İzmir mimarisinde Resim

İzmir yapılarında bulunan duvar ve tavan resimlerinde işlenen konular arasında ilk sırayı genellikle nereye ait olduğu belli olmayan düşsel manzara kompozisyonları almaktadır

 

Yazı: Prof.Dr. İnci Kuyulu Ersoy / Ege Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü

 

18’inci ve 19’uncu yüzyıllarda Osmanlı sanatında görülen en önemli değişimlerden biri de mimari süsleme alanına yeni bir tür olarak katılan resimli bezemelerdir. İlk örneklerini başkent İstanbul’da veren ve kısa bir süre içinde Anadolu ile Osmanlı’nın o günkü coğrafi sınırları içinde yayılarak hemen hemen tüm yapı gruplarında asal süsleme öğesi haline gelen resimli bezemeler, rastlantının ötesinde yeni bir tür ve üslup arayışının da göstergesidir.

İzmir’in çok kimlikli ve çok kültürlü alt yapısı, kentin kültür ve sanat ortamının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Yerli Müslüman ahalisinin yanında Ermeni, Rum, Yahudi kökenlilerin ve yerleşik yaşam süren Levantenlerle kentte bulunan diğer Avrupalılardan oluşan kozmopolit nüfusun yaşam tarzıyla oluşan bu ortam içinde, duvar ve tavan resimlerinin özgün örnekleri üretilmiştir.

Genellikle tavan yüzeylerine yapıldı

İzmir’de bugün için bilinen resim örneklerinin gerek dinsel gerek etnik grup gerekse yapı türü açısından çok fazla farklılık göstermediği dikkati çeker. Camiden havraya, handan otele farklı yapı türlerinde uygulanmış olan resimler, genellikle 19’uncu yüzyıl sonları ile 20’nci yüzyıl başlarına tarihlendirilebilecek örneklerdir ve çoğunluğu konut yapılarında bulunmaktadır. Günümüze ulaşabilen örneklerin büyük çoğunluğunun yapıların iç mekanlarını bezediği görülür. Şimdilik, bilinen örnekler, resimlerin genellikle tavan yüzeylerinde kartuşlar içine yapıldığını; bazı yapılarda da yapıların giriş mekanlarındaki ya da merdiven yan duvarlarındaki niş yüzeylerine uygulandığını gösterir.

İzmir yapılarında bulunan duvar ve tavan resimlerinde işlenen konular arasında ilk sırayı genellikle nereye ait olduğu belli olmayan düşsel manzara kompozisyonları almaktadır. Namazgah’taki Kapani Köşkü’nde bulunan manzaralardan biri ile Şadırvanaltı Camii’nin tonozlu geçidini bezeyen manzara resimleri ise İzmir ve çevresinden görünümler olması muhtemel örnekler olarak diğerlerinden ayrılır.

Venedik gondolundan Mısır piramidine

Bugün Ziraat Mühendisleri Lokali olarak kullanılan Alsancak’taki bir Levanten konutunda bulunan manzara resimleri, Avrupa tarzında yapı tipleri, etkin Etna ya da Vezüv’ü akla getiren alev fışkıran yanardağ görünümleri ve bir Venedik gondolu ile, İtalya’dan görünümler olmalıdır. Bu kompozisyonlardan birinde dalgalanan mavi-beyaz renkli Yunan bayrağı dikkat çekmektedir. Bornova’daki Edwards (Murat) Köşkü’ndeki manzara kompozisyonları arasında bulunan bir resimde ise lav fışkıran Vezüv yanardağı ile doğrudan Napoli kentinin bir resmi yapılmıştır. Kızlarağası Hanı’nda bulunan ancak günümüze ulaşamayan geç tarihli bir resimde ise piramit, hurma ağaçları ve birkaç figürle zenginleştirilmiş bir Mısır manzarası dikkati çekiyordu. Sinyora (Geveret) Havrası’nda bulunan kompozisyonlardan birinde betimlenmiş beşik çatılı, iki cephesi gösterilmiş tek yapı tasvirinin ise havranın orijinal durumunu yansıttığı söylenmektedir. 

İstanbul görünümleri İzmir’de rağbet görmedi

Duvar resimlerinin tutkuyla işlenen konularının başında gelen panoramik İstanbul görünümlerinin İzmir’de pek rağbet görmemiş olması dikkati çeken bir özelliktir. İstanbul ile bağlantılı olabileceği düşünülebilecek örnekler, yanarak yok olan Bayraklı’daki Yahya Hayati Paşa Köşkü’nde bulunuyordu. Bunlardan deniz kenarında dört minareli anıtsal bir caminin resimlendiği kompozisyondaki yapının İstanbul’un anıtsal camilerinden birini temsil ettiği düşünülebilir. Yine aynı yapıda bulunan ve birbirini tekrarlayan iki kompozisyonda betimlenmiş kaleli birer deniz manzarasının da, İstanbul’daki Kız Kulesi olma olasılığı göz ardı edilmemelidir. Bu yapıda, cami, kale gibi yapılarla zenginleştirilmiş deniz manzaralarının yanı sıra herhangi bir başka öğeye yer verilmeden salt deniz manzaraları da resimlenmiştir. Resimler arasında bulunan dalgalı denizin ortasında batmaya ya da gözden kaybolmaya başlayan buharlı bir gemi tasviri bu tür örneklerden biri olarak dikkat çekiyordu. Ağırlıklı olarak deniz/manzara kompozisyonlarının resimlenmesi yapının banisi olan ve İzmir’de iskeleler kurduran Hamidiye Vapur Şirketi’nin başkanı Yahya Hayati Paşa’nın kimliğiyle ilişkili olmalıdır.

Anafartalar Caddesi’ndeki Cihan Palas (Emniyet Oteli)’taki kompozisyonlar arasında da, bir deniz manzarasıyla sonbaharın resimlendiği kıyı manzaraları, salt doğa görünümlerinin doğrudan resme aktarıldığı örneklerdir. Yahya Hayati Paşa Köşkü’nde bir koru manzarası ile Cihan Palas’taki sararmış yapraklı ağaçlarıyla bir sonbahar manzarası, deniz manzaraları dışındaki salt doğa görünümlü kompozisyonlar olarak dikkati çeker.

Sinyora (Geveret) Havrası resimleri arasında bulunan ve birer köprüyle bağlanan nehrin iki yakasını betimleyen salt doğa görünümlü manzara kompozisyonları da, bu grup içinde ele alınması gereken örneklerdendir. Türün değişik örnekleri, Karşıyaka’daki Penetti Köşkü’nde bulunmaktadır. 1930 yılına tarihlendirilen yapının resimlerinde belki de farklı bir coğrafyaya atfedebileceğimiz geniş arazi üzerindeki ağaç kümeleri izlenimci bir tavırla ele alınarak yan yana manzaralar şeklinde betimlenmiştir.

Nereye ait oldukları belli olmayan manzara kompozisyonları

Resimler arasında en fazla işlenen konu, nereye ait oldukları belirlenemeyen mimari tasvirli manzara kompozisyonlarıdır. Bu tür örneklerin bir grubunun yer aldığı Şadırvanaltı Camisi, İzmir’de, şimdilik, resimli bezemelere sahip olduğu bilinen tek cami olarak ayrıcalıklı bir yere sahiptir. İşin ilginç yanı, 1970’li yılların başına kadar sıva altında olduğu anlaşılan harim kubbesindeki resimler, sonradan sıva raspası yapılarak ortaya çıkarılmıştır. Kartuşlar içinde, yeşillikler üzerinde, ağaçlar arasında çift cepheli, iki katlı, üzerine kule gibi ikinci bir bina eklenmiş ya da yanlarından ikinci bir bina bitişmiş yapılar bulunan bu mimari tasvirli manzara kompozisyonları, 19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren camiden konuta kadar farklı yapı türlerinde uygulanan ve İzmir, Manisa ve çevresinde örnekleri görülen resimlerle benzer özellikler gösterir. Bu örneklerle benzeyen bir başka mimari tasvirli kompozisyon Konak’ta 945’inci sokaktaki bir evde de yer almaktadır. Büyük Karaosmanoğlu Hanı’nın ikinci katında da, benzer şekilde işlenmiş iki kütleli bir başka bina tasviri bulunuyordu. Ne yazık ki bu resim de günümüze ulaşamamıştır.

Avrupa tarzlı küçük yapılar

İzmir’deki resimlerden bir grubunda ise genellikle beşik çatılı kulübeleri anımsatan Avrupa tarzlı küçük yapılar işlenmiştir. Genellikle bir madalyon içine yapılmış bu manzara kompozisyonları, Batı resminin teknik özelliklerini daha bilinçli uygulayan sanatçıların elinden çıktığı izlenimini uyandırır. Yukarıda bahsettiğimiz İkiçeşmelik Kapani Konağı, Alsancak’ta bugünkü Ziraat Mühendisleri Lokali gibi yapılar, bu tarz resimlere sahiptir.

İkiçeşmelik’te, Şeker Paşa Konağı ya da Mehmet Nuri Bey Konağı olduğu söylenen yapıda da madalyonlar içinde birbirlerine çok benzeyen düşsel manzara kompozisyonlarında, ağaçlar arasına beşik çatılı birer ev yerleştirilmiştir. Aynı evde, perde motifiyle çevrelenmiş bir niş içine yapılmış resim ise Avrupai görünümlü bir kent manzarasından oluşur. Ön planda canlandırılmış av sahnesinde ise figürler silüetler halinde işlenmiştir.

Göztepe’deki bir evde de tavandaki ince uzun dikdörtgen çerçeveler içine çeşme, çiçek tarhları, cami, burçlar ve surlar ile oluşturulmuş çeşitli manzara kompozisyonları resimlenmiştir.

Bornova’daki Edwards (Murat) Köşkü’nde yukarıda sözünü ettiğimiz Vezüvlü Napoli manzarasının da aralarında bulunduğu Avrupa görünümlerini çağrıştıran dört manzara resmi ise doğrudan Avrupa kartpostallarından aktarılmış izlenimi uyandıran örneklerdir.

Sembolik ve mitolojik anlamlı motifler

İzmir yapılarında bulunan resimlerin çoğunluğunda belli belirsiz silüet halinde insan ve hayvan figürlerinin kullanıldığı da görülür. İnsan figürleri bazen bir av sahnesinde, bazen durgun ya da fırtınadaki denizde sandal ya da kayık içinde, bazen oturmuş, bazen de kıyıdan el sallarken görülür.

Cihan Palas ile Karşıyaka’daki bir evin tavan yüzeyi ise dairesel çerçeve içinde masmavi bir gökyüzü şeklinde tasarlanarak bu gökyüzünde, uçan kelebekleri yakalamaya çalışan ya da yakalayan kuş figürleri gerçekçi bir şekilde resimlenmiştir. Figürlü anlatımlar arasında en önemlisi ve şimdilik bilinen tek örnek Bayraklı’daki bir evde iki niş içinde bulunuyordu. Kapadokya Bölgesi’ndeki azınlık evlerinde bulunanlarla benzer özellikler gösteren heykelsi işlenmiş büyük boyutlu genç erkek figürleri idi.

Çoğu insan ve hayvan figürü zor fark edilecek şekilde küçük siluetler halinde yapılırken sembolik ve mitolojik anlamlı çeşitli motifler, bazı resimlerde ana öğe olarak ele alınarak vurgulanmıştır. Yahya Hayati Paşa Köşkü, Kapani Konağı gibi Türk yapılarında ejder motifleri ile Bornova’da bir Levanten konutu olan Edwards (Murat) Köşkü’nde ise kafası ejdere benzeyen at vücutlu kanatlı yaratıklar, tek başlı kartallar ile masklar resimlenmiştir.

Bir grup mask da, Cihan Palas (Emniyet) Oteli’nde bir tavanın süsleme bordüründe kullanılmıştır. Tavan yüzeyinde ise masmavi gökyüzünde çiçeklerle uçuşan eroslar betimlenmiştir. Şadırvanaltı Camii şadırvanının kubbe yüzeyinde de bereket sembolleri olarak buğday başakları ile nar-zeytin motifleri kullanılmıştır. Resimler arasında soyut ve dekoratif bezeme kompozisyonları da görülür. Bu türün en ilginç örneklerine Cihan Palas (Emniyet) Oteli’nde rastlanmaktadır.

Duvar resimlerinin asal süsleme öğelerinden olan çiçek motifleri, bazen tek bir çiçek olarak bazen de bir natürmort olarak ele alınmıştır. Çiçekler gibi meyveli kompozisyonlar da dikkati çeken unsurlardandır. Bayraklı Yahya Hayati Paşa Köşkü, Bornova Edwards Köşkü ve Alsancak Ziraat Mühendisleri Odası Lokali gibi yapılarda yer alan çiçeklerle birlikte meyveli kompozisyonlar bezedikleri mekanların adeta birer yemek odası olduklarının kanıtlarıdır.

Kaynakça

*Arık, Rüçhan, Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı, Ankara 1976.

*Kuyulu, İnci, “İzmir ve Çevresindeki Bir Grup Duvar Resminin İncelenmesi”, II. Uluslararası İzmir Sempozyumu (İzmir 15-17 Mayıs 1995), İzmir 1998, ss. 58-78.

*Kuyulu, İnci, “Anatolian Wall Paintings and Cultural Traditions”, Ejos, Volume III (2000), No. 2, pp. 1-20.

*Kuyulu-Ersoy, İnci, “İzmir Bayraklı Yahya Hayati Paşa Köşkü: Kül Olan Resimler”, Uluslararası Katılımlı XVI. Ortaçağ - Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, (Sivas 18–20 Ekim 2012).

*Kuyulu-Ersoy, İnci, “İzmir’de Yerel ve Levanten Kültürün Duvar ve Tavan Resimlerine Yansıması”, Prof. Dr. Selçuk Mülayim Armağanı, İstanbul 2014.

 

 

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©