Narlıdere

Narlıdere İsmiyle müsemma, bir zamanlar Ali Onbaşı Deresi etrafında bulunan nar bahçelerinden almış adını; otantik yapısını ise yüzyıllar önce Ortaasya’dan göçüp gelen Tahtacı Türkmenlerinin kültüründen

Narlıdere, son yıllarda artan prestijli toplu konut projeleri ve alternatif turizm türlerinin geliştirilmesi amacıyla yapılan çalışmalarla İzmir’in en hızlı gelişen ilçelerinden birisi. Sırtını Çatalkaya Dağı’nın eteklerini kaplayan oksijen deposu çam ormanlarına yaslayan, yüzünü ise İzmir Körfezi’nin en temiz sularına dönen ilçe, özgün kültürel yapısı, doğal güzellikleri, termal kaynakları ve düzenli kentleşme anlayışı ile dikkat çekiyor. Narlıdere, şehir merkezinin yanı başında konumlanmasına rağmen sahip olduğu ekoturizm, sağlık ve kültür turizmi olanakları ile de İzmir’in yıldızı parlayan ilçelerinin başında geliyor.

Geçmişten günümüze Narlıdere

Tarihsel dokusunu büyük ölçüde korumayı başarabilen bir ilçe olan Narlıdere’nin geçmişi ile ilgili ilk bilgiler Antik Çağ’a kadar uzanır. Hitit yazıtlarından anlaşıldığı kadarıyla bu çağda bölgeye Batı Anadolu ve Akdeniz Havzası’nın en eski halklarından olan Luviler egemen olmuş. Luviler’in ardından sırasıyla Lidyalılar, Persler, Makedonya Krallığı, Bergama Krallığı ve Romalıların hakim olduğu bölgeye Romalılar tarafından Luviler’in dilinde “su geçidi, boğaz” anlamına gelen “Akhilleion” ismi verilmiş. Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla Bizans egemenliğine geçmiş.

Milattan Sonra 440 yılında Hun, 665 yılında ise Arap akınlarıyla tüm İzmir gibi Türk ve Müslümanlar ile tanışan bölge 1071’de Çaka Bey tarafından ele geçirilince Selçuklu egemenliğine girmiş. İlerleyen yıllarda Bizans, Ceneviz ve Rodos Şövalyeleri arasında el değiştirmiş. Selçuklu İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Aydınoğulları Beyliği’nin hâkim olduğu bölge, 1425 yılında Sultan II. Murat tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. 1472 yılında Venedik saldırısı sırasında büyük zarar görmüş. 1666 yılında şimdiki Yenikale bölgesinde bulanan ve Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kaleden dolayı Osmanlı döneminde Sancakkale adıyla anılmış. Birinci Dünya Savaşı sırasında Sancakkale, İngilizler tarafından iki kez top ateşine tutulmuş. 15 Mayıs 1919 ile 9 Eylül 1922 yılları arasında Yunan işgaline uğrayan bölge, 12 Eylül 1922’de Albay Çolak İbrahim ile Yüzbaşı Kemal Bey tarafından tamamen düşmandan temizlenmiş.

Alevilerin Ege’deki ocağı

Rivayete göre Narlıdere, Akkoyunlu Devleti’nin yıkılmasından sonra Safevi baskısı ile Anadolu’ya yerleşen Türkmen boyları tarafından yaklaşık 250 yıl önce bugünkü Narlı Mahallesi sınırları içinde bulunan Yukarıköy’de kurulmuş. Ağaç işlemedeki ustalıkları nedeniyle Tahtacı olarak anılan Türkmenlerin Horasan’dan Adana’ya, oradan da Ege’ye uzanan göç öykülerinde Yanyatır Ocağının kurucusu ve piri Durhasan Dede’nin torunu Hızır Dede gelmiş önce obasıyla. Onun ardından birçok Alevi aşireti bir bir göçüp gelmiş Ege illerine; Urla’nın Bademler Köyü, Bornova Naldöken, Karşıyaka Doğançay, Bayındır’ın Yakapınar ve Turan köyleri, Güzelbahçe Yaka Mahallesi, Konak Uzundere, Milas, Fethiye’nin Fevziye Köyü, Söke’nin Güzeltepe ve Akburgaz köyleri, Çanakkale ve Balıkesir’deki Alevi yerleşimlerine. Ama ibadete geldikleri Yukarıköy onların en önemli ocağı olmuş.

Pazaryeri

Türkiye’nin sayılı pazaryerleri arasında gösterilen İzmir Narlıdere Pazaryeri, 2003 yılında açıldı. 5 bin 600 metrekare kapalı alan üzerine kurulu pazaryeri çağdaş, modern ve hijyenik bir ortamda alışveriş olanağı sağlıyor. 

Narenciye bahçeleri ve çiçek seraları

Yüzölçümünün yüzde 50’si konut, yüzde 30’u tarım, yüzde 10’u orman, yüzde 10’u ise çayır-mera alanlarından oluşan Narlıdere’nin ekonomisi, verimli toprakları ve elverişli iklimi sayesinde büyük ölçüde tarıma dayanıyor. Narlıdere adını bir zamanlar Ali Onbaşı Deresi etrafında bulunan nar bahçelerinden almış. Zamanla nar bahçelerinin yerini narenciye bahçelerine bıraktığı ilçe, bugün bölgenin en büyük narenciye bahçelerine sahip. Türkiye’nin en kaliteli narenciyelerinin yetiştiği Narlıdere’de yüzde 75’i ihracata elverişli ağaç başına 60 kilogramlık potansiyele sahip 45 bin adet mandarin ağacı bulunuyor.

İlçenin verimli topraklarında ayrıca sebze ve çiçek seracılığı da yapılıyor. İzmir’in kesme çiçek üretiminde hatırı sayılır bir ağırlığı olan ilçedeki çiçek seralarında ağırlıklı olarak gül, karanfil, gerbera, lilyum ve diğer yeşil yapraklı süs bitkileri yetiştiriliyor ve üretimin önemli bir kısmı ihraç ediliyor. Dolayısıyla Narlıdere’nin en önemli gelir kaynaklarını narenciye ve seracılık oluşturuyor.

Narlıdere’den bir Şirince doğuyor

Günümüzde de yüzyıllar öncesinin geleneklerini yaşatan Tahtacıların yurdu konumundaki Yukarıköy, bugünkü adıyla Narlı Mahallesi, Narlıdere’nin kentsel SİT alanı içerisinde yer alan ilk yerleşim bölgesi olma özelliğini taşıyor. Narlıdere Belediye binasının hemen yanındaki İsmet İnönü Caddesi’ne girince sadece 3 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilen bu köy, çevresini saran modern yapılara rağmen özgün kültürel yapısını hala koruyor.

Narlıdere Belediyesinin, köyü ilçenin çekim merkezi haline getirmek için başlattığı restorasyon projesi ile Yukarıköy’ün “yaşayan müze” konseptiyle İzmir turizminden pay alması hedefleniyor. İzmir İl Özel İdaresi’nin 426 bin lira bütçe ayırdığı proje kapsamında bölgedeki 11 tarihi evin Şirince köyü ve Alaçatı evleri örnek alınarak restore edilmesi öneriliyor. Yukarıköy’ün yaşantısını, tarihini, gelenek ve göreneklerini yansıtacak kültür ve sanat merkezi, kafeteryalar, butik oteller kurulması da projenin hedefleri arasında yer alıyor. Bölge, 2012 yılı sonuna tamamlanması planlanan proje çalışmalarının ardından uygulama projesine geçilerek, 2014 yılında turizme kazandırılacak.

Ekoturizm cenneti

Narkent, Narbel gibi toplu konut projeleri ile gecekondulaşmanın önüne geçmek ve düzenli bir kentsel dönüşümü sağlamak hedefinde olan Narlıdere, son yıllarda prestijli konut alanları ile ön plana çıkıyor. İzmir’de termal kaynakların en verimli kullanıldığı ilçelerden birisi olan Narlıdere’de bin 500 civarında konut jeotermal enerjiyle ısıtılıyor.

Öte yandan ilçede bulunan beş yıldızlı Kaya Termal&Convention Otel, ilçeye turistik bir nitelik kazandırmanın yanı sıra termal enerjinin sağlık turizmi alanında kullanımının önemli bir örneğini oluşturuyor. İlçede termal turistik alanların ve yatırımların artırılması hedefleniyor. Sahip olduğu jeotermal kaynaklar, konumu, doğası ve kentleşme anlayışı ile bu potansiyeli bünyesinde barındıran ilçede bu yönde projeler yürütülüyor. Bunlardan en önemlisi de Narlıdere Kaymakamlığının İzmir Kalkınma Ajansı işbirliğiyle hazırladığı “Narlıdere’de Ekoturizm, Sağlık Turizmi ve Kültür Turizmi Sektör Analizi” konulu proje. Kaymakamlık, Ege Üniversitesi öğretim üyeleri ile Ege Orman Araştırma Müdürlüğü uzmanlarından oluşan bir ekiple hazırlanan proje, ilçenin potansiyeli ortaya koymanın yanı sıra bölgedeki olası yatırımlara kılavuzluk yapma potansiyelini taşıyor.

Projeyle Narlıdere’de ekoturizm, sağlık turizmi ve kültür turizmi sektör analizi başlığı altında üç ayrı yürüyüş parkuru, jeotermale dayalı turistik tesisler, liman, seyir terasları, çocuklar için bungalov evlerden oluşan doğa eğitim kampının aktif olarak kullanılması planlanıyor.

Bir yıl içerisinde hayata geçirilmesi beklenen projenin çalışma alanı, Ali Onbaşı Deresi Vadisi, doğası ve tarihi dokusunu koruyan Yukarıköy, Limanreis Mahallesi’nin ormanlık bölgeler ve jeotermal kaynağın bulunduğu bölgeler.

“Narlıdere’de Ekoturizm, Sağlık Turizmi ve Kültür Turizmi Sektör Analizi” projesiyle:

- Yukarıköy’deki tarihi Cemevi’nin kültür turizminin merkezi olması,

- Balıkçı barınağı atıl olmaktan çıkarılıp vapur iskelesi haline getirilmesi,

- Ali Onbaşı Deresi Vadisi’ne teleferikle çıkışın sağlanması,

- Sahilevleri’nin trafiğe kapatılıp, İnciraltı Gençlik Merkezi örneği hayata geçirilmesi

- Bölgede termal tedavi ve konaklama tesisi, butik otel, pansiyon, seyir terası, mesire alanı, doğa eğitim kampı, kontrollü piknik alanları, yerel hediyelik eşya satış yerleri, yerel lokantalar oluşturulması,

- İlçede sosyal yardımlarla geçinen 2 bin 535 ailenin istihdamı öngörülüyor.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©