Sirkehane’den müzeye…

Tarihi Sirkehane binasında binlerce geleneksel kıyafet, halk çalgıları, takılar, silahlar Anadolu ve Balkanlar kültürünün izlerini bugünlere taşıyor.

Yazı ve Fotoğraflar /ÇİĞDEM ASKERİ

Kültür Turizm Bakanlığı’ndan onaylı özel kurum müzesi statüsündeki Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi’nin hikayesi, uzun ve yoğun araştırmalarla dolu. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Halk Oyunları Bölümü eski Başkanı Yrd. Doç. Cengiz Aydın’ın ekibiyle birlikte 2004 yılında yollara düşmesiyle başlıyor müzenin hikayesi. Dört yıl süren detaylı araştırmaların ardından müzede bugün, Anadolu ve Balkan kültürlerine ait 2 bin 181 parça geleneksel giyim eşyası, 87 adet çalgı, 259 adet takı ve aksesuar, 24 adet silah ve sandık gibi toplam 2 bin 560 obje sergileniyor.

“Anadolu ve Balkanlar’da Halk Çalgıları, Halk Oyunları, Geleneksel Giyim Kuşam ve Halk Müziği, Müze ve Arşivi Oluşturulması Projesi”, etnografik özellikler taşıyan halk giysilerinin ve çalgılarının evrimini, geçmişten günümüze kadar gelebilen örnekleriyle müzeleştirmek, maddi ve manevi kültürel değerleri korumak amacıyla başlatıldı. Dört yıl boyunca 14 ülkede yerinde etnografik araştırmalar yapan ekip, Anadolu ve Balkanlar’da kültürlerin izlerini, geleneklerde, kıyafetlerde, günlük yaşamda aradı. Devlet Planlama Teşkilatı ve Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün destekleriyle yürütülen projenin araştırmaları sırasında 201 bilim insanı ve 909 kaynak kişiyle görüşüldü. 

700 yıla yakın bir süre Osmanlı ile iletişimde olan Balkanlar’da yaşayan halkların kültürlerinin günümüze kadar süren izlerinin araştırıldığı proje için Bornova’daki tarihi Sirkehane binasında restorasyon çalışması yapıldı. 1800’lü yıllarda bir Rum aile tarafından yaptırılan bina, restorasyonun ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri’nde “Özgün İşlevin Değiştirildiği Esaslı Onarım Ödülü” de aldı. 2006 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü tarafından müzeye dönüştürülen Sirkehane, bugün farklı kültürlerin izlerini yansıtan müze olarak hizmet veriyor. 

Araştırmalarda Balkanlar’ın genelinde oyun, giyim-kuşam, müzik aletleri ve ezgi-ritim benzerliğinin yanında takıların, süslerin ve bazı giyim ayrıntılarının da tespiti yapıldı. Müze birden fazla ülkeye ait özgün giysi ve çalgının sergilendiği, binlerce objenin envantere geçirildiği, örneğine rastlanmayan özellikte…

İki ayrı binadan oluşan müze, teşhir salonu ve iki katlı geniş galeri kısmından oluşuyor. Alt katta Anadolu ve Trakya yöresini, üst katta ise 12 Balkan ülkesinin kültürlerini yansıtan geleneksel giysiler, takılar sergileniyor. Alt katta ayrıca Anadolu kültürüne ait geleneksel kına gecesi ritüelinin mizanseninin de yer aldığı “Kız Çeyiz Evi” bulunuyor. Çeyiz Evi bölümünde, giysiler, takılar, çoraplar, keseler, iğne oyaları, değişik işlemeli örtü ve peşkirlerden oluşan geleneksel Türk el sanatları ürünlerinin sergilendiği çeyiz yazımı odası ve halkın günlük yaşamda kullandığı çeşitli ev eşyalarının olduğu mutfak bulunuyor. Ayrıca oyunlarda kullanılan silahlar, çeşitli dönemlerde moda olan gümüş kemerler, kemer tokaları, alınlıklar, bileklikler, köstekler, muskalıklar, hamayıllar (bir çeşit muskalık), kadın tepelikleri, kadın erkek başlıkları da ayrı bölmelerde sergileniyor. Müze binasına ek olarak yapılan bölümde ise, Anadolu, Balkanlar ve çeşitli ülkelerin geleneksel halk çalgılarından örnekleri de görebilmek mümkün.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi’nde etnografik objelerin yanı sıra Anadolu ve Balkan kültürüne ait başvuru merkezi olabilecek bir arşiv de bulunuyor. Arşivde 20 bin 736 kare fotoğraf, 208 saatlik video kaydı bulunuyor.

Yrd. Doç. Cengiz Aydın’ın müdürlüğünü yaptığı Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, pazar ve pazartesi günleri hariç hafta içi her gün 09.00 - 17.00 saatleri arasında ziyarete açık. Öğrencilerin 2,50 TL, yetişkinlerin 5.00 TL ücret karşılığı ziyaret edebildiği müze, yerli - yabancı binlerce turistin ilgisini çekiyor.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©