Kemeraltı’nın tarihi dokusu

Kemeraltı, sekiz bin beş yüz yıllık geçmişe sahip olan İzmir’in tarihe açılan kapısı. İzmir’e yolu düşenlerin mutlaka uğradığı, çok kültürlü bir yapıya sahip olan bu tarihi çarşının dokusu maalesef zamana yenik düşüyor.

Kemeraltı zamana yenilmesin!

Bu yüzden son zamanlarda Kemeraltı’nı korumak ve ayağa kaldırmak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen çalışmaların ortak hedefi, Kemeraltı’nı eski görkemli günlerine tekrar kavuşturmak…

Üstü açık dünyanın en büyük çarşılarından biri olan Kemeraltı Çarşısında sayıları azalsa da han, hamam, kitabe, hazire, köşk, konak, cami, mescit, sinagog, sebil, şadırvan, çeşme, bedesten ve eski sokak dokularını görmek mümkün. Çarşının uzantısı olan Anafartalar Caddesiyle kesişen ara sokaklarda karşımıza çıkan sürpriz mimari, çarşının zengin dekoruna zenginlik katıyor. 

270 hektar büyüklüğündeki çarşıda yaklaşık 236 farklı meslek grubundan 9 bin küçük ve orta boy işletme bulunuyor. Burada lokantacısı, kuyumcusu, tuhafiyecisi, balıkçısı, imalatçısı yani akla gelebilecek her tür işletme hizmet veriyor. Ancak şehrin nüfusunun artmasına paralel olarak yeni kurulan bölgesel çarşılar ve alışveriş merkezleri, tarihi çarşının önemini yitirmesine neden oluyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediyesi, Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş (TARKEM) ve Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği bunun önüne geçmek için bir dizi çalışma yürütüyor.

Kemeraltı’nda oluşan yapısal bozulmaları engellemek ve bölgenin dokusunu ayağa kaldırmak amacıyla tarihi çarşıyı da içine alan geniş bir bölgede sürdürülen çalışmalarla bölgenin tarihi ve kültürel dokusu ayağa kaldırılıyor. Bu çerçevede Kadifekale’nin altında bulunan Antik Tiyatro belediye tarafından projelendirilmiş, Ege Medeniyetler Müzesi’nin yeri ise belirlenmiş durumda. Bunun yanında Kızlarağası Hanı’ndan başlayıp Kemeraltı’nı da içine alan ticari bölge, kapılar ve havralar bölgesi ile Fevzipaşa’ya bakan cadde ile Agora çevresinde de çalışmalar sürdürülüyor. İzmir’in asıl zenginliğinin yattığı bu bölgede, çok sayıda havra, Osmanlı döneminden kalma çeşme, hamam, mescit ve mezarlık bulunuyor. Bölgede bulunan bu yapılar İzmir’in önemli tarihi değerleri arasında ve hazırlanan proje ve çalışmalarla korumaya alınmaya ve yaşatılmaya çalışılıyor.

Tarihsel kimlik korunmalı 

Tarih Araştırmacısı – Yazar Orhan Beşikçi, dünyanını üstü açık en büyük çarşılarından biri olan Kemeraltı Çarşısı’nın mevcut olan eski dönem mimarisinin, çarşının tarihsel zenginliğini göstermesi açısından önemine dikkat çekiyor. 

Mimarinin dışında sosyal yaşamı ve her gün yok olmakta olan esnaf zenaat kültürünü unutmamak gerektiğini dile getiren Beşikçi, Kemeraltı’nda ahilik geleneğinin yaşandığı günleri özlemle anıyor. Beşikçi o günleri şöyle anlatıyor: “Kemeraltı Çarşısı ticaretin dışında kültürel olaylara sahne olmuş önemli bir arastamız. Kütüphane, dergi, gazete ve okullar faaliyetlerine ilk kez bu çarşıda başlamışlardı. Bir zamanlar ahilik geleneğinin yaşandığı Kemeraltı’ında tarihçesi bir hayli eskilere giden, zengin bedesten kültüründen de fazla bir şey kalmadı. O yıllarda bedesten görevlileri, arastalarında müşterilerini güler yüzle aldatan “tavcı’ları sık sık uyarır, bu uyarıyı yapmadan ticarete başlamazlarmış… Kemeraltı çarşısında bakırcılar, mıhçılar, çancılar, çilingirler, çiviciler, fenerciler, kantarcılar, kâğıtçılar, kilimciler, mumcular, sabuncular, sandıkçılar, saraçlar, marangozlar, urgancılar, bardakçılar, fıçıcı, kalaycı, yularcı, semerci, hallaç, sepetçi gibi bilumum el zanaatlarının asırlardır icra edildiği, iş yerleri zamana yenilip kapandı, Yerlerinde şimdi başka iş yerleri var. Ancak Kemeraltı benim için tanıdık esnaftan peynir, zeytin, turşu, balık almanın dışında hala evdeki bakır pilav tenceresini kalay yaptıracağım, kurmalı duvar saatini tamir ettireceğim ustaları bulabileceğim yer. Kurulacak “Kemeraltı Müzesinde “unutulmuş el sanatları teşhir edilebilir.”

İnanç turizmi açısından da çok önemli

Kemeraltı Çarşısı’nın dinler arası turizm için İzmir’in en uygun yeri olduğunu ifade eden Beşikçi’nin, bunun için bir önerisi de var; “Deneyimli rehberlerin gözetiminde mevcut sinagogların ve kortijoların gezilmesi, Pırlanta Üçgeni’nin diğer iki ayağının bulunduğu Gürçeşme Mezarlığı’na yapılacak turlar, cemaat evinde veya benzeri yakın bir yerde öğlen veya akşam yemeği turistlerin bir günlük zamanını alabilir. Mevcut sinagoglara şimdi kullanılmayan Hevra, Ets Hayim, Portekiz ve Bet Hillel Sinagogları katılınca karşımıza muhteşem bir gezi aksı çıkar. Tabi bütün bunlar Yahudi yurttaşlarımızı işin içerisine katmak onların onayını almakla olur.”

Sokak dokusu bütün olarak ele alınmalı

Turistlere tarihsel kimliğini koruyan bir Kemeraltı göstermenin gerekliliğine dikkat çeken Beşikçi bu noktada yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor: “Hisar Cami avlusundaki düzensizliği, Evliyazade ve Bakırcı şadırvanlarının üzerinde bulunan armudi formdaki örtüyü kaldırılıp tarihi şadırvanları fıskiyeli açık havuz haline getirmek, Hisar Camii muvakkithanesinin bulunduğu cephedeki saatin önünü işporta mallarla kapatmak bilgisizlikten başka bir şey değildir,kimse burada tarihi meydan saatinin farkına varamıyor… Katipzade Hacı Reşit Efendi’nin Kestelli Caddesi’nde inşa ettiği su sebilinin mimarisini mankenlerle kapatmak tarihin önünü perde çekmek demektir. Ali Paşa Şadırvanı’nın son on yılda kurşunları ve bakır âlemi kaçıncı kez çalındı. Kemeraltı Çarşısı’nda Osmanlı meydan kültürünün örneği olan Ali Paşa Meydanı ve diğer küçük meydanların özenle korunması gerekir. Cami avluları hazireleri de bakımsız durumda.”

Kemeraltı’nda mimariyi melezleştirme gibi benzer uygulamaların yadırganması, izinsiz tadilat ve dekorasyonlara kesinlikle müsaade edilmemesi gerektiğini belirten Beşikçi, tek bir yapının korunmasından ziyade eski sokak dokusunun bir bütün olarak ele alınmasının önemine değiniyor.

Kemeraltı’nın kültür varlığına öncelikle çarşı esnafının sahip çıkması gerektiğini belirten Beşikçi, belediye, üniversite ve bazı sivil toplum kuruluşlarının birbirinden habersiz ürettiği projelerin birliktelik içerisinde hayata geçirilmesinin tarihi çarşının geleceği için çok önemli olduğunu söylüyor. Beşikçi ayrıca, toplumda çarşının alt yapı sorunları ve ulaşım aksaklıklarının giderilmesi ile gece saatlerinde de güvenli hale getirilmesi yönünde bir beklenti olduğunu ifade ediyor.

Birliktelik şart

İzmir iş dünyasının önde gelen 116 ismini biraraya getiren Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM)’nin hedefi de Kemeraltı için ileriye dönük strateji çalışmalarının planlamasının yapılması ve bunun finanse edilmesi. Genel Koordinatör Nejdet Kestelli, çeşitli kurum, kuruluş ve Kemeraltı esnafıyla ortak hareket ederek, tarihi dokuyu da bozmadan Kemeraltı’nda yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmeyi amaçladıklarını söylüyor. Kestelli bu noktada bütün kesimlerin aynı fikir etrafında birleşmesi ve aynı stratejiyi uygulayarak çalışmaları birlikte yürütmesi yani taşın altına elini koyması gerektiğinin de altını çiziyor.

Kemeraltı’nda birşeylerin düzelebilmesi için öncelikle bölgede bulunan esnafla tek tek görüşülmesi gerektiğini belirten Kestelli, Kemeraltı için hazırladıkları projelerle ilgili şunları söylüyor: “Başlangıç olarak amacımız öncelikle Kemeraltı’nda örnek teşkil edebilecek bir bölgede belli bir binayı alıp restore etmek. Sonraki süreçte ise hazırlanan projelerle bölgedeki mülk sahiplerine gidip elimizdeki projeleri anlatacağız ve ‘biz bu bölgeyi şu şekilde düzenlemek ve geliştirmek istiyoruz, gelin birlikte hareket edelim, siz de bu işe ortak olun ve Kemeraltı’nı birlikte güzelleştirelim’ diyeceğiz. Bizim elimizde birçok proje ve olanak mevcut ve bu konuda çalışacak teknik elemanlarımız var. Belediyelerimizden her türlü ruhsatı da resmi şekilde alabilecek durumdayız. Bu çerçevede biz İzmir’deki bütün fikir önderleriyle ve kurumlarla birlikte çalışıyoruz ve tüm Kemeraltı esnafının da yanımızda olmasını istiyoruz.”

Kemeraltı’nda bir takım mahalleler kurarak düzenli ve çok yönlü bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini belirten Kestelli, “Bu gerçekleştirildiğinde her sektör belli bölgelerde konumlandırılmış olacak. Bir tarafta sanat galerileri bulunurken, başka bir yerde ufak bir konser alanı olabilecek. Boş meydanlar belki havuzlarla donatılacak. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman yepyeni bir Kemeraltı ortaya çıkacak” diyor.

Nesilden nesile aktarılan meslekler yaşasın

Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı İlyas Gönen ise İzmir’in önemli bir değeri olan Kemeraltı’yla ilgili yapılan çalışmaları yakından takip ettiklerini belirterek, tarihi çarşının dokusunu korumak adına herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini söylüyor.

Kemeraltı’nda nesilden nesile aktarılan mesleklerin yaşatılmasını istediklerini dile getiren Gönen, “Kemeraltı dünyanın en büyük açık hava pazarlarından biri ve içerisinde yüzlerce form barındırabilecek bir yapıya sahip. Fakat ben Kemeraltı’nda iş yapmak isteyen, yatırım yapmak isteyen arkadaşlarımdan kolay kazanç peşinde koşmamalarını rica ediyorum. Kemeraltı’ndaki bu kültürel yapıyı bozmamak adına herkes sevdiği ve bildiği işi yapsın. Bizler 3 -5 nesildir devam eden zanaatların temsilcileri, burada doğmuş büyümüş esnaf çocuklarıyız. Ben 6 yaşından beri bu çarşıdayım, kurukahvecilik mesleğini rahmetli dedemin ve babamın yanında, burada öğrendim. Benim gibi burada nesilden nesile yetişen yüzlerce insan var. İzmir Kemeraltı, Türkiye’ye duayen sanayici ve işadamları kazandırmış bir çarşı. Bu şehir bizim, bu Kemeraltı bizim. Yaşanılabilir bir Kemeraltı için öncelikle hep birlikte bazı düzenlemeleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Biz bu konuda yapılacak olumlu çalışmaların devam edeceğini ve etmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu konuda elimizden gelen desteği ve gayreti de göstermeye hazırız” diyor.

Renkli Kalem Medya Grubu
Tüm Hakları Saklıdır ©