Konak

Siz İzmirli olmanın ayrıcalıklarını doyasıya yaşarken, İzmirli olmayanların kentin soluğunu hissedebileceği ilk duraktır Konak.

Saat Kulesi’nin önünde buluşmalar, Kemeraltı’nda alışveriş molası, Kızlarağası’nda kahve eşliğinde dost sohbeti, Kordon’da körfezi de yanınıza alarak yapılan keyifli yürüyüşler. Siz İzmirli olmanın ayrıcalıklarını doyasıya yaşarken, İzmirli olmayanların kentin soluğunu hissedebileceği ilk duraktır Konak. Agora ve Kadifekale’de tarihle randevunuz, Kemeraltı’nın tarihi camileriyle sürer, Alsancak’ın cumbalı evleriyle eski zamanlara yol alır, sıcak insanların ev sahipliğinde zamanın bir yerine takılır kalırsınız. Konak demek, 8 bin 500 yıldır var olan bir kentin tüm yaşanmışlıklarına tanık olmak demektir. Konak demek, her yönüyle İzmir’in ayrıcalıklarını hissetmektir.

Kısaca İzmir’in kalbidir Konak. Ve Konak deyince akla gelenler saymakla bitmez desek de, bunların belli başlılarını sıraladık

TARİHİ YERLER

Hükümet Konağı:

İzmir’in yönetim merkezi olan, günümüzdeki Hükümet Konağı yerinde bulunan ve Katipzade Konağı olarak bilinen ahşap yapı, vali konağı olarak kullanılmaya başlanır. Bölgenin “Konak” adıyla anılması, işte bu eski konak nedeniyledir. Zamanla harap hale gelen yapı yıktırılır ve yeni konak 1872 yılında tamamlanır.

Saat Kulesi

Şehrin hemen herkes tarafından simgesi kabul edilen Saat Kulesi, Konak Meydanı’nın odak noktasıdır. Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yılında armağan olarak 1901 yılında inşa edilen kulenin mimarı M. Raymond Pere'dir. Üst bölümde, dış yüzlerde bulunan dört adet saat, Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. 22 adet dişli çarktan saatin mekanizması üzerinde 1901 tarihi bulunur ve her biri beşer kilogramdan fazla ve çelik halatlarla bağlı iki ağırlığın haftada bir yukarı çekilmesinin sağladığı güç ile çalışır.

Milli Kütüphane

23 Haziran 1912 tarihinde Beyler Sokağı'nda Salepçizade Konağı'nın selamlık bölümünde hizmete giren kütüphanenin bugünkü binasına taşınması, uzun yıllar almıştır. 29 Ekim 1933'de Cumhuriyet'in 10.Yıl Şenlikleri'nde hizmete açılan Neo-Klasik tarzdaki yapının köşelerdeki ikiz Osmanlı taç kapılarında, iki renk taştan yapılan at nalı, kemer, ikili ve üçlü gruplar oluşturan pencerede sivri kemerler kullanılmıştır.

Elhamra Sineması

Yıllarca Milli Kütüphane'ye bağlı olarak çalışan ek bina, Elhamra Sineması olarak İzmirlilerin belleğine yerleşmiş, 1980'den sonra İzmir Devlet Opera ve Balesi'ne verilmiştir. İzmir Kütüphane Cemiyeti tarafından yaptırılan ve 840 kişi alacak büyüklükte olan sinema, 120 metrekarelik sahnesiyle dönemin en konforlu ve en büyük sinemasıdır.

Pasaport İskelesi

1867'de başlayan İzmir Limanı inşaatının bir bölümünü oluşturan Pasaport Rıhtımı, 1876'da Fransız Guiffray Şirketi tarafından ve İngiliz mühendislerin projelerine göre bitirilmiştir. Günümüzde Pasaport İskelesi, örneklerine Cumhuriyet'in ilk yıllarında rastladığımız, Osmanlı ve Selçuklu mimarlığından esinlenen 1. Milli Mimari stilindedir.

Alsancak Garı

1857'de Vali Mustafa Paşa döneminde temeli atılan demiryolunun başlangıcında yer alan Alsancak (o günkü adıyla Punta) Garı, 1858'de hizmete açılmıştır.

Turizm Müdürlüğü

1891'de kurulan İzmir Ticaret Borsası, 1919'a kadar yapıda etkinliğini sürdürmüş, işgalden sonra 1921'de ise Yunan Milli Bankası'nın kullanımına ayrılmıştır. Cumhuriyet döneminde uzun yıllar PTT olarak yararlanılan yapı, bugün İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne hizmet veriyor. 

Asansör

 

Karataş Semti'nde, Mithatpaşa Caddesi'nden yaklaşık 40 metre yükseklikteki Halil Rıfat Paşa Caddesi'ne çıkan Asansör, 1907 yılında Nessim Levi tarafından yaptırılmıştır.

Mithatpaşa Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi

İzmir'in kurtuluşundan günümüze aynı yapıda eğitim veren en eski okuldur.

Vakıflar Bankası

Çatalkaya Hanı 1931'de Mimar Mühendis Kemal Bey tarafından yapılmıştır. 1938'de Vakıflar İdaresi'nin eline geçen yapının Cumhuriyet Bulvarı kanadında halen İzmir Vakıflar Bankası İzmir Şubesi, Şehit Fethi Bey Caddesi ucunda ise kiralık dükkan ve bürolar bulunur. Yapı, 1.Milli Mimarı ve An Deco stillerinin özelliklerini taşır.

Borsa Sarayı

1892 yılında kuruldu. Uzun süre farklı binalarda hizmet veren kurum, 1928 yılında tamamlanan ve teslim alınarak "Borsa Sarayı" adıyla hizmete sokulan binasında faaliyetlerini sürdürmeye başladı.

Osmanlı Bankası

1926'da Mimar G. Mongeri tarafından yapılan İzmir Osmanlı Bankası, 1.Milli Mimari Dönemi yapılarındandır.

Dönertaş Sebili

Tek kubbeli kare planlı bir 19. yüzyıl başı yapısı olan Dönertaş Sebili, Osmanzade Yokuşu ve Anafartalar Caddesi'ne bakan cephelerinde yer alan Barok tarzı mermer süslemeleri ile ünlüdür. Sebilin iki cephesinin birleştiği köşede süslü başlıklı yuvarlak bir sütun gibi görünen taşın aslında döner olması, yani bir türlü terazi oluşu nedeni ile bu sebil, "Dönertaş Sebili" olarak anılmıştır.

GÖRÜLECEK YERLER

Atatürk Anıtı  

Cumhuriyet Alanı'nda Mustafa Kemal Atatürk’ün ''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri'' komutunu taşıyan anıt, 1933 yılında Pitro Canumica tarafından yapılmıştır. Atatürk'ü üniforma ile ve bir at üzerinde tüm heybeti ile gösterir.

İlk Kurşun Anıtı

Yunan Ordusu'nun İzmir'i işgali sırasında, denizden karaya çıkan düşman askerlerine karşı ilk kurşunu sıkarak, Türk direnişinin ilk örnek davranışını gösteren ve ardından şehit olan Gazeteci Hasan Tahsin adına 1974 yılında dikilen ve onu ilk kurşunu sıkarken gösteren heykel-anıt, bugün Konak Meydanı'ndadır.

HANLAR

Kızlar Ağası Hanı

Kızlar Ağası Hanı, Kemeraltı'nda Halim Ağa Çarşısı'ndan Hisarönü'ne giden yol üzerinde, arka duvarı Hisar Cami avlusuna, bir yanı ise Bakır Bedesteni'ne bitişik konumdadır. Kapı üzerindeki kitabeye göre 1157 (1744) yılında I. Mahmut zamanında Kızlar Ağası Hacı Beşir Ağa tarafından yapılmıştır. Alt katta kahve ve dükkanlar, üst katta ise el yapımı ürünler ve hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar bulunur.

Çakaloğlu Han

18.yüzyılda Osmanlı Dönemi eserlerinden biri olan Çakaloğlu Hanı, İzmir'in önemli tarihi eserleri arasında yer alır. Han, uzun dikdörtgen planlıdır ve üstü tonozlu kapalı bir çarşı şeklindedir.

HAMAMLAR

Lüks Hamam

Kadı Hamamı da denen hamam, ilk Osmanlı eserleri arasında sayılır. İnşa tarihi 16. yüzyıl olduğu sanılan yapı, çift hamamdır.

Basmane Hamam

17.yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir, bakımlı ve işler durumdadır.

 Yeşildere Hamamı

Halen Yeşildere Çarşısı adı ile bilinen çarşı içinde bulunan hamam, 17. yüzyıl eseridir ve yine klasik Osmanlı mimari tarzında tipik bir örnektir.

CAMİLER

Konak (Yalı) Camisi

Yalı Camisi'nin hangi tarihte kim tarafından yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte Yurt Ansiklopedisi ''İzmir'' maddesinde yer alan 1774 yılında Katipzade Mehmet Paşa'nın karısı Ayşe Hanım tarafından yaptırıldığı görüşü, İzmir Tarihi yazarı H. Gültekin'in bir kaynak göstermeden verdiği bilgilere dayanıyor.

Kemeraltı Camisi

İzmir'in belli camilerinin sıralandığı Anafartalar Caddesi kenarında, eski iç liman kıyısındadır. 1690 tarihinde inşa edilmiştir. Etrafında medrese, kütüphane ve sebili vardır. Zeminde olup, tek bir kubbe bütün cami sathını örter.

Salepçioğlu Camisi

Son derece zarif bir yapı tarzına sahip olan bu cami, Kemeraltı 850 ve 917 sokaklarda bulunur. 1906 yılında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından tek büyük kubbeli olarak yaptırılan cami, ince yapılı, zarif bir minareye sahiptir.

Başdurak Camisi

İzmir Kemeraltı çarşı camilerinin bir örneği olan Başdurak Cami, avlu kapısının söve ve kemer üzengi taşı süslemelerinden oluşan bir çerçeve içinde yer alır. 1652 yılında yapıldığına dair kitabesi vardır.

Kestanepazarı Camisi

Anafartalar Caddesi etrafında yoğunlaşan iş merkezlerinde 872 ve 882 sokaklarda bulunan cami yerinin, doldurulan iç liman olması nedeniyle Evliya Çelebi, minareyi güçlükle oturttuklarından söz eder. Çelebi'ye göre, 1667 (veya 1663) yılında yapılan cami, kare bir mekan üzerine büyük bir kubbeyle etrafında dört kubbeden oluşur.

Şadırvan Camisi

Cihannüma'ya göre İzmir'in Ulu Camii olan "Nıflızade Cami" bu olmalıdır. Anafartalar Caddesi ile 912 Sokak köşesinde olup, ismini altında ve yanında bulunan şadırvanlardan alır. Evliya Çelebi caminin yapılışı için 1636 (1637 de olabilir) tarihini verir. Evliya Çelebi'nin "Bir beyaz inciye" benzettiği bu caminin altında o zamanlar aktar dükkanları vardır.

Hisar Camisi

İş merkezi Hisarönü mevkisinde bulunan cami, 1597 yılında Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. Ortada bir büyük kubbe sekiz fil ayak üzerinde durur, yanlarda üçer büyük, geride üç küçük ve son cemaat yerinde yedi küçük kubbesi vardır. 

Faikpaşa Camisi

Daha 16. yüzyılın başlarında İzmir'in bir mahallesine adını veren cami, 965 ve 967 sokaklardadır.

Han-Bey (Pazaryeri) Camisi

Tarihi 15. yüzyıl belki de daha eskiye çıkabilen bir camidir. Bugünkü yapısı da yeni olmalıdır. 948 Sokak'ta olup, eskiden yanında bir zaviyesi vardı. 

Çorakkapı (Taşrakapı) Camisi

Basmane'deki caminin Bostanizâde Mehmed Efendi adında bir hayırsever tarafından 17. yüzyıldan önce yaptırıldığı tahmin ediliyor. Zarif minaresi ve kubbesi ile İzmir'in güzel camileri arasındadır.

KİLİSELER

Saint John Kilisesi

Şehit Nevres Bulvarı’nda bulunan bu kilise, Evangelist Katolik kilisesidir. 1874 yılında hizmete girmiş olan kilise, Papa 9. Pio'nun armağanıdır. Halen hem Katolik hem Protestan Amerikan cemaatler tarafından onların dini hizmetleri için kullanılır.

Saint Polycarpe (Polikarp) Kilisesi 

İsa'nın Şehidi, "Episkopos Poly-Carpe" anısına inşa edilmiş eski ve ünlü bir kilisedir. Kilisenin yapımı 1625 yılına kadar uzanır. Osmanlı İmparatoru Sultan Süleyman'ın müsaadesi ve Fransa Kralı 13. Lui'nin iradesi ile inşa edilmiş ve Kapusin rahiplerine verilmiştir. 1898'de genişletilen ve dekore edilen kilisenin duvarlarında ve tavanında Polycarpe'in yaşamını ve şehit edilişini anlatan freskler, 19. yüzyılın sonlarında İzmir'de yaşamış olan ressam ve mimar "Ray Mond Pere"nin eseridir.

Santa Mana Katolik Kilisesi

1667'de inşa edilen kilisede Fransisken rahipleri görev yapar. Ayinler İtalyanca’dır.

Santissimo Rosano Katolik Kilisesi

Eski Alsancak Vapur İskelesi'nin arka sokağında, 1904 yılında inşa edilen kilisede, Domenikan Rahipleri görev yapar. Ayinler, Fransızca, İtalyanca ve Türkçe yapılır.

Alsancak Anglikan Kilisesi

7 Nisan 1902'de hizmete giren ve İncil yazarı Sen Jan'a adanmış olan kilise, halen bir İngiliz din adamının yönetiminde çalışıyor.  

Bu kiliseler dışında Konak sınırlarında Domeniken Kilisesi, Notre Dame de Lourdes ve Felemenk Protestan Kilisesi de bulunur.

SİNAGOGLAR

Beth İsrael Sinagogu

Sultan ll. Abdülhamit'in İzmir Valisi eski Sadrazam Kamil Paşa'ya hitaben yazmış olduğu bir ferman uyarınca, Karataş semtinde oturan Musevilerin dini ibadetlerini yapabilmeleri için inşa edildi. 1200 altın liraya mal olan bu sinagog, İzmir'in en büyük ve seçkin havrasıdır. Dini nikâhlar, günümüzde bu havrada kıyılır.

Sinyora veya Giveret Sinagogu

Bu sinagog ismine bakıldığında, Dona Gracia Mendes'e mal edildiği tahin edilir. 1841 yangınından sonra Yeruşalmi Ailesi tarafından yeni baştan onarılmıştır.

Hevra (Talmut Tora) Sinagogu

Çok eski bir sinagog olup, 1838 yılında Hacez kardeşler tarafından onarılmıştır. Daha sonra muhtelif tarihlerde yeniden restore ettirilmiştir.

Salom Sinagogu 

1610 yılında İzmir'de bulunan 6 havradan biridir. Bu yüzden 1500'lü yıllarda inşa edildiği tahmin edilir. İzmir'de "Aydınlılar Sinagogu" olarak da bilinen bu sinagogun başından ilginç bir olay geçmiştir. 1841 yılında İzmir'de baş gösteren büyük yangında, tüm semt ateşler içinde kalmasına karşın, yangın tam bu sinagogun kapısında sönmüştür.

Bilkur Holim Sinagogu

Bu sinagog 1724 tarihinde Salamon de Claves isminde Hollanda asıllı bir İzmirli tarafından inşa ettirildi. 1772 yangınında yanan ve yine aynı aileden Manuel de Claves tarafından 1800 yılında yeniden inşa ettirilen sinagog, İzmir'in bu alandaki en güzel yapılarından biridir.

Ros Aar Sinagogu

İzmir'in yukarı Karataş semtinde bulunan ve 155 yıllık geçmişi olan bir yapıdır.

Konak’ta bu sinagoglar dışında Saar Aşamayım Sinagogu ve Bet İllel Sinagogu da bulunur.

MÜZELER ve ÖREN YERLERİ

Kadifekale  

Tepekule'deki eski İzmir (Smyrna) dışında, kentin Pagos'ta (Kadife Dağı) yeniden kurulduğu alandır. İ.Ö. 4. yüzyılda kurulan kentten bugüne değin varlıklarını sürdüren Hellen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar görülmeye değer arkeolojik öneme sahip eserlerdir.

Agora ören yeri

İzmir agorası, M.Ö. 4. yüzyılda antik Smyrna Kenti’nin taşındığı Pagos’un (Kadifekale) kuzey yamacında kuruludur. Dönemin önemli kamu binalarıyla çevrilmiş olan bu yapı, kentin devlet agorasıdır. Hellenistik Dönem’de kurulmuş olan agorada günümüze gelebilmiş kalıntıların çoğu, M.S. 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un desteğiyle yeniden inşa edilen Roma Dönemi agorasına aittir. 

İzmir Arkeoloji Müzesi 

Ege Bölgesi'nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında bulunmuş olan pek çok esere İzmir Arkeoloji Müzesi ev sahipliği yapar. 1924'te Basmane Kapılar Semti'nde kurulan müze, 1927'de halka açılmış, şu an hizmetteki müze binası 1984 yılında Konak Bahribaba Parkı içerisinde kurulmuştur.

Atatürk Müzesi

Atatürk Müzesi olarak kullanılmakta olan bina, 1875 -1880 yıllarında halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. 9 Eylül 1922'de sahibi tarafından terk edilmiş ve hazinenin mülkiyetine geçirilmiş, İzmir'e giren Türk Ordusu burasını karargah olarak kullanmıştır.

Etnografya Müzesi

Arkeoloji Müzesi'nin alanı içerisinde; 19. yüzyılda Neo-Klasik tarzda meyilli bir teras üzerine inşa edilen, 1831 yılında ilkin hastane olarak (St Roch Hastanesi) kullanılan, 1845 yılında Fransızlar tarafından onarılarak fakir Hıristiyan aileleri için bir bakımevine dönüştürülen taş bina, günümüzde Etnografya Müzesi olarak kullanılıyor.

İzmir Resim ve Heykel Müzesi

İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 9 Eylül 1952 yılında Kültürpark içerisinde galeri olarak açıldı. Daha sonra Atatürk Bulvarı'ndaki yerine taşınan galeri, plastik sanatlar alanında devletin İzmir'e yaptığı ilk hizmetlerden biridir.

İzmir Tarih ve Sanat Müzesi

2004 yılında hizmete açılan Tarih ve Sanat Müzesi, üç binadan oluşuyor. Girişte sağda taş eserler, ortadaki binada seramik eserler, soldaki binada ise kıymetli eserler sergileniyor.

Demiryolları Müze ve Sanat Galerisi

Müze binası, 1800'lü yıllarda Alsancak'ta bir koloni halinde yaşayan İngiliz tüccarlar tarafından ticari emtia deposu olarak yaptırılmıştır. Demiryollarının millileştirilmesinden sonra, binanın hemen bitişiğinde yer alan ve aynı mimari özellikleri taşıyan büyüklü küçüklü toplam 5 adet yapıyla birlikte uzun yıllar lojman olarak kullanılmıştır. Gördüğü depremlere ve yangınlara direnen bina, 1990 yılında Müze ve Sanat Galerisi olarak düzenlenmiştir. 

Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM)

İzmir Kent Arşivi ve Müzesi’nin, bilimsel kriterlere göre yapılandırma projesi 2000 yılında başlatıldı. Mekan olarak 1932 yılında inşa edilen İzmir İtfaiyesi Merkez Binası seçildi.

1932’den 2001 yılı sonuna kadar aralıksız yetmiş yıl itfaiye merkezi olarak hizmet veren bina, şimdi kentin hafızası anlamına gelen arşiv ve görsel tarihi olan müzeye ev sahipliği yapıyor.

Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi

İzmir Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’nde, dünyaca ünlü değerli seramik sanatçısı Ümran Baradan'ın dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği oyuncakların ve düzenlediği yarışmalarda derece kazanan yetenekli çocukların yaptığı eserler sergileniyor.

GEZİLECEK YERLER

Kemeraltı

Mezarlıkbaşı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanan bölgeyi içine alan tarihi bir çarşıdır. Çarşının bugün ana caddesini oluşturan Anafartalar Caddesi, geniş bir kavis çizer. Bu kavis, caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın etrafını dolaşmış olmasından kaynaklanır. Liman, zamanla ağzına doğru dolmaya başladığından, yeni yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları yeni binalarla değerlendirilmiştir. İlk yapıldığı yıllarda çarşı, kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan sokakları ve arastalarıyla bir kapalı çarşı görünümündeydi. Yakın yıllara kadar, Şadırvanaltı Cami’nden Havra Sokağı’na kadar devam eden sokakların üstü örtülü idi. Kemeraltı adını bu bölümünün üstünün kapalı olması özelliğinden alan çarşının içinde pek çok han yer alıyor. Eskiden olduğu gibi günümüzde de Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli alış-veriş merkezidir.

Kültürpark

Türkiye'nin Uluslararası Fuarlar Birliği'ne (UFI) üye tek genel ticari fuarı olan İzmir Enternasyonal Fuarı, 1936 yılında bugünkü mevcut 421 bin metrekarelik alanda kurulmuştur.

Kısa süre içinde başarılı çalışmalara imza atan ve dünyadaki belli başlı fuarlar arasına giren İEF, Türk ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak kabuk değiştirdi. 

Kordonboyu    

 

Şiirlere, şarkılara konu olan İzmir'in ünlü Kordon'u, günün her saatinde cıvıl cıvıl, capcanlı bir mekan. Büyükşehir Belediyesinin gerçekleştirdiği rekreasyon düzenlemesi, yürürlüğe koyduğu “Kordon Yönetmeliği” ile bu ünlü mekan İzmir'in en önemli prestij alanı haline geldi.  

Alsancak  

Eski adı Punta olan Alsancak, yıllar boyu İzmir'in simgesi olarak dünyaca ünlü birçok seyyah ve yazarın şiir ve eserlerinde yer aldı. Victor Hugo 1829 yılında yayınlanan “Les Orientales” isimli kitabındaki “La Captive” adlı şiirinde ünü batıya yayılan İzmir'i bir prensese benzetir. Alsancak'ta Levantenler Rumlar, Ermeniler, zengin diğer batılı kesimler oturur. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nin iki tarafında uzanan bu dönemlerden kalma yapılar değişik ve özgün mimarileriyle halen bir inci gibi dizilir.

KÜLTÜR SANAT

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) 

 

İsmini ilk devlet sanatçısı unvanına sahip İzmir'li besteci Ahmed Adnan Saygun'dan alan sanat merkezi, teknik altyapısı ve konser salonlarıyla Türkiye'nin en nitelikli sanat merkezidir.

İzmir Sanat

Fuar Kültürpark 26 Ağustos Kapısı yakınındaki İzmir Sanat, yıl boyunca söyleşi, seminer, tiyatro ve film gösterileri, konserler ve sergilere ev sahipliği yapıyor.

İsmet İnönü Sanat Merkezi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kültür ve Sanat Şube Müdürlüğüne bağlı İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde konser, seminer, konferans ve tiyatro gösterilerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası organizasyonlar gerçekleştiriliyor.

Tarihi Havagazı Fabrikası 

Fransızlar tarafından 150 yıl önce inşa edilen Alsancak'taki tarihi Havagazı Fabrikası, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının ardından yepyeni bir kültür sanat mekanı haline geldi.

D.E.Ü. Sabancı Kültür Sarayı 

Sabancı Vakfı’nın katkılarının yanı sıra İzmir Valiliği ve Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünün işbirliğiyle üniversitenin tahsis ettiği arsa üzerinde inşa edilen Sabancı Kültür Sarayı, 5 bin metrekare kapalı alanda iki ana bölüm içeren tek bir blok halinde inşa edilmiştir.

İzmir Devlet Tiyatrosu 

İzmir Devlet Tiyatrosu 14 Nisan 1957 tarihinde Konak’ta Halk Eğitim Merkezi binasında kurulmuş, perdelerini “Yağmurcu” adlı oyunla açmıştır. Mimarı Necmettin Emre’dir.

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, dönemin Kültür Bakanı Nermin Nefçi'nin onayı ile 1975 tarihinde bir oda müziği topluluğu niteliğinde kurulmuş olmasına rağmen; çok kısa süre içerisinde olağanüstü büyüme ve gelişme göstererek, senfonik bir orkestra hacmine kavuşmuştur.

İzmir Devlet Opera ve Balesi

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüne bağlı olarak 1982 yılında İzmir'de kuruldu. Eski Elhamra Sineması binasının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kiralanarak restore edilmesiyle şimdiki binasında hizmet vermeye başlayan İzmir Devlet Opera ve Balesi, 21 Ekim 1982 tarihinde Kurucu Müdürü Rejisör H. Necdet Aydın yönetiminde Çeşmebaşı Balesi ve Meddah Opera ile kapılarını sanatseverlere açtı.

Ne alınır?

Konak’ın tarihi Kemeraltı Çarşısı, İzmir’e özgü el sanatlarından hediyelik eşyalara kadar geniş bir yelpaze sunar. Çarşıdaki mağazalar ve Kızlarağası Hanı’ndaki dükkanlardan her zevke uygun seçenekler bulmak mümkün.

Ne yenir?

Kemeraltı Çarşısı’nın büyülü atmosferinde Ege’ye özgü lezzetleri tercih edebileceğiniz gibi, Kordonboyu’nda sıralanmış restoranlarda İzmir mutfağının yöresel lezzetlerinin yanı sıra balık keyfini ilk alternatifler arasına alabilirsiniz. Bir kahve molası için ise en uygun mekan, Kızlarağası Hanı’dır şüphesiz. Zira fincanda pişirilen ve yanında lokum ile servis edilen Türk kahvesinin lezzeti unutamayacağınız türden. 

Yapmadan dönmeyin!

- Kemeraltı Çarşısı’nı gezmeden,

- Saat Kulesi’nin önünde fotoğraf çekilmeden,

- Konak’ın tarihi camilerini görmeden,

- Agora ve Kadifekale’de İzmir’in tarihini yaşamadan,

- Kordon’da balık yemeden, Kızlarağası Hanı’nda Türk kahvesi içmeden,

dönmeyin.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©