Kılcızade Mehmet Ağa Camii

Kılcızade Mehmet Ağa Camisi sade mimari yapısına karşın, süslemeleri açısından dikkati çeken bir yapıdır. Özellikle süslemeler arasında önemli bir yer tutan duvar resimleri; gerek işlenen konular, gerekse resimlerin boyut ve konumlandırılışları açısından; Batılılaşma Döneminde yaygınlaşan duvar resimlerinin Batı Anadolu'da 19’uncu yüzyılda ulaştığı anlayışı sergileyen özgün örneklerdendir

 Kaynak: Batı Anadolu Camilerinde Resimli Bezemeler / Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy

Fotoğraflar: Umart Mimarlık

Kılcızade Mehmet Ağa Camisi, Ödemiş ilçesine bağlı Bademli Bucağının Aşıklar Oba Mahallesinde bulunmaktadır. Yapının ne zaman ve kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmemektedir. Ancak, harim girişinin üzerinde yer alan kitabesinden 1226/1811 yılında Ödemiş Komutanı Kılcızade Mehmet Ağa tarafından büyütülerek yenilendiği anlaşılmaktadır. Üç satırlık kitabede, “Cami-i şerifin genişletilmesine sebep olan Ödemiş Voyvodası Hacı Mehmet Ağa. Sene 1226” yazılıdır.

3 Zilhicce 1315 / 25 Nisan 1898 tarihli tevliyet ilâmında da, yapının Kılcı Mehmed Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Kılcı Mehmed Ağa'nın camiyle birlikte bir de çeşme inşa ettirdiği verilen bilgiler arasındadır.

Kitabe ile tevliyet ilamında farklı bilgiler veriliyor olması, eski yapının yerine bugün ayakta olan caminin daha büyük olarak yeniden mi inşa edildiği; ya da eski yapının genişletilerek mi yenilendiği konusunda bir kuşkuya neden olmaktadır. Ancak, her iki halde de, yapının 1226 / 1811 yılında bugünkü görünümünü kazandığı anlaşılmaktadır.

Kitabenin üzerindeki süslemeler arasında, ayrıca, boya ile 1291 tarihi yazılmıştır. Bu 1291 (1874-75) tarihi de, caminin süslemelerinin yapıldığı tarih olmalıdır.

Cami, kareye yakın dikdörtgen planlı bir harim ile kuzeyindeki son cemaat yerinden oluşur. Arazinin eğimi nedeniyle, yüksekte kalan son cemaat yerinin altı, bir bodrum kat olarak değerlendirilmiştir.

Örtü sistemi geniş ahşap saçaklı kırma çatıyla sağlanan kagir yapının cepheleri tamamen sıvalıdır.

Dış cephe resimleri günümüze ulaşabilen nadir yapılardan

Kılcızade Mehmet Ağa Camisi, içten düz tavanlı, dıştan kırma çatıyla örtülü kareye yakın dikdörtgen planlı sade bir cami ömeğidir.

Yapının gerek cepheleri, gerek iç mekanı zengin bezemelere sahiptir. Bezemeler arasında Batılılaşma Dönemi Anadolu Türk mimari süslemesinin seçkin bir türünü oluşturan duvar resimleri önemli bir yer tutar. Duvar resimlerinin günümüze ulaşabilen örneklerinin daha çok yapıların iç mekanlarını bezediği görülür. Cepheleri bezeyen resimlerin ise, büyük olasılıkla onarımlar ve aşınmalar nedeniyle yok olduğu düşünülür. Kılcızade Mehmet Ağa Camisi, dış cephe resimleri günümüze ulaşabilen ender yapı örneklerinden birisidir.

Dış cephede deniz, iç mekanda orman

Resimler, ahşap ve sıva üzerine yapılmıştır. Resimlerde işlenen konular manzaralar, natürmortlar, Mekke-Medine tasvirleri, kılıç-sütunce gibi motiflerdir. İşlenen konular arasında en önemli yeri manzaralar tutar. Manzaralar hem ele alınış biçimleriyle, hem de tasarımlarıyla ilgi çekici özellikler sergiler. Bu kompozisyonlarda dış cephede deniz görünümü yer alırken, iç mekanda çeşitli orman görünümleri tasvir edilmiştir. Duvar resimlerinde manzaralar, büyük bir tutkuyla işlenen konular arasında yer alır. Büyük bir yoğunluk kazanan doğa kesitlerinin anlatımına genellikle mimari tasvirler de katılır. Kılcızade Mehmet Ağa Camisi'nin manzaralarıysa, doğrudan doğa görünümleri aktaran örneklere katılabilir.

Muğla Şeyh Camisi (1830-31), Urla Kapan Camisi Şadırvanı (1834), İzmir Şadırvanaltı Camisi geçit tonozu (1835-40), Muğla Kurşunlu Camisi (1853) gibi eserlerin resimleri arasında deniz manzaralarına yer verilmiştir. Ancak bu resimlerde, deniz manzaraları çeşitli yelkenliler ve binalarla zenginleştirilmiş kıyı görünümleri olarak ele alınmıştır. Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin güney cephesindeki kompozisyon ise, geri planda tepelerle kesilen ve iki tarafından ağaçlarla sınırlandırılmış salt bir deniz manzarası olarak dikkati çeker.

Anıtsal büyüklükte orman manzarası

Salt orman görünümlerinin işlendiği manzaralar, harimde güney duvarı ile ahşap tavan yüzeyinde yer alır. Duvar resimlerinin bilinen örneklerinde resimlerin genellikle çerçeveli veya çerçevesiz tek tek ya da şeritler halinde yapıldığı izlenir. Oysa, Kılcızade Mehmet Ağa Camisi, bilinen örneklerin dışında bir bezeme programının tek örneğidir. Güney duvarını bezeyen orman görünümünün mihrap yüksekliğiyle yarışan boyutlarda anıtsal bir büyüklükte işlenmesi ile ilk kez karşılaşılmaktadır. Bu özellik, Anadolu'da bilinen örnekler arasında, ilk kez bu yapıda karşımıza çıkan özgün bir resimleme tarzına işaret eder. Baklan-Boğaziçi Kasabası Eski Cami, Mudanya-Mirzeoba Köyü Ahmed Ağa Camisi gibi yapıların 18. yüzyıl sonu-19. yüzyıla tarihlenebilen resimlerinde büyük boyutlu tek tek agaç motifleri bulunmakla birlikte, geniş bir yüzeye yayılan büyüklü-küçüklü ağaçlarla oluşturulmuş orman manzaralarına bugün bilinen örneklerde rastlanmamaktadır. Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin bu orman manzarası, şimdilik bilinen tek örnek olarak dikkati çeker. Ayrıca, anıtsal orman manzarasının yan duvarların yüzeylerinde yer alan anıtsal büyüklükte çiçek tasvirleriyle kuvvetlendirilmesi, büyük kompozisyon düzeninin sanatçının kendi seçimi olduğunu kanıtlar.

Orman manzaraları, harim tavanında da tekrarlanmıştır. Tavan köşelerinde orman görünümleri olarak başlayan süsleme, çiçekli dallara dönüşerek tüm tavan yüzeyini bezer. Tüm tavan yüzeyini bezeyen süslemelere Kula Soğukkuyu Camisi (1784-85) tavan göbeğinde, Kula Hacı Recepler Camisi (18. yüzyıl) mahfil tavanında Denizli-Acıpayam-Yazırköyü Camisi (1802-3) harim tavanında rastlanır. Ancak, bu yapılarda tavan yüzeyi çıtalarla ya da boya ile bölümlere ayrılarak, her bölümün içine çeşitli çiçek motifleri işlenmiştir. Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin tavan yüzeyinde ise, herhangi bir bölüntü yapılmadan, bezemeler tüm yüzeye yayılmıştır. Tavan kenarlarını sistemli bir biçimde dolaşan ve köşelerde yoğunlaşan orman görünümünün tüni tavan yüzeyine dağılarak zengin bir bezemeye dönüşmesi ve göbek etrafının orman görünümüyle çevrelenmesi, bugüne kadar bilinen bezemeli tavan örnekleri arasında Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin tavan bezemesinin önemli bir gelişmeye örnek oluşturan özgün bir yapıt olduğunu ortaya koyar. Tavanda bezemelerin kesintisiz olarak devam etmesi ve bezeme konusu olarak orman görünümlerinin seçilmesi yeni ve özgün bir uygulama olarak dikkati çeker.

Yapıdaki diğer bir orman manzarası da, mihrap nişinin alt kesimine yapılmıştır. Bu dönemde, Anadolu'da cami mihraplarının yoğun süslemelere sahip oldukları bilinmekledir. Ancak, Soma Hızır Bey Camisi (1791-92), Koçarlı Cihanoglu Camisi (1834-35) ve Tavas Hamamönü Camisinin (1847) mihrapları gibi manzara resimle- riyle bezenmiş bilinen örneklerin sayısı azdır. Bu örneklerden Soma Hızır Bey Camisi ve Tavas Hamamönü Camisi'nde kompozisyonlar mihrap nişine, Koçarlı Cihanoglu Camisi'nde ise mihrabın üzerine işlenmiştir. Kılcızade Mehmet Ağa Camisi'nin mihrabı da, bir manzara (orman) kompozisyonuyla süslenmiş ender örneklerden biridir.

Çiçek buketleri, üzüm salkımları, asma dalları

Yapıda manzara tasvirlerinin yanı sıra, çok sayıda çiçek kompozisyonu da işlenmiştir. Gerek cephelerde, gerek iç mekanda bulunan kompozisyonlar tek tek çiçek buketlerinden ya da çeşitli kaplara yerleştirilmiş çiçeklerden oluşur. Duvar resimlerinin en çok işlenen konularından olan çiçek tasvirlerine hemen hemen her yapıda rastlamak mümkündür. Denizli Acıpayam Yazırköyü Camisi (1802-31), Milas Bahaeddin Ağa Konağı (19. yüzyıl ortaları), Kırkağaç Çiftehanlar Camisi (1864-65), Soma Damgacı Camisi (1872), Kınık İbrahim Ağa Camisi (1875) gibi yapıların resimlerinde çiçekli kompozisyonlara yer verilmiştir. Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin harim duvarlarındaki kompozisyonlar ise, Aydın Cincin Köyü Cihanoğlu Camisi, Mudanya Mirzeoba Köyü Camisi, Orhaneli Harmancık Bucağı Merkez Camisi gibi yapılarda bulunan örneklere benzer şekilde büyük boyutlu tasvir edilmişlerdir.

Çiçeklerden oluşan kompozisyonların yanı sıra, harim girişi ve mihrap etrafını çevreleyen kompozisyonlardaki pembe güller ile harim girişi üzerindeki üzüm salkımları ve asma dallarından oluşan şeritler, ilgi çekici betimlemelerdir. Güney cephedeki çiçekli kompozisyon ise, duvara asılı izlenimi veren bir kılıç motifiyle zenginleştirilmiştir.

Mekke ve Medine tasvirlerinde Batı resmi çağrışımları

Yapının yoğun süslemeleri arasında sadece iki mimari tasvire yer verilmiştir. Harim girişinin iki yanında birer dikdörtgen çerçeve içine alınmış Mekke ve Medine tasvirlerinde renk tonlamaları, ışık-gölge oyunları, perspektif denemeleri gibi Batı resmini çağrıştıran öğeler dikkati çekerken, ayrıntıcı işleme tarzı, yapıların biçimlendiriliş ve yerleştirilişlerindeki acemilikler gibi özellikleriyle de minyatür geleneklerine baglı alışkanlıkların sürdürüldüğü izlenir. Bugün bilinen örneklerine göre yalnızca camilerde resmedilen Mekke ve Medine tasvirleri Soma Hızır Bey Camisi (1791-92), Aydın Koçarlı Cihanoglu Camisi (1834-35), Muğla Kurşunlu Camisi (1853) gibi yapıların duvar resimlerinde de işlenmiştir. 

Sütun motiflerinde ışık-gölge oyunları

Yapıda dikkati çeken diğer bir süsleme öğesi de, sütun motifleridir. Güney cephenin doğu köşesinde, harim girişinin üzerindeki pencere ile dış mihrabın iki yanında birer; ana mihrabın iki yanında ise üst üste ikişer sütun motifi ışık-gölge oyunları ve renk tonlamalarıyla farklı etki yaratan tasvirler olarak ilgi çekicidir. Gülşehir Karavezir Camisi (1779) hariminde güney duvarından dışa taşan bölümün kemer üzengisinin altında, köşelerde kemeri taşıyor izlenimi verecek şekilde; Denizli Acıpayam Yazır Köyü Camisinde (1802-3) ise harim duvarlarındaki resimli panoları ayıran birer öge olarak tasvir edilmiş bu tip sütun motiflerine, dönemin çeşitli yapılarında rastlanır.

Son cemaat yeri tavanının çökertilmiş orta kısmı da ahşap işçiliğiyle dikkati çeker. Tavanın çökertilmiş orta kısmında içleri çiçeklerle bezeli çıtalarla oluşturulmuş üçgen ve dötgen bölümler ve merkezindeki sarkıt, bu dönemin camilerinde ve sıklıkla evlerinde karşılaşılan türdeki tavan süslemeleriyle benzer özellikler taşır.

Geç dönem Batı Anadolu camilerinin karakteristik süsleme ögelerinden biri de, mihrap nişlerine asılı izlenimi uyandıran perde motifleridir. Kılcızade Mehmet Ağa Camisinin mihrap nişine de böyle bir perde motifi resmedilmiş, dış mihrap nişine ise alçıdan yapılmış bir perde motifi yerleştirilerek görünümü zenginleştirilmiştir. 

2012 yılında restore edildi

Kılcızade Mehmet Ağa Camisi, Bademli Belediyesi tarafından, İzmir Valiliği İl Özel İdaresi ve Kılcı Mehmet Ağa Vakfı’nın sağladığı maddi destekle 2012 yılında restore edildi.

Bu güzide yapı, Umart Mimarlık’ın İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü denetiminde yürüttüğü titiz çalışmalarla, 1 yıllık bir sürecin ardından 2013 yılında tamamlanan restorasyonla özgün işlevselliğine kavuştu.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©