liman havzasına deniz suyu taşınması ve antik limanla antik kanalda yapılacak temizlikten sonra su akışının sağlanması öneriliyor. Liman ve kanalda temizlik faaliyetlerine de yardımcı olmak üzere Efes Müze Müdürlüğü ve Efes Kazı Başkanlığı tarafından bazı çalışmalar yapılmış, bazı çalışmalar da ileriye dönük planlanmıştır.

Jeofizik Araştırmalar: Liman kanalının her iki tarafında da jeomagnetik ve jeoradar yöntemleri kullanılarak jeofizik araştırmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar kamu binaları ve işliklerin kenti çevreleyen sur duvarlarının iç kısmında kaldığını ortaya koymuştur. Liman kanalı çevresindeki sur duvarlarının dış kısmında kalan sağ ve sol bölümünde ise mezar evleri ile birlikte bir mezarlık alanı tespit edilmiştir. Çok sayıda olduğu görülen bu mezar evlerinin tespiti 2011 yılı kazı sezonunda tamamlanmıştır.

Paleocoğrafik Araştırmalar: Kanalın Roma Dönemi’ndeki genişlik ve derinliği konusundaki soruları cevaplayabilmek amacıyla kanalın iç kısmında paleocoğrafik sondaj araştırması yapılmıştır. Bir diğer amaç da limanın antik dönem bitki örtüsünün tanımlanmasıdır. Çalışmalar kanalın Hellenistik Dönem’de oluşturulduğunu ve Roma Dönemi’nde ise birkaç kez temizlendiğini ortaya koymuştur.

Kazı Çalışmaları: Liman kanalının kuzeyinde kalan çok sayıdaki mezar evinin kazısı yapılmış ve son derece zengin donanımlı mezar evleri tespit edilmiştir. Bireyler, yeme içme kapları, kandiller ve kişisel süs eşyaları ile birlikte gömülmüşlerdir. 2012 yılında liman kanalının güney bölümünde de kazı çalışması yapılması planlanmaktadır.

Yüzey Araştırması: 2010-2011 yıllarında yapılan yüzey araştırmasında 470 adet mezarın ve bir çifte kilise yapı kalıntılarının belgelemesi yapılmıştır. Bu mezarların en erkeni Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenmiştir.

Temizlik Çalışmaları: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden gelen ödenek ile kanalda bitki ve çalılık temizliğine başlanmıştır. Bu temizlik ile kanalın yakın çevresinin görsel ve jeofizik yöntemlerle incelenmesi ve kanal yakın çevresindeki kalıntıların tespit edilmesi hedeflenmektedir.

Teknik projelendirme çalışmaları: Mevcut arazi yapısı, liman havzası ve kanalla birleşen derelerin yağış ve akış durumu, denizin çekilme nedenleri ve kanalın antik dönem dolma nedenleri birlikte değerlendirilerek olası temizlenecek alanların ve kanal içerisindeki suyun temiz tutulabilmesi için yöntemler araştırılmakta, proje hazırlıkları yapılmaktadır. Temizlik çalışmaları tamamlandıktan sonra küçük boyutlu teknelerin Pamucak’tan Efes Limanı’na girebilmesi, bazı ziyaretçilerin kullanıldığı devirlerde olduğu gibi Efes’e Liman’dan, Liman Caddesi’ni kullanarak gelebilmesi öngörülmektedir.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©